Zirvede Haber

İnşaat Sektörü Çözüm İstiyor…

İnşaat Sektörü Çözüm İstiyor…

Bursa’da inşaat sektörü taleplerini açıkladı İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi, salgın sürecinin ekonomiye ve inşaat sektörüne etkileri ve alınması gereken tedbirlere ilişkin online basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Bursa’nın vaka sayısında 5. sırada olduğunu hatırlatan İMO Bursa Şube Başkanı Mehmet Albayrak, çalışma hayatına ilişkin bütün sektörlerde alınan önlemlerin sıkılaştırılması gerektiğini söyledi. Albayrak, inşaat sektöründe alınması gereken tedbirleri sıraladı.

Albayrak, az da olsa devam eden bazı şantiyeler olduğunu ve bunlara malzeme üreten diğer paydaşlarla birlikte (beton, demir, pvc, cam, mobilya, seramik vs. vs.) sektörün ayakta durmaya çalıştığını söyledi. Albayrak, cam, demir, seramik gibi fabrikaların yüksek ısılı fırınlar ile çalıştıkları için sektördeki düşüşe rağmen durma noktasına gelseler de düşük kapasitede çalıştıklarını hatırlattı.

Açıklamada sektörde çalışanların zaman geçtikçe ”Nasıl olsa bir şey olmuyor” diye sosyal mesafe ve maske dahil hiçbir izolasyona dikkat etmemeye başladıkları ve havalar ısındıkça bunu korumanın daha da zor olacağı belirtildi.

Albayrak, şöyle devam etti:

“İnşaat sahalarının doğası gereğince, mesafe koymak kolay olmuyor. İnşaat alanlarında özellikle salgın ve izolasyon konusunda iş sağlığı ve güvenliği kapsamında yapılan bilgilendirmeler yeteri kadar bilinmiyor ve uygulanamıyor. Hal böyle olunca inşaat sektörü salgın yayılımı açısından riski önemli ölçüde arttırmaktadır. Bu nedenle sektörümüzde (durduramayacağımıza göre) ciddi önlemler alınması önem arz etmektedir.”

İNŞAAT SEKTÖRÜNDE ALINMASI GEREKEN SALGIN TEDBİRLERİ

Açıklamada alınması gereken tedbirler şöyle sıralandı:

  • Bütün şantiyeler karantina alanı şeklinde gözlem altında tutulmalı; çalışanların ihtiyaçları tek bir şirket çalışanı tarafından toplu olarak giderilmeli; giriş çıkışları denetlenmelidir.
  • Her türlü denetim işlemleri yemek molaları gibi işçilerin sahada olmadığı zamanlarda denetçi mühendis, şantiye şefi ve en fazla bir işçibaşı (kalfa) tarafından oluşan heyet halinde yapılmalı; ölçüm gerektiren keşif, hakediş gibi işler mesai saatleri dışında yapılmalıdır.
  • Sosyal izolasyon kurallarını tam ve eksiksiz olarak uygulamak ve uygulatmak gerekiyor. Bunun için şantiye çalışanlarına durumun önemi ve vahameti iyi bir şekilde anlatılmalı ve önlemler uygulatılmalıdır.
  • Şantiyede mutlaka bir hijyen sorumlusu belirlenmeli; hijyen şartlarına uygun çalışma ortamı hazırlanmalı, tedbirlerin yeterli ve uygun şekilde alınıp alınmadığının denetimi gerek OSGB (Ortak Sağlık Güvenlik Kuruluşları), gerek yapı denetimler ve gerekse Bakanlık eliyle yapılmalıdır.
  • Yaşları büyük ya da kalıtsal hastalıkları olanlar (iş yeri hekimlerince denetlenebilir) pandemi bitene kadar sektörde çalıştırılmamalıdır. Şantiye çalışanlarının tamamının giriş çıkışlarda ateş ölçümlerinin yapılması gereklidir.
  • Şantiye soyunma alanları ve yemekhaneleri gözlemlenebilir, bu alanlar birbirinden izole olacak şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca yemek ve çay molalarının ekip olarak değil kişi veya 2 kişi (sosyal mesafeye uyularak) olarak yapılması sağlanmalıdır.
  • Dönüşümlü çalışma sistemine geçilmeli; kalabalık çalışma yönteminden mümkün olabildiğince kaçınılmalıdır. Kalabalık şantiyelerde sosyal mekanlarda zaman geçirilmesi mümkün olduğunca önlenmeli, bu alanlarının kullanımı ve hijyenine çok dikkat edilmelidir.
  • Önümüzdeki Ramazan ayında şantiyeler kapatılmalı ya da yarı zamanlı hale getirilmelidir.
  • Maske takılması zorunlu olarak uygulanıyor ama satışların yasaklanmasıyla özellikle çalışan işçi sayısının fazla olduğu şantiyelerde maske bulmak zorlaşıyor. Şirketler işçilerine maske temin edemez hale gelmiştir. Acil olarak bu sorun çözülmelidir.
  • Gurbetçi işçiler aynı konteynerde kalıp ortak yemekhane, duş, WC vs. kullanıyorlar. Bu grup çalışanlarımızın dış ortamla izolasyonu sağlanmalı; karantina altında çalışmaları sağlanmalıdır.

Açıklamada, sektörün salgından önce de 2018-2019 yıllarında sıkıntılı bir süreçten geçtiği hatırlatıldı.

Açıklama şöyle sürdü:

‘EKONOMİK AÇIDAN DA DURUM İÇ AÇICI DEĞİL’

“İnşaat sektörünün büyük bir kısmı mücbir sebep kapsamına alınmasına rağmen artık inşaat sektörünün ayrılmaz bir parçası olan Yapı Denetim Sisteminin ve bu alanda hizmet veren şirketlerin mücbir sebep kapsamının dışında tutulması anlaşılabilir değildir. İnşaat sektörü yavaşladığında veya duraksadığında doğal olarak yapı denetim faaliyetleri de doğru orantılı olarak azalmaktadır. Virüsün yayılımı acısından bakılırsa yapı denetim çalışanları birçok şantiyede denetim yaptıklarından şantiyeler arasındaki yayılımı arttırma riski taşımaktadır. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın yapı denetim şirketleri de mücbir sebep kapsamına alınmalıdır. Bütün bu sıkıntılı süreçte dahi paydaşların hemen hepsi keyifsiz ve randımansız da olsa çalışmakta ve ülke ekonomisine katkı sunmakta, içlerinde güçlü olanlar kadar küçük çaplı işletmeler de ayakta durma çabasında bulunmaktadır. Kamuda da ihaleli işlerin çoğu durdurulmayıp yüklenicinin çalışmasını sağlayacak şekilde imkanlar dahilinde gerekli tedbirler aldırılarak devam ettirilmeye çalışılıyor. Bu şartlar altında Ülkemizdeki bütün şantiyelerin şalterleri kapatıp evde kalmaları gerekiyor ama maalesef hiçbirinin bunu yapacak ekonomik gücü yok. Devlet desteği de kesinlikle sektörü ayakta tutabilecek seviyede değil.”

İnşaat sektörünün ekonomik talepleri söyle sıralandı:

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN EKONOMİK TALEPLERİ

  • Kredi Garanti Fonu devreye sokulmuş ancak öyle görünüyor ki Bursa’ya henüz ulaşamamıştır. Bu anlamda düşük faizli finansman desteğine sektörün acil ihtiyacı vardır.
  • Meslektaşlarımız 2018 yılından buyana düşüşte olan sektörde inanılmaz sıkıntı içerisindeler. 2019 yılında yaklaşık beşyüz olan işsiz meslektaşlarımıza şu an itibariyle inanılmaz katılım var. Kamuda çalışanlarımız dışında neredeyse bütün inşaat mühendisleri iş sıkıntısı çekmektedirler.
  • Sektörümüzde çalışan işçilerimiz yevmiyeleri kesilmesin diye hastalığını dahi gizleyebiliyor. Gündelik yani yevmiye usulü çalışanların sosyal güvencesi bile olamıyor zaman zaman. Ülkemizin kanayan yarası olan bu duruma pandemiden sonra da uygulanabilecek kalıcı bir düzenleme gerekli. Dolayısıyla bu tür çalışanların da problemleri çözüm bekliyor.
  • Satışlar durma noktasındadır. Konut Kredisi oranı 0.90 olması iyi bir adım. Ancak yeterli gelmeyecektir. KDV oranları en az iki yıl makul seviyelere çekilmelidir. Bunun yanında tapu alım-satım harç oranları da düşürülmesi gereklidir.
  • Bütün dünyada; dolayısıyla ülkemizde salgın ekonomik olarak büyük tahribata yol açıyor. Bu nedenle vergilerin ötelenmesi bir geçiştir. Ancak ötelenen vergileri altı ay sonra sektör bileşenleri ödemekte zorluk çekeceklerdir. Mutlak surette yeni vergi düzenlemesine ihtiyaç vardır.
  • 2019 yılında inşaat sektörünün GSMH içerisindeki payı %9 oranında azalmıştır. Şayet gerekli önlemler alınmazsa bu düşüş 2020′ de daha da artacaktır. Bu durum da işsizliğe direk olarak etkiyecektir.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ