Bilge Kalemden: Taviz Yok, Atamızın İzindeyiz

  • 30 Aralık 2025
Bilge Kalemden: Taviz Yok, Atamızın İzindeyiz

Bahri Palas – Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazısı

Tarih 27 Aralık 2015…
Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya ayak bastığı anlamlı günde, yüce gönüllü vatan sevdalıları, Atamızın kabrinde toplanmıştı. Ne bir siyasi parti bayrağı vardı ne de bir ideolojik simge…
Ortak payda vatandı, lider ise Atatürk’tü.

Bu topluluk, sadece bir anma değil; istikamet beyanı için oradaydı.
“Taviz yok!” dediler.
Çünkü o gün Atatürk’ün koyduğu ilkeler neyse, bugün de aynı kararlılıkla sahip çıkılması gereken değerlerdi.

Bu buluşma, siyasetin ötesinde bir onur duruşuydu.
Kendini bu topraklara ait hisseden herkesin, Atatürk’e ve onun gösterdiği yola sadakatini haykırdığı bir andı.
“Vatan elden gitmesin, cumhuriyet sarsılmasın, ilke ve devrimler unutulmasın” diye bir araya gelen insanların duruşuydu.

Bugün hâlâ o günkü tavrın, kararlılığın ve sahiplenmenin birer aynasıyız.
Taviz vermek isteyen zihniyetin karşısında dün nasıl dik durulduysa, bugün de durulmalı.

Unutulmamalıdır:
Atatürk’ün gösterdiği istikamet bir dönemlik rota değil, ebedi bir yol haritasıdır.
Ve bu yolda yürümek, sadece geçmişe saygı değil, geleceğe borçtur.

KIZILCA GÜN…

Tarih 27 Aralık 2015. Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün Ankara’ya ayak bastığı tarihte vatan sevdalısı yüce gönüllü insanlarımızın atamızın kabrini ziyaret edip, onun göstermiş olduğu istikametten taviz verilmemesi gerektiğine dair basın açıklaması yapmak üzere toplandıkları anlamlı ve siyaset üstü bir gündü. Hiçbir partinin bayrağı ve flaması ortalıklarda yoktu.

Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurunda, onun koymuş olduğu değerlere sahip çıkılmak üzere daha açıkçası vatana sahip çıkmak üzere toplanılmıştı. Taviz vermek yok. Atamızın koymuş olduğu ilkeler o gün için neyse bu gün için de şüphesiz oydu. Taviz vermek isteyen zihniyetin karşısında dik ve onurlu bir duruştu bu gün yüzlerce insanın toplanması.

Bir Kafe’de arkadaşlar ile toplanmış sıcacık çaylarımızı yudumlayıp sohbet ederken tanıştık Cumhuriyetçi  Vatanseverler Partisi  il yönetiminden bir arkadaş ile sıcak ve samimi sohbeti  dikkatimi çekti ve kendisine de oldukça kanım ısındı.

Çay paralarını ödemek için kasaya giderken cebimden Vatan Medya Grubuna ait kartvizitimi çıkartıp verirken kendisine köşe yazarı olduğumu ve kendileriyle daha yakından tanışmak istediğimi dile getirdim. Memnuniyet ile teklifim kabul gördü ve Çarşamba günü Basın ofisimizde il başkanları Sn. Okan Hallemoğlu ve bir iki yönetimdeki arkadaşlarla ziyaret edebileceklerini söyledi.

Çarşamba günü gelip çatmıştı.

Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi Bursa il Başkanı Sn. Okan Hallemoğlu ile birlikte üç yönetimden daha arkadaş basın ofisimize çay içip, kendilerini tanıtmak için teşrif ettiler.

Sıcak ve samimi bir sohbet oldu. Pırıl pırıl gencecik vatan sevdalısı gençler karşımda kendilerini anlatıyorlardı. Birilerinin vatan derdine düştüğünü görmek beni ziyadesi ile memnun etti. Kendilerini de gazetemin köşe yazısında, yazılarımı okuyan kişilerle bir araya getirmek için kendileri adına köşe yazısı yazabileceğimi söyledim. Onlarda bana 27 Aralık 2025 tarihinde Atamızın Ankara’ya ayak bastığı tarihte Ankara’ya otobüs kaldıracaklarını ve benimde onlarla birlikte gelebileceğimi söylediler. Benim içinde bir değişiklik olur diye düşündüm. Oradaki ortamı da hem solumuş olurum hem de atamızın istirahat ettiği anıtkabiri bir kez daha görmüş olmakla birlikte yaşananlara canlı canlı şahitlik etmiş olurum düşünceleri kafamda dolaşmaya başladı. Ebetteki gelirim diye cevap verdim.

Daha önce iki kez atamızın huzuruna çıkmak için anıtkabir ziyareti yapmıştım. Olsun üçüncüsü de kısmet olsun diye olur cevabımı memnuniyetle kendilerine bildirdim.

O gün gelip çattığında Bursa Terminalinin karşısında tuttukları otobüs gelip bizi anlaştığımız yerden aldı. Aslında biraz yeni yüzler tanımanın mutluluğunun yanında birazda atamı ziyarete gideceğim için heyecanlıydım. Güzel bir gün geçecekti inşallah.

Otobüse binip, Ankara yoluna revan olduğumuzda İl Başkanımız Otobüsteki herkesin birbirini tanıyabilmeleri adına herkesin tek tek tek kendilerini tanıtmalarını istedi. Evet bu harikaydı. Çünkü Hem Bu davaya gönül vermiş herkesi tanımak istiyordum hem de kendimi bir gazeteci olarak daha farklı kişilere de tanıtmak istiyordum. Her birini tanıdığımdan dolayı mutluyum. Gerçekten çıkarsız, menfaatsiz vatanını seven, vatanperver insanlarla birlikte bir aradaydım.  Bu tarifsiz bir şey.

Hepiniz adınız, yaptığınız iş her neyse gerçekten hepiniz gerçek bir Türk ve gerçek bir Atatürkçüsününüz hepiniz gerçek bir vatan evladısınız. Buna gözlerimle şahit oldum.

Anıtkabire yaklaştığımızda kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Çocuksu bir mutluluk kaplamıştı içimi. Hani bayramda babanın, dedenin elini öpmeye giderken yaşadığın o çocuksu mutluluk vardır ya. Ha tam olarak işte böyle bir şey Atamızı ziyarete gitmenin mutluluğu. Yaşamayan Atatürkçü olmayan nereden bilsin. Bilenlere koca bir selam olsun.

Nizamiyeye yakın bir yerde otobüslerden indik. Anıtkabir’e kadar aslanlı yoldan biraz yürümemiz gerekiyordu. Yaklaştığımız her adım içimdeki mutluluk çoğalıyor ve Atam huzuruna geldim diye avazım çıktığı kadar bağırmamak için kendimi zor tutuyordum. Bağırsam ne olacaktı ki, ayıplayacaklar mıydı. Zaten onun ilkeleri doğrultusunda bir hayat yaşamak için bu hayatımı bahşetmemişiydim. Olsun bunu yine de ben bileyim. Başkasının bilmesine gerek yok. Zaten burada bulunan herkes bu duyguları yaşıyorlardır.

Neyse aslanlı yolun başındaki merdivenlerde Cumhuriyetçi Vatanseverler ile bir iki resim çekilip aslanlı yolda devam ettik büyük bir sabırsızlıkla. Atamızın huzuruna varmaya çok az kalmıştı. Bir de ne görelim. Anıtkabirde nöbet değişimi yapılıyor. O askerlerin gür sesiyle komut vermesi ayaklarını yere rap rap diye sertçe vurarak yürümeleri benim gönül hanemde ayrı bir sayfa açtı bana. Nöbete giden askerlerin her adımda yere sertçe rap rap diye potinleriye vuruşu benim beynimde rab rab esmasının zikriyle çınlıyordu. Bu arada bu anı ölümsüzleştirmek üzere kamerama kaydettim sizler ile paylaşabilmek adına. İnşallah seyredince beğenirsiniz.

Evet Atamın mozolesinin önünde bir Fatiha okuyacak kadar durup kendisine minnettar olduğumuzu aklımdan geçirdi. Ama beni burada daha uzun bir zaman tutmazlardı. Mozolenin karşısında esas duruşa geçip içimdeki acayip bir ruh haliyle ‘’ Rahat uyu Atam. ‘’ diyerek oradan ayrıldım.

Aşağıdaki parkta gelen vatanseverlerin basın açıklaması yapacaklarını öğrendik. Doğru Anıtkabir’in altındaki bu parka gittik. Basın açıklamasını dinlemek için. Elbette ki bu basın açıklamasını da kayda alıp siz değerli okuyucularım ile paylaştım.

Basın açıklamasındaki ilk cümle dikkatimi çok cezbetti. Bunu da sizlerle paylaşmayı uygun buldum.

Basın açıklaması şöyle başlıyor;

Evet. Kızılca günü ilan ediyoruz. Siyasi parti meslek kuruluşu, dernek farkı gözetmeksizin. Sağcısıyla solcusuyla çeşitli illerden gelen vatansever yurttaşların katılımıyla halkımızla burada Kızılca günü ilan etmek için toplandık.

KIZILCA GÜN NEDİR ?

Türk senesinde devletin ve milletin buhran yaşadığı günlerde Seymen alayı tertiplenir. Ahali birleşerek kurtuluşun ve yeniden kuruluşun ilkelerini verirler.

Kızılca gün yeni bir gündür.

O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Türk Milleti zekidir. Türk Milleti çalışkandır. Büyük medeni vasfını ve medeni kabiliyetini devletin ve milletin buhran yaşadığı her dönemde ispatlamıştır.

Neyse basın açıklaması bu şekilde devam edip gidiyor. Hepsini bu yazımda burada sizlerle paylaşabilme imkanım yok maalesef. Ama başka bir yazımda basın açıklamasının tamamını sizlerle paylaşacağım.

Değerli okuyucularım. Hayırlısı ile atamızın huzuruna gittik geldik. Gitmeme sebep olan Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisini ne canı yürekten böyle bir imkanı bana sundukları için teşekkür ederim.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ