Zeki Baştürk Yazdı: “Özgürlük Mücadelesi, Onurun ve Varoluşun Adıdır”
Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarı Zeki Baştürk, kaleme aldığı son yazısında özgürlük mücadelesinin yalnızca siyasi ya da toplumsal bir talep değil, aynı zamanda insanın kendi varlığını dünyaya ilan etme biçimi olduğunu vurguladı. Baştürk, “Özgürlük, en yalın ve en temiz gerçektir. Bazen bir haykırış olur, duvarlara çarpar; bazen de derin bir sessizliğin içinden doğar” ifadeleriyle, özgürlük arzusunun evrensel ve sarsılmaz bir insan hakkı olduğunun altını çizdi.
Toplumların özgürlük için ayağa kalktıklarında sadece zincirlerini kırmadığını belirten Baştürk, “Aynı zamanda onurlarını da korurlar. Susturulanların sesi olur, görmezden gelinenlerin yüzünü güneşe çevirirler” diyerek, özgürlüğün sadece bireysel değil, toplumsal bir uyanışa da hizmet ettiğini dile getirdi.
Baştürk’ün bu yazısı, hem bireysel hakların hem de toplumsal dayanışmanın önemini hatırlatıyor. Yazı, insanın insan gibi yaşama hakkını savunan herkes için güçlü bir çağrı niteliği taşıyor.
ÖZGÜRLÜK , ONURDUR.
Özgürlük mücadelesi, en onurlu mücadeledir.
Çünkü özgürlük, insanın kendi varlığını dünyaya karşı ilan ettiği en yalın, en temiz gerçektir. Kimi zaman bir ses olur sokağın duvarlarına çarpar, kimi zaman bir susuşun içinden yükselir; ama her ortam ve koşulda insanın insanca yaşama isteğini taşır. Özgürlüğü için ayağa kalkan bir toplum yalnızca zincirlerini kırmaz, aynı zamanda onurunu da korur; yok sayılanların, susturulanların, görmezden gelinenlerin yüzünü yeniden güneşe döndürür.
Tarih, özgürlüğün bedelinin çoğu zaman ağır olduğunu öğretir. Fakat o bedeli ödemeyi göze alanlar bilir ki, tutsaklığın sessizliğinde yaşamak, özgürlük için verilen mücadelenin çığlığında ölmekten daha acıdır. Çünkü özgürlük, salt bir siyasal istek değil; ruhun nefesidir, insanlığın omurgasıdır. Özgür olmayan insan eğrilir, bükülür, küçülür; fakat özgürlüğünü arayan insan büyür, doğrulur, kalabalıklaşır.
Bu mücadele, çoğu kez küçük bir kıvılcımla başlar: Bir haksızlığa itiraz eden bir ses, bir meydanda dalgalanan bir pankart, bir öğrencinin, bir işçinin, bir kadının “Artık yeter” diye haykırışı… Bu küçük sesler birleşir, çoğalır, toplumun en derin yerlerine dokunan güçlü bir çağrıya dönüşür. Ve o çağrı, iktidarların, baskıların, yasakların ötesine geçerek insanlığın vicdanına seslenir.
Özgürlük mücadelesi, en onurlu mücadeledir; çünkü onur, başını dik tutma cesaretidir. Bir insan özgürlüğü uğruna yola çıktığında artık yalnız kendisi için değil, kendisinden sonrakiler için de yürür. Geleceğe bırakacağı miras bir bina, bir servet değil; daha aydınlık, daha adil bir yaşam umududur.
Ve ne kadar karanlık olursa olsun zaman, özgürlük için yürüyenlerin ayak sesleri mutlaka duyulur. Çünkü özgürlük, eninde sonunda kapıyı çalan bir konuk gibidir; gecikir, engellenir, susturulmak istenir ama sonunda gelir. İnsanlık tarihi de bize bunu söyler:
Özgürlük için verilen hiçbir mücadele boşa gitmez.
Çünkü özgürlük mücadelesi, en onurlu mücadeledir.
Zeki BAŞTÜRK
