Zirvede Haber

‘Asıl marifet insanların borca hacze düşmesini engellemektir’

‘Asıl marifet insanların borca hacze düşmesini engellemektir’

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Dr. Fatih Erbakan, Bursa Osmangazi ilçesinin 2, Olağan Kongresi’ne istirak etti. Konuşmasında ülke gündemini değerlendiren Erbakan salondan taşan kalabalığın kandilini kutlayarak başladı.

“İnsanları önce borca, icraya, hacze esir edip ‘ben bu borçları hacizleri kaldıracağım’ demek marifet değildir. Asıl marifet milyonlarca vatandaşın alım gücünü, refahını artırmak ve onların bu borca, hacze düşmesini engellemektir.” dedi.

Erbakan Hoca bugün olsaydı sizi alnınızdan öperdi

Konuşmasının başında ülkemizin ve İslam Alemi’nin mübarek üç ayları ve Regaib Kandili’ni tebrik eden Erbakan, parti olarak teşkilatlarımızın üstün gayreti ve fedakârlıkları ile 4 senede büyük mesafe kaydettiğimizi belirterek şöyle konuştu:

“Bütün zorluklara rağmen; medya desteği olmadan, holdinglerin, patronların, dış güçlerin desteği, hazine yardımı olmadan, sizler 4 seneden beri canınızı dişinize takıp mücadeleyi gerçekleştirdiniz. Türkiye’nin dört bir yanında havası ve parası çok olan partileri geride bıraktınız. Allah sizlerden razı olsun. Gayretinizle 2’nci 40 yılın kahramanları olduğunuzu bütün dünyaya gösteriyorsunuz. Erbakan Hocamız bugün burada olsaydı eminim ki bu manzara karşısında hepimizi alınlarınızdan öperdi.”

İsveç ve Hollanda’ya tepki: Bunlar güç ve yaptırımdan anlar!

İsveç’te ve Hollanda’da Kur’an-ı Kerim’e yönelik yaşanan saldırılara sert tepki gösteren Genel Başkan, “Bu mübarek günleri idrak ettiğimiz sırada İsveç’te kendini bilmez bir meczup Kuran-ı Kerim’e saldırı yaptı. Asıl vahim olan tablo ise İsveç hükümeti gösteriye izin verip, polis tarafından koruma altına almarak bu nefret sucunun işlenmesine göz yumdu, zemin hazırladı. Bu acı yeni yaşanmışken Hollanda’da kendini bilmez biri Kuran’a saldırmaya kalktı. Resmi kurumların, devletin bunlara göz yumması, bunlara izin vermesi, hatta bu çirkin suçlar işlenirken polis koruması ile koruma altına alması bizlere Milli Görüş olarak 50 yıldan beri savunduğumuz gerçeklerde haklı olduğumuzu gösterdi. Erbakan Hocamız 40 sene boyunca, ‘Bu Avrupa’dan bize bir hayır gelmez’ dedi. ‘Bunların zihninin içerisinde İslam düşmanlığı vardır, bizi bunlar içeriye almazlar, ancak kapıya bağlar istediklerini yaparlar’ demiştir. Erbakan Hocamızı o zamanlar yadırgıyorlardı. ‘Biz Avrupasız nasıl yaparız? Avrupa’yı bırakıp geri kalmış Müslüman ülkelerle mi birlikte olacağız?’ diyenler… Avrupa Birliği’nin kapısında boşa bekletilmenin sonucunda bu yaşanan gelişmelere de bakarak Erbakan Hocamızın davasında ne kadar haklı olduğunu görmüş oldular. Yıllarca Avrupa Birliği’nin kapısını aşındıran iktidarda kendince bir tepki gösterdi. Dış güçler ve batılılar gibi, kuvveti üstün tutan bu zihniyetler ancak ve ancak güçten anlarlar. Bu sebeple onlara bir güç olarak ortaya çıkmamız gerekiyor.” diye konuştu.

‘Biz bu olayları daha çok kınarız’

 

İslam’a yönelik bu tarz saldırıların yaşanmaması için Türkiye’nin öncülüğünde İslam Birliği’nin kurulmasının gerekliliğini bir kez daha ifade eden Genel Başkan Erbakan, “Türkiye’nin öncülüğünde Müslüman ülkelerin bir araya gelmesi hayati öneme sahip konudur. Müslüman ülkeler bir araya gelmezse zulme karşı duramazlar. Biz bu olayları daha çok kınarız. Dünyada tespit edilmiş doğalgazın, madenlerin, kaynakların pek çoğu Müslüman ülkelerin elindedir. Fas’tan Endonezya’ya kadar boğazların 3’te 2’si Müslüman ülkelerin elindedir. Bütün bu nimetlerin birleştirilmesi ve bu gücün bir yaptırım gücü olarak kullanılması lazım. Üzülerek ifade ediyorum, iktidar çareyi 20 seneden beri Avrupa Birliği’nin, G-20’nin, Amerika’nın peşinde aramış, çareyi Batı’da aramışlardır. Bu saatten sonra da D-8’in canlandırılması D-60’ın kurulması ‘Yeniden Büyük Türkiye’nin öncülüğünde İslam Birliği’nin kurulması noktasında herhangi bir adım atmayacaklardır. Diğer taraftan masa etrafında toplanan muhalefet partilerinin de bu noktada mevcut iktidardan bir farkı olmadığını görüyoruz. Onlar da yayınladıkları deklarasyonda Avrupa Birliği’ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin içtihatlarına tam manasıyla teslim olacaklarını ifade ediyor. Amerika’ya yaptıkları hamburger yeme seferleri, İngiltere’ye yaptıkları para arama seferleri, IMF yetkilileriyle otel odalarında yaptıkları gizli görüşmeler, küresel sömürü çarkının, dış güçlerin merkezi olan Davos toplantılarına katılıp oralardan yaptıkları açıklamaları görüyoruz. Küreselcilerin adamı olan Jeremy denilen şahıstan akıl danışmaları ve tavsiye almaları masa ittifakınında bu noktada derde derman bir adım atmasının mümkün olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Bu noktada diyoruz ki, bu adımların atılabilmesi, ‘Yeniden Büyük Türkiye’nin öncülüğünde D-60 ve İslam Birliği’nin kurulması ve İslam Birliğinin öncülüğünde adil bir dünyanın kurulması adımını ancak ve ancak Milli Görüşçüler atabilir, Yeniden Refah Partisi atabilir.”

İktidarın seçime yönelik hamlelerinden biri olarak değerlendirilen milyonlarca vatandaşı ilgilendiren borç yapılandırması düzenlemesini eleştiren Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan, şöyle devam etti:

“14 Mayıs tarihinde yapılacağı söylenen seçimler öncesinde iktidar seçim çalışmalarına hız verdi. Daha önce 2 bin lira altındaki borçluların borcunu sileceğini ifade eden iktidar, şimdide aynı uygulamayı vergi dairelerimize 2 bin lirayı aşmayan borcu olan vatandaşlarımız için hayata geçiriyor. Müjde olarak açıkladıkları olayla ilgili şu tespiti yapmıştık: 5,5 milyon insan, 2 bin liradan daha az bir borcu ödemekten aciz bir hale gelmiştir. 20 sene Cumhuriyet tarihinde kimseye nasip olmamış yetkiyle iktidarda kalanlar, aileleriyle birlikte milyonlarca insanı 2 bin liradan daha az tutarda vergi ve prim borçlarını ödeyemeyecek hale getirdiler. Bizler borçlarını ödeyemeyecek durumda olan vatandaşlara yardım edilmesini elbette destekliyoruz. Ancak insanları önce borca, icraya, hacze esir edip ‘ben bu borçları hacizleri kaldıracağım’ demek marifet değildir. Asıl marifet milyonlarca vatandaşın alım gücünü, refahını artırmak ve onların bu borca, hacze düşmesini engellemektir.  Siz insanları açlık sınırının altından kurtarmazsanız, paylaşımda adaleti sağlamazsanız, bu sorunları çözmeniz mümkün olmaz. İşte biz Yeniden Refah Partisi olarak, ‘biz bu ülkede sadaka dağıtmak için gelmiyoruz, biz bu ülkede fakirliği ortadan kaldırmak için geliyoruz.’ diye hep söylüyoruz. Bakınız Ocak ayında yapılan hesaplamalara göre açlık sınırı 9 bin 800 lirayı geçti. 10 bin lira açlık sınırının olduğu bir ülkede emekliye 5 bin 500 lirayı layık görürseniz daha çok borç yapılandırması yapmak zorunda kalırsınız vergi borcunu affetmek mecburiyetinde kalırsınız.”

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ