Zirvede Haber

ACAR;”DÜNYANIN BİR ÇÖZÜM BULAMAMASI SEFİL BİR ACİZLİKTİR”..!!

ACAR;”DÜNYANIN BİR ÇÖZÜM BULAMAMASI SEFİL BİR ACİZLİKTİR”..!!

Memur-Sen İl Temsilcisi, Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada; “İradesi azgın bir azınlık tarafından tutsak edilmiş dünyanın, yaşanan mezalimi durduracak bir çözüm bulamaması kelimenin en hafif anlamıyla aşağılık bir sefillik, sefil bir acizliktir. 75 yıldır, dünya barışını sağlamak için ülkelerin kabul ettiği temel haklar beyannamesi, ne yazık ki haksızlıkları önlemede yeterli olamamıştır.” dedi.

Memur-Sen İl Temsilcisi, Eğitim Bir Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Acar, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle yayınladığı mesajda Gazze’de yaşanan katliamlara dikkat çekti.

HAKSIZLIKLARI ÖNLEMEDE YETERLİ OLAMAMIŞTIR..!!

Temel hak ve özgürlüklerin, bütün insanlığın üzerinde mutabık kaldığı ortak medeniyet değerleri olduğuna vurgu yapan Başkan Acar, “ İnsan ilişkilerini hak ve hukuk hassasiyetiyle düzenleyen toplum medeni bir toplumdur. Medeniyeti, insan varoluşunun zemini sayanlar, hak ve hukuka riayet etmelidir, etmek zorundadır. 75 yıldır, dünya barışını sağlamak için ülkelerin kabul ettiği temel haklar beyannamesi, ne yazık ki haksızlıkları önlemede yeterli olamamıştır. Politik ve askeri destek bulan zorbalar, katliamlara varan ihlallerini sınırsızca, sorumsuzca sürdürebilmişlerdir, sürdürüyorlar. İnsan ve medeniyet değerlerinden yana nasipsiz olan kişi, kurum ve yapılar, şahsi, siyasi veya ideolojik amaçlarına ulaşmak için baskı ve şiddete başvurmaktan çekinmezler, çekinmiyorlar.” dedi.

FİLİSTİNLİLERİN YAŞAMA HAKLARI BİLE YOK SAYILMAKTADIR..!!

Gazze’de uygulanan soykırıma ilişkin konuşan Acar, ”İnsana ve haklara saygıyı ‘değer’ saymayanların ne korkunç canavarlıklara yol açtığını son olarak Gazze’de Filistinlilere uygulanan soykırımda gördük, görüyoruz.

GAZZE ÖLÜM KAMPINA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ DURUMDA..!!

Baştan sona ölüm kampına dönüştürülen Gazze’de insanlık, insanlık değeri ve vicdanı öldürülmektedir. İsrail ve siyonistlerin öldürmeye hakları var ama başkasının, özellikle Filistinlilerin yaşamaya bile hakları yok sayılmaktadır. İradesi azgın bir azınlık tarafından tutsak edilmiş dünyanın, yaşanan mezalimi durduracak bir çözüm bulamaması kelimenin en hafif anlamıyla aşağılık bir sefillik, sefil bir acizliktir.” İfadelerini kullandı.

PEKİ FİLİSTİN’DE BU DURUMA NASIL GELİNDİ..!

İsrail’in kurulmasını sağlayan 1948-1949 Savaşı, Filistinliler açısından “felaket” olarak nitelendirilmektedir. Zira BM Taksim Planı, Filistin topraklarını Filistinliler ile Yahudiler arasında 48/52 oranında taksim etmiş ve Kudüs’e uluslararası bir statü tanımıştır. Ancak Plan’ın Filistinliler ve Araplar tarafından reddedilmesinin ardından patlak veren 1948-1949 Savaşı’nda İsrail, Filistin topraklarının yüzde 78’ini ele geçirmiştir. Savaştan hemen önce İsrail Devleti kurulurken savaştan sonra Filistinlilerin elinde kalan Batı Şeria Ürdün’ün, Gazze şeridi de Mısır’ın yönetimine girmiştir.

1948-1949 Savaşı’nın Filistinliler için ortaya çıkardığı diğer “felaket” ise Filistinlilerin yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kalmaları olmuştur. 700 binden fazla Filistinli, İsrail’in kontrolüne geçen topraklardan kaçmak zorunda kalmış ve mülteci durumuna düşmüştür .Günümüzde İsrail kontrol ve işgali altında; İsrail’de 2 milyon, Batı Şeria’da 2,7 milyon ve Gazze’de 1,8 milyon Filistinli yaşamaktadır.

1973 Savaşı ise Mısır ve Suriye’nin topraklarını İsrail’den geri alma ve Filistin’i kurtarma hayallerine son vermiştir. Savaşın başında Arap ülkeleri, bazı başarılar elde ediyor gibi görünse de sonuçta savaşı kaybetmiş, böylece İsrail’i askerî olarak dize getirme ümitleri sona ermiştir. Bu tarihten sonra Arap ülkelerinin İsrail’e karşı bir bütün hâlinde hareket etme politikaları da ortadan kalkmaya başlamıştır. Mısır, 1979’da barış anlaşması imzalayarak İsrail’i tanımış, buna karşılık Sina Yarımadası’nı geri almıştır. Daha sonraki dönemde 1993’te, Ürdün de İsrail’le bir barış anlaşması imzalayarak, İsrail’i tanıyan ikici Arap ülkesi olmuştur.

1990’da yapılan Madrid Orta Doğu Barış Konferansı düzenlenmiş 1993’te imzalanan Oslo Anlaşmaları neticesinde Filistin sorununun masa başında çözümlenmesi ümidi orta çıkmıştır. Sürecin temelinde “barış karşılığı toprak” ilkesi ve “iki devletli” çözüm fikri yatmaktadır. Ancak, Filistin-İsrail görüşmelerinin üzerinden geçen 26 yıla ve Ramallah’ta kurulan geçici Filistin yönetimine rağmen, Filistin sorununun çözümü mümkün olmamıştır.

1987 yılında başlayan 1993 yılına kadar süren  birinci intifada ve 2000 yılında başlayıp  2005 yılına kadar devam eden ikinci intifadalardan sonra en son 7 Ekim’de başlayan bombalamalar neticesinde

Gazze’de çok büyük çoğunluğu bebek, çocuk ve kadınlardan oluşan 20 Bine yakın insanın şehit edilmesine varan bir toplu katliama dünüşmüş durumda.

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ