Zirvede Haber

VİCDANI OLAN, AHLAKLI OLANLAR LÜTFEN OKUYUN. BAŞIMIZ SAĞ OLSUN DEMEK YETERLİ Mİ????

VİCDANI OLAN, AHLAKLI OLANLAR LÜTFEN OKUYUN.  BAŞIMIZ SAĞ OLSUN DEMEK YETERLİ Mİ????

Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;

Havalar çok soğuk, Birçok yoksulun evinde sobalar yanmıyor hatta doğal gazlı evlerde düğmeler çevrilmiyor.
Bu ay benim evime gelen doğal gaz faturası:
1.100 lira. Elektrik 500 lira.
Deprem bölgesinde insanlarımız hala çadırlarda yaşam savaşı veriliyorlar.
Çoğunluğunda elektrik bile yok.
Ne diyeyim sadece “VİCDAN… VİCDAN… VİCDAN:.” diyorum..
Ülkemiz artık yaşanamaz bir konuma getirildi hatta sadece siyah ve beyaz renk hâkim oldu.
Yönetenlerde ar, namus, utanma ve insaf kalmadı duymuyor, görmüyor ve anlamak istemiyorlar.
Emekliler resmen AÇ, adeta göz göre göre ölüme terk edildiler.
Aylardır isyan ediyoruz ama ülkemde herkes sağırlaşmış kimse duymak ve bu haksızlığa karşı ayağa kalkmak iktidara karşı mücadele etmek istemiyor.
Emekçiler ise kiralarına bile yetmeyecek asgari ücretle resmen çoluk çocuk sürünüyorlar.
Gecekondu mahallerinde bile kiralar 15.000 liraya çıkmış.
Gerçekler böyleyken tuzu kuruların ve satılık kalemşorların etkili olduğu havuz medyasında her şey çok güzel ve dünya bizi kıskanıyor.
Sürekli cezalardan ve kapatılmalardan fırsat buldukça haber yapabilen kanallardaysa halkın sesi koro halinde:” AÇIZ… AÇIZ…” diye kadın erkek, genç yaşlı tüm halkımızın çaresizliği yansıyor.
Çekilen yoksulluk ve çaresizlik yetmezmiş gibi, sürekli yoksul vatan evlatlarından şehit haberleri gelip insan olanların yüreklerini yakıyor.
Bir türlü hesap sorulamıyor.
“Yoksul vatan evlatlarının bu hava koşularında ve bizi ilgilendirmeyen topraklarda ne işimiz var?” diyemiyoruz.
Canımız yanıyor, öyle çok yanıyor ki “Başımız sağ olsun” demeye utanır hale geldik.
Yine göz gözü görmeyen hava koşullarında, kar-buz ve puslu bir havada yoksul virane evlerin 9 kahraman evladı şehit oldu.
Onlarca yaralımız gazimiz var.
Şehit evlatlarımızın cenazelerinde yine kendileri gibi yoksul gençler bağıracaklar:
“Şehitler ölmez vatan bölünmez” diyerek.
siyasiler şov yapacaklar.
Kimse kusura bakmasın evlatlar ölüyor ve anneler babalar geride kalan eşler ve çocuklar kahroluyorlar.
Birde onlara soralım bakalım “yiğitler ölüyorlar mı ölmüyorlar mı?” diye!!!!
Varsılın çocuğu 230.000 lirayla askerlik yapmıyor ve ne şehit oluyor nede gazi!!!!
İktidardakilerin evlatları hepsi süper yetenek olduğu için deli paralar kazanabilen iş adamı olup askerlik yapmadan ahkâm kesiyorlar.
Yeter artık… Gerçekten yeter…
Ne oldu böyle vicdanların kararıp insanların yaşamının hiçe sayıldığı benim ülkeme?
Onlarca yılı kadınlarımızın başörtüsünü bahane ederek halkları bölüp kamplaştırdılar.
Dinci, istismarcı tarikat ve cemaatlerin üretmeden ülkenin en büyük ve güçlü holdinglerinden daha varsıl olup şatafat ve lüks içinde yaşamalarını izler olduk.
Despot, otokratik ve oligarşik iktidar güce doymuyor.
Tüm kurumları ele geçirip dejenere ederek emrine almak bile 21 yıllık iktidara yetmiyor.
Yargıyı siyasallaştırıp, hak ve hukuku yok sayarak keyfi tutuklatmalar ve siyasi tutsaklarla ülkede hak armayı ortadan kaldırıyor ama yine de kendilerine yetmiyor ANAYASAYI yok sayıyorlar..
İsmi DEVLET olan yancı partinin başındaki şahıs emeksiz iktidarda söz sahibi olmak için Tek Adam faşizmine yıllardır temel taşı olarak DEVLETİ çürüterek ülkemizi felakete sürüklüyor.
Bu felaketler karşısında TBMM işlevsiz hale sokulmuş, senenin yarısını tatille geçiren, çoğunluğu iktidar imtiyazlısı, geri kalanlarda her biri başka telden çalarak sözde muhalefet yapıyorlar.
TBMM’de tüm ayrıcalıklı imtiyazlardan başka çoğunluğu her ay 240.000 TL maaş alan vekillerden de bu sorunların çözülmesi bekleniyor!!!
HADİ ORDAN… HADİ ORDAN…
Olmaz bu kadar rezillik canım çok yanıyor ve isyanlardayım.
Ayrıca bu çelişkiler, sahtelikler ve aldatmacalar yetmez gibi;
Aylardır yerel yönetimler için yapılan yarışma adı altındaki kirli savaşları artık bıkarak hatta utanarak daha çokta üzülerek izliyoruz.
Rantı yüksek, seçilmesi garanti olan ilçelerimizdeki bu tür ikiyüzlü davranışlar hepimizi bıktırıp usandırdı.
Rantı olmayan ama yoksul sürekli göç alan, mağdur ve ezilen emekçi kesimlerin yoğun olduğu bölgelerde ise aday bulunamıyor.
Bu süreçte en çokta tuzu kuruların “SOLU” sulandırıp dejenere etmelerinden bıktık.
Aday adaylarının ayalardır harcadıkları paralara bakılsın.
Sürekli kahvaltılar ve yemeklerle kendilerini anlatmalarına ve akıl almaz bir donanımla (!) sosyal medyadan yaptıkları göz boyamalara dikkat edilsin.
Çok merak ediyorum gece gündüz proje sunanlar adeta rantı yüksek ilçelere kurtarıcı kesilenler bu güne dek neredelerdi????
Ayrıca yakışıksız karalamalarla Ankara’yı suyolu yapanlara soruyorum, “hepinizin aklı aynı anda mı başına geldi?”
Hatta yıllarını örgütün içinde olmadan, onların ekmeğini aşını bölerek verdiği mücadelelerden haberi olmadan ve onların çektiklerine ortak olmadan tepeden inme gelip unvan kazanıp hatta vekil olanlarda kendine gelsinler.
Ankara’ya gidip, Genel Başkana hiç hakkı olmadan ayar verip rest çeken şahsa sormak isterim.
“Ben şu adayı istemem, onu aday yaparsanız milletvekilliğinden istifa ederim” deme cüretini gösteren, hatta bunu solculuk adına yapanlara da sormak isterim:
Sizi nasıl tepeden inme milletvekili oldunuz?
Şahsen ömrünü sol/sosyal demokrasi mücadelesine vermiş şahsımın söz hakkı olsaydı acaba sizin için ne derdim?
Ben sizin tepeden inme, halka tepeden bakan tavrınızla ve örgütü hiç tanımadan, emek vermeden hatta CHP’nin kapısından girmeden size sunulan ve en az çalışan olarak vekil olmanızı ister miydim acaba???
Kimse kusura bakmasın ben bu gece yine hiç uyuyamadım. Tüm olanları düşündüm.
Hatta “keşke şehit olan gençlerin yerine ben ölseydim” dedim.
Sanal medyada bayrağa sarılı tabutlarla terörün kınanması ve şehitlerin virane evlerinin paylaşmaların da yeterli bulmadığım için düşüncelerimi yazarak paylaşıyorum.
Son Söz:
Hiç ama hiç kimse kişisel çıkar ve beklentileri için Anakaraya ulaşıp karalama dosyalarıyla ön kesmesin.
Adreste yöntemde yanlış:
Kim suç işlemişse, kimler haksız hukuksuz kazanç edinmişlerse, kimler halkın hakkını gasp etmişlerse cezasını bulmalı.
Bununda yolu varsa, gerçekse suç dosyalarını Cumhuriyet Savcılarına götürmektir.
Bunun dışında yapılanlar yanlıştır ve yakışıksız ön kesmektir.
Hele hele CHP’nin hiç hak etmeden tepeden inme ve örgütle bağı olmadan maddi manevi desteği olmadan TV fenomenlerinden olup milletvekili olup rest çekenlere de “Güle-Güle “demek hakkımızdır.
Herkes kendine, konumuna ve CHP’nin geleneklerine, SOL/SOSAYAL DEMOKRASİYE ihanet etmeden, şov yapmadan ve karalama yapmadan yarışmalıdır.
Çünkü yerel yönetimlerdeki seçimler ülkemizin ve haklarımızın geleceği için son şansımız olabilir.
Bu sağduyu ile karar verilmelidir.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ