Zirvede Haber

Hasan Karabulut yazdı; İlya’dan Kudüs’e ve unuttuğumuz “emanname”

Hasan Karabulut yazdı; İlya’dan Kudüs’e ve unuttuğumuz “emanname”

Köşe yazarımız Hasan Karabulut makalesinde;

Ayağa kalkmak gerek! Mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmüyor. Hele bir elif gibi kıyama dur bak o zaman nasıl emanname akıllarına geliyor, şaşırırsınız. İşte Filistin ayağa kalktı! Tarihsel süreci bir hatırlayalım mı? *** Hz…

İlya’dan Kudüs’e ve unuttuğumuz “emanname”

Atlas International Group

 

Ayağa kalkmak gerek! Mazlumlar ayağa kalkmadıkça zalimler diz çökmüyor.
Hele bir elif gibi kıyama dur bak o zaman nasıl emanname akıllarına geliyor, şaşırırsınız.

İşte Filistin ayağa kalktı!

Tarihsel süreci bir hatırlayalım mı?

***

Hz. Muhammed SAV Efendimizin İsra hadisesi gerçekleşmesiyle, Kabe ve Mescid-i Aksa’nın arasında ‘manevi’ bir bağlantı kurulduydu.

Yıllar sonra; İslam Ordusu komutan Ubeyde Bin Cerrah önderliğinde şehri kuşattıFetih gerçekleşince; Patrik Safronyus şehrin anahtarını Hz. Ömer’in kendisine vermek istedi ve Hz. Ömer şehre davet edildi. ‘Maddi’ olarak bağlantı ise Hz. Ömer’in  şehre gelmesiyle 636 yılında gerçekleşti. Şehri aldıktan sonra bir emanname (güven fermanı) yazıldı ve Hz Ömer şehrin ismini İlya’dan Kudüs’e çevirdi. Böylelikle nazlı çiçeğimiz Kudüs adalet timsali Hz. Ömer vesilesiyle hak ettiği değere kavuşmuş oldu.

Etraf
ı mukaddes kılınan Kudüs yeryüzünün ilk evlerinden ve ilk mescidlerindendir. İddia edildiği gibi Kudüs hiçbir zaman gayri Müslimlerin barınağı evi olmamıştır. Her gelen din İslam dini ve dini getiren peygamberler İslam peygamberi olduğundan dolayı Kudüs tarihsel süreçte 1917 yılına dek İslam ile şereflenmiştir. Kudüs’ün üzerinde gözü olanlar her daim olmuştur. Ancak egemenlik kurmakta başarılı olamamışlar. Hep bir Ömer-Selahaddin-Yavuz çıkmış Kudüs’e hak ettiği değeri iade edivermişti.

***


Şimdilerde de Kudüs üzerinde yine kem gözler var. Müslümanların sinir sınırları zorlanıyor.
Oysa biz Müslümanlar
ın bir “tekbir” sesinden çocuklarımızın elindeki taştan korkan ödleklerle mücadele için start verilmiyor, verilemiyor. Ümmet hazır, ancak yöneticilerde taş atan çocuktaki cesaret yok. Oysa bakınız geçmişte ecdadımızdan nasıl eman dilemişler/dilenmişler. Dilenmeleri normal çünkü İslam her daim gittiği hakim olduğu yere imar barış şefkat huzur götürmüş ve sosyal hayatı tesis etmiş.

***


Hz. Ömer’in emannamesine yüzyıllar sonra dahi olan ihtiya hatırlatmak istiyorum. Anladıkları dilden konuşun hele bakın nasıl hizaya geliyor elin gavuru! 

***


Ermeni Patriği Serkiz, diğer papazlarla birlikte Yavuz Sultan’a gelerek kendilerine in’amda bulunmasını ister. Eskiden beri yönetimlerinde bulunan kilise ve ma’bedleri yine kendilerinin tasarruf etmesi, Hz. Ömer ve Selahaddin Eyyubi’nin verdiği ahidnameyi/emannameyi Yavuz Sultan Selim’in de yenilemesini arzu etmişler.

İşte emannameden paragraflar…
Eskiden beri tasarruf yetkisine sahip Ermeni rahiplerin, Kamame, Hz. İsa’nın doğduğu Beytüllahım Mağarası, kuzeydeki kapının anahtarı, içeride Kamame kapısındaki iki şamdan ve kandilleri, Büyük Kiliseleri, Mar Yakub, Deyr’üz-Zeytun, Habs’ül-Mesih Kiliseleri, bunlara ait vakıflar, bağlar, bahçeler, aynı dine mensup Habeş, Kıpti ve Süryani halkı, bunların terekeleri ve benzeri hususlarda yine tasarrufa yetkili olduklarına karar verilmiştir. Bunlara kimse müdahale edemeyecektir. Evlatlarım, vezirler, salihler, kadılar, beylerbeyleri, sancakbeyleri, voyvodalar, subaşılar vesaireler bununla amel etsinler diye emir vermiş.
Şam’da kışı geçiren Yavuz Sultan Selim, Şam’dan ayrılarak, Aralık’ta ileri gelenleriyle beraber Kudüs’e geldi. Yavuz Sultan Selim’in şehre gelişi sırasında Kudüs’ün tüm ruhanileri padişahı şehrin dışında büyük bir törenle karşılarlar. Yavuz Sultan Selim, ruhanilere gerekli ilgiyi gösterdikten sonra, şehrin tam karşısında otağını kurdu. Bu sıralar ikindi namazı vaktiydi. Padişah akşam namazını Mescid-i Aksa’da kılacağını haber verdi. Kur’an’ın övgüyle bahsettiği kutsal mabed 12.000 kandille aydınlatılıyordu. Sultan Kudüs’e namaz vaktinden önce girer. Önce Kubbetü’s-Sahra’da Rumman- Davud (a.s.) ile Nahl-i Hamza (r.a.)ziyaret eder. Sonra Hacer-i Sahra’yı tavaf eder. Daha sonra Kubbe-i Sahra’nın altına iner ve burada iki rekât hacet namazı kılar. Buradan akşam namazının edası için Mescid-i Aksa’ya geçer. Görevliler, Sultanı kokulu mumlarla karşılarlar. Sultan burada akşam namazını eda ettikten sonra, biraz dinlenir. Daha sonra burada iki rekat hacet namazı kılar, dualar eder. Yatsıyı da eda ettikten sonra otağına döner. 

Yavuz Sultan Selim, ertesi sabah binlerce koyun ve deve kurban eder. Kubbe-i Sahra’yı ziyaret eder ve Mescid-i Aksa’da iki rekat hacet namazı kılar. Daha sonra şehri gezer, Kudüs halkına ihsanlarda bulunur. Bir ay kadar misafir olduğu etrafı mübarek kılınmış Kudüs’ten ayrılıp yeni fetihlere koşar.

Allah onlardan razı olsun.

***

Ammar-Yasir-Muhammed’ler… Hz. Ömer-Yavuz Sultanlar örnek alınmalı…

Yıllardır hergün siyonistler mazlum Filistin’e işkence ediyor. Dünyanın sesi çıkmıyor. Zaten siyonistler öldürüyor. Filistinliler de haklı olarak direnmeyi seçtiler. Zira siyonistler güçten anlar. Gazanız mübarek olsun Aksa Tufanı… Hamas’a selam…

Kınamak en şiddetli şekilde kınamak fasa fiso bunlar…

Bu imtihan tüm müslümanların imtihanı…

Hangi müslümanların mı imtihanı? Atını denize sürenlerin torunlarının imtihanı… Yani öncelikle bizlerin, Türkiye’nin…

Bir avuç siyonisti işbirlikçileriyle birlikte tükrükle yok edebilecekken, tüm müslümanların imtihanı…

Ve bir kez daha tarih tekerrür ediyor… İşte bir Kudüs Mitingi daha… Hem de yeniden Konya’da. Teşekkürler Erbakan… Fatih Erbakan, mesele Kudüs olunca babası gibi O da sessiz kalmadı… Cumartesi Konya Hükümet Meydanı’ndaki mitingde emeği geçenlere ayrıca teşekkürler… Ümmetin uyanışına, yöneticilerin hidayetine ferasetine dirayetine vesile olması için duacıyım…

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ