Çok sayıda işletme iflas etti!

2 yıldır mücadele ettiğimiz koronavirüs sürecinde şüphesiz ki en çok etkilenen sektör yeme-içme oldu. Bir yılı aşkın süredir kapalı olan ve faaliyetine devam edemeyen kafe, restoran, lokanta ve eğlence yerleri gibi işletmeler artık ayakta kalmakta güçlük çekiyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Hizmet Ticaret Konseyi Başkanı Turgay Güler, “Tüm Türkiye’de ‘Size destek verildi. 5.000 lira da hibe desteği alıyorsunuz’ gibi düşünceler var. Bu düşünceler, kısıtlı saatlerde açılmak gibi şeyler bizim derdimizi çözecekmiş gibi düşünülüyor. Hayır, bu durumlar bizim sorunumuzu asla çözmez. Bizim şu anda yüzde 50’miz zaten iflas etmiş durumda. Bu sektör açıldığı gün bunu göreceksiniz. Sokaklarda gördüğünüz, aşina olduğunuz onlarca işletme var. Şu an kapalı olduğu için anlamıyorsunuz ama yarın bu işletmeler açıldığı zaman ne kadar azaldığını göreceksiniz. Asıl gerçek tablo o zaman ortaya çıkacak” dedi.

GÜLNAME PAÇA / BURSADA BUGÜN      bursadabugun.com

Pandemi sürecinde en çok etkilenen sektörler arasında yeme-içme yer alıyor.

Yeme-içme üzerine kurulu olan işletmeler paket servis ile dükkânını çevirmeye çalışırken eğlence sektöründekiler bir yılı aşkın süredir kapalı.

“BU PARALAR BİR ÇÖZÜM DEĞİL”

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Hizmet Ticaret Konseyi Başkanı Turgay Güler, “Destek paketi açıklandığı andan beri tüm esnafın, orta ve büyük ölçekli esnafın serzenişleri çok fazla yükselmeye başladı. Bu asla bir çözüm değil, asla yeterli değil. Bakın biz aylık olarak kira ödüyoruz ve kira ödemelerimiz hala daha devam ediyor. Bize verilen para yerlerimizin 2 veya 3 aylık vergisini anca karşılıyor. Bu paralar bir çözüm değil. Anadolu’daki küçük esnaflarımız için belki bir çözüm olabilir ama yiyecek içecek sektörü için asla bir çözüm değil. Tartışmaya, konuşmaya bile gerek yok bunu. Bu o kadar yetersiz ve küçük ki anlatamam size. Biz olmamış, yapılmamış kabul ediyoruz bu desteği. Bu ücretin derdimize pansuman olacağını kimse aklına getirmesin. Bizim işimize yaramayacağını devlete, basına ve halkımıza anlatmamız lazım. Bu hiçbir şey değil” ifadelerine yer verdi.

“BİZİM ŞU ANDA YÜZDE 50’MİZ ZATEN İFLAS ETMİŞ DURUMDA”

Peki, kafe ve restoranların bahçe-balkon gibi açık alanlarda çalışmasına izin verilmesini öngören Avrupa modeli açılma çare olur mu?

Güler, “Bizim için Avrupa modeli açılma önerildi. Bu bizim için bir pansuman olabilir. Mutlaka bize bir faydası dokunur. En azından işletmelerimizi açmış, yavaş olsa da hayatımıza başlamış oluruz. Bu olmalı, yapılmalı. Bu öneri tam olarak derdinizi çözer mi derseniz eğer evet Avrupa modelini uygularsak biz memnun olacağız çünkü hayatımıza devam etmiş olacağız. Bizim içimizde yüzde 30’umuz 14 aydır işletmesini açamadı. 110 bin işletmeden bahsediyorum. Kalan kısmımız da 9 ay işletmesini açamadı, açtıklarında da kısıtlı açtılar. Şimdi bize ‘Yarın sizi açıyorum. Bahçenizde hizmet verebilirsiniz. Bahçesi olmayanlar kaldırımlarda veya caddelerde, belediyelerin öngördüğü yerlerde hizmeti verebilir’ derlerse buna seviniriz ama sanki tüm Türkiye’de ‘Size destek verildi. 5.000 lira da hibe desteği alıyorsunuz’ gibi düşünceler var. Bu düşünceler, kısıtlı saatlerde açılmak gibi şeyler bizim derdimizi çözecekmiş gibi düşünülüyor. Hayır, bu durumlar bizim sorunumuzu asla çözmez. Bizim şu anda yüzde 50’miz zaten iflas etmiş durumda. Bu sektör açıldığı gün bunu göreceksiniz. Sokaklarda gördüğünüz, aşina olduğunuz onlarca işletme var. Şu an kapalı olduğu için anlamıyorsunuz ama yarın bu işletmeler açıldığı zaman ne kadar azaldığını göreceksiniz. Asıl gerçek tablo o zaman ortaya çıkacak. Avrupa modeli ile açılmasını isteriz ama sorunu çözmek adına bu bir yöntem değil. Çok daha değişik şeyler yapılmalı. Bu tür şeylerle ya da 3-5 bin lira ile bizim sorunumuz çözülmez. Biz eski hayatımıza geri dönmeliyiz,  biz borçlarımızı bitirip hayatımıza yeniden başlamak istiyoruz. Birçok sektör bizim yaşadığımızı yaşamıyor. Bu sorunu şu an yaşayan sadece biziz, yeme içme sektörü. Başka etkilenen sektörler tabii ki var onları da anlıyoruz, onlarla da hemfikiriz ama asıl sorun bizde. Bize karşı teşvikler verilmeli, sadece bize karşı verilmeli çünkü sadece biz kapatıldık. Başka kimse kapanmıyor şu anda AVM’ler açık. Sokaklarda insanlar geziyor. Kapalı Çarşı kalabalık ve bu virüs bizden yayılmıyor. Bilim insanlarının açıkladığına göre biz beşinci sıradayız. Birincisi AVM, ikincisi sokaklardaki kalabalık, toplu ulaşım gibi yayılım olan yerler devam ederken sadece biz kapanıyoruz ve buna rağmen de pansuman çözüm yapılıyor. Keşke bu yasaklar bir 10 gün daha uzasaydı da kurtulsaydık. Haberlere bakıyorum vaka sayıları yine artmış. Bu süreçte kim kapatıldı, sadece biz. O kadar basit çözümler istiyoruz ki, yeter ki bizi dinlesinler, anlasınlar. Ne istiyorsunuz diye sorsunlar. İnanın para demeyeceğiz. Sadece devletimizin bizi anlamasını ve dinlemesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

“BUGÜNE KADAR HİÇBİR ŞEYDEN MUAF TUTULMUŞ DEĞİLİZ”

Cuma günü tüm Türkiye genelinde açıklama yapacaklarını dile getiren Turgay Güler, “Bu açıklamanın içerisinde çözümlerimiz yer alacak ama bu çözümlerin içerisinde para yok. Hükümetten para istersiniz vermez bunu anlarım ama biz para istemiyoruz. Hiç olmazsa parayı bizden alma zaten ödeyemiyoruz bari borç yükümü katlama, birinci isteğimiz bu. Eski yapılandırmalarımı, eski banka kredilerimi isteme benden. Vergiyi benden isteme çünkü sadece beni kapatıyorsun. Diğerlerinden isteyebilirsin. Sanayiciden iste ihracatçıdan iste tekstilciden iste çünkü çalışıyorlar ve işleri şu anda çok güzel ama bu süreçte beni kapattığın için bu ödemelerden beni muaf tut bütün istediğimiz bu. Bugüne kadar hiçbir şeyden muaf tutulmuş değiliz. Bir iş yerinin 21 çeşit ödemesi var. Bunun içerisinde vergi ve faturalar var ve biz 21’ini de hala daha ödüyoruz. En basiti kira. Kiraya hiçbir çözüm getirilmedi. 14 aydır hiç açmadığımız halde kira ödüyoruz,  stopajını ödüyoruz. Buna can nasıl dayanır. Herkes battı. Yani böyle basit pansuman önlemleriyle olmaz. Devlet büyüklerinin bizi gerçekten dinlemesi gerekiyor. Dinlediğinde inanın yapılabilecek şeyler isteyeceğiz” dedi.

Kaynak: BURSADA BUGÜN