TEŞEKKÜRLER HUKUKUN TEMSİLCİLERİ UMUDUN SEMBOLÜ OLDUNUZ.
Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan dikkat çeken yazı.
Buğday; “Ülke ve halklar olarak çoğunlukla zor günler yaşıyoruz. En önemlisi zaman zaman umutsuz ve geleceğe olan güveni kaybederek endişe içinde kalıyoruz. Yaza yaza, anlata anlata dilimizde tüy, parmaklarımızda güç kalmıyor ama Tek Adam diktasının yarattığı atmosferde nefes anlamamız bile güçleştiği faşist ortamlarda adeta anlamsız bir konumda ölümü bekliyoruz.
Ülkemde demokrasi yok olmuş. Akıl, mantık, ilim bilim, gelecek ve insanca yaşamın garantisi hak ve hukuk bir kişinin keyfiyetinde ve iki dudağının arasına hapsolmuş bir konumda nasıl yaşanabilir ki?
Hak ve hukukun olmadığı düzende, ülke kazanımlarının yok edildiği, gelir adaletsizliğinin tavan yapıp hesap sorulamadığı sistemde, halkın temsilcilerinin işlevsiz ve TBMM’nin görevini yapamaz bir konuma geldiğinde insanlar ne düşünürler?
Kendilerini, yaşamlarını ve çocuklarının geleceklerini nasıl güven içinde hissedebilirler?
Çünkü Tek Adam diktasında demokratik yollar tıkanmış hukuk haksızı, hırsızı ve yolsuzu korur bir konuma sokulmuştur.
Keyfiyet, hile- hurda temelinde kararları halklara dayatıyorsa kimse kendini güvende hissedemez ve umut besleyemez.
Oysa demokrasinin ve insan haklarının temel taşıdır Hukuk ve hukuk devleti.
Bağımsız karar veren mahkemeleriyle, yargıçları, savunmanları ve savcılarıyla insanın, hatta tüm canlıların yaşam garantisidir hukuk devleti.
Savunmayı sağlayan avukatların en üst organı da Türkiye Barolar Birliğidir.
Ne yazık ki bu çok önemli kurum, Tek Adam şahsın devletinde başkan Metin Feyzioğlu’nun azarlanıp pes edip eşinin başını örttürerek biat etmesi sonucu işlevsiz ve amacından sapan bir konuma girmişti.
Artık Barolar Birliği Tek Adam’ın istekleri ve kararlarına göre hareket ederek savunulması gerekenlerin ve savunmanların haklarını gas etmişti.
Kongreler yaptırılmadı. Barolar bölünüp çoklu baro sistemi ile siyasi iradenin emrine giren kurumlar yaratıldı.
Seçimleri kadük yapan delege sisteminde inanılmaz adaletsizliklere imza atıldı.
Devletin tüm destek ve olanakları Metin Feyzioğlu’nun kazanması için kullanıldı.
Tek unutulan şey Barolar Birliğinde sağlam temel ve Sol Anlayışın kök salmış olmasıydı.
Sonunda bu işe nokta koyacak seçimler yapıldı:
348 delegenin oy kullandığı seçimde, listesi 182 blok oy alan Erinç Sağkan TBB’nin başkanlığına seçildi.
Metin Feyzioğlu’nun listesine ise 156 blok oy çıktı.
Çoklu baro düzenlemesiyle birlikte Genel Kurul’da oy hakkı bulunan delege sayısı 477’den 348’e düşürülmüş;
İstanbul ve Ankara gibi büyük baroların TBB delege sayısı azaltılmış, Anadolu barolarının oy hakkı ise güçlendirilmişti.
Erinç Sağkan, genel kurul öncesi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda,
“Bu Genel Kurul; hukuk üstünlüğü diyenlerle hukuku teferruat olarak gören zihniyetin, meslek için çalışanlarla, lütuf siyasetinin, benimsemekte ötekileştirmenin, cesaretle tahakkümün mücadelesidir” demişti.
Çok şükür hukukun üstünlüğüne inanalar kazandı. Ve ülkemde umut yeniden yeşerdi.
Bu seçimde bizleri mutlu eden, gururlandıran ve kendimizi güvende hissetmemizi sağlayan bir olayda sevgili dostumuz ve Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun’un yönetime girmesi olmuştur.
Halkımıza bu onuru yaşatan, yeniden hukuka güveni sağlayacak olan ve umudu yeşertip, hukukun ve bağımsız yargının en önemli temsilcileri olan Barolar Birliği, Başkanı, yönetimi ve destek veren tüm savunmanları kutluyorum.
Artık korku imparatorluğu yıkıldı.
Bugüne dek halkları korkutanlar artık korkuyor.
Çünkü artık ülkeyi mahveden, devleti işgal eden, haklımızı sömüren ve açlığa mahkûm edenler için hesap günü yaklaşıyor.
Çünkü sandıktan artık hak ve hukuk diyenler çıkıp kazanıyor.
O sandık gelecek ve halklar bu sömürü ve ceberut düzene son verecek.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.”
İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER KONULAR
ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ