Zirvede Haber

YILLARCA SAĞ PARTİLERLE YARIŞTIK, TARTIŞTIK ANCAK ÜLKEMİZİ İŞGAL ETMİŞ OLAN “CUMHUR İTTİFAKINDAN” UTANIYOR VE KORKUYORUZ…

YILLARCA SAĞ PARTİLERLE YARIŞTIK, TARTIŞTIK ANCAK ÜLKEMİZİ İŞGAL ETMİŞ OLAN “CUMHUR İTTİFAKINDAN” UTANIYOR VE KORKUYORUZ…

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan siyasi analiz. Buğday;

Kimse sakın ola “Bu ne demek?” diye itiraz edip anlamadan ucuz kabadayılık yapmasın.
Çünkü bir araya gelen karanlığın temsilcilerinden korkmayanlar, onay verenler zaten kötülüğe, haksızlıklara, kulluğa, faşizme ve iki kör kuruşa tamah eden veya daha büyük çıkarlar için Tek Adam ucube sistemine biat etmiş duyarsızlardır.
Bizlerse bu günkü duruma ucube bir sistem derken, onlar iktidarda kalmak ve talan düzeni devam etsin diye, katil Taliban anlayışını ülkemde yaşama geçirmek için utanmazlıkta ve kötülükte buluştular.
Toplum olarak bizlere yaptıkları haksızlık ve hukuksuzluklara karşı direndik, yıllardır korkmadan yazdık, konuştuk, mücadele ettik ama çoğumuz sağlığından oldu.
Pandemi sürecinde iktidarın beceriksizliği ve duyarsızlığı nedeniyle çok canlar kaybettik.
İnsanlar aşsız ve işsiz kaldılar.
Onlar saraylarda saltanat sürsün diye yoksul halka utanmadan ibanlar yollandı.
Tek Adamın yancıları bu rezaletlere göz yumarak kimlik erozyonuna uğrayıp hiç oldular.
Yıllardır ülkemizi nasıl mahvettiklerini şahsen ben sürekli yazdım hiç usanmadan anlattım.
Burada tekrar etmeyeceğim.
Ancak 11 ilimizde meydana gelen deprem felaketinde yapılan hatalar, ihmaller ve haksızlıkları kabul etmek, görmezden gelmek mümkün değildir.
Bu koşullarda yandaş ve yalaka basının utanmadan katliama dönüşen ve ölüme terk edilen insanları umursamadan Tek Adam faşizmini övmeleri insanlığın iflas ettiğini bizlere göstermiştir.
İşte bu olağanüstü koşullarda ülkemiz bir genel seçime gidiyor.
Bu seçim geleceğimizle ilgili “varlık ve yokluk” seçimidir.
Bu seçim laik sosyal hukuk devletiyle ortaçağ karanlığına ve kul olmanın, hiç olmanın ve biat etmenin resmileşeceği bir seçimdir.
Bu seçimle yurttaş kimliğinin yok olacağı ve çağ dışı anlayışların temsilcisi tarikat ve cemaatlerin sapkın anlayışlarının meşrulaşacağı ve resmileşeceği bir seçim olacaktır.
Bu seçimle artık hak arama, hak ettiğini alma ve eşit yurttaş kimliğinle insanca yaşama hakkı yok olup Tek Adam keyfiyetinde sunulan sadaka zihniyetine teslim olunacaktır.
Eğer bu bağnaz, çıkarcı ve talancı ama daha çokta gerici anlayış bir kez daha ülkede onay alırsa artık insanca bir yaşamın ve saygınlığın özellikle kadınlar için mümkün olmayacağının temel taşları döşenmektedir.
Tek Adam rejimi daha önce yazmıştım “ülkede her şeyin çivisini çıkardı” diye.
Kaybettikçe ceberrutlaştı ve zalimleştiler.
Artık kazanmak için her yol mubah diyen bu zihniyet ne yasa tanıyor ne anayasa.
Ne kural tanıyor nede hak hukuk.
Karşısındaki Millet İttifakı güçlendikçe ve ülkesine, demokrasiye ve tüm kazanımlarına sahip çıkmak için demokrasi platformunda bir araya gelip “TÜRKİYE” ittifakında buluştukça akıl sağlıklarımızı zorlayan olaylara tanık oluyoruz.
21 yıldır ülkemizi sömüren anlayış ve Cumhur İttifakı adı altında bir araya gelenlerin nitelikleri ve ideolojileri resmen utanmamıza ve bir o kadarda korkup endişe etmemize sebep oluyorlar.
Toplumda barış ve huzur yerine şiddeti savunan bir stepnenin, yancı ve asalağın sürekli kan kusan saldırgan tavrı yetmezmiş gibi kuruluşu ve bugüne dek savunup yaptıkları ile Hizbullah Cemaatine dayanan Hüdapar ile ittifakı çok ürkütücü ve endişe verici bir durumdur.
Gerici, bağnaz ve şiddeti benimsemiş ve geçmişte domuz bağı ile insanları katletmiş bir anlayışın temsilcileri oldukları bilinmektedir.
İşledikleri siyasi cinayetlerle ve çağ dışı anlayışları ile geleceğimizi tehdit eden bir yapıdan söz ediyoruz.
En önemlisi milliyetçiliği (!) ile şov yapan gereksiz yancı parti nedense Hüdaparın bayrağı ve üniter yapıyı reddeden anlayışına ve Türklüğü zul ve gereksiz sayan yapısına sessiz ve suskun kalmasıdır.
Nedense “korku dağları bekler”anlayışında Hüdapar gibi rejim düşmanı bir anlayışı bile iki üç kuruşluk oy getirirler diye içlerine sindiriyorlar.
Cumhur ittifakı gaddarlaştıkça, yasaları yok sayıp keyfileştikçe oy ve taban kaybediyor.
Tek Adam ne yaparsa yapsın artık eskisi gibi insanları kandırmanın ve kullanmanın kendisine seçim kazandırmayacağını anladıkça inanılmaz bir gerici, ilkel ve tehlikeli tutsaklığa mahkûm oluyor.
Tarikatlar, cemaatler, vakıflar, suç örgütleri, mafya bozuntuları ile bütünleşirken bugüne dek kendilerini var etmiş ve iktidara taşımış kadınlara karşı en acımasız kararların dayatılmasına suç ortaklığı yapıyorlar.
Yine kadını yok sayan, hatta kadının yasallarla korumasını da kaldırıp erkeğe kul eden bir anlayışı kendilerine dayatan ve ülkede varlıkları tartışmalı Yeniden Refah Partisinin Başkanı Fatih Erbakan’ın kendilerini pas pas etmelerine bile ses çıkaramıyorlar.
İşte bu koşullarda bizler utanç ve şaşkınlık içinde hala bu ilkelliğe tavır koymayan özellikle kadınların aczine üzülüyor ve geleceğimiz için korku ve endişe duyuyoruz.
Çünkü bu gericiliklere ses çıkarmayan, destek veren Tek Adam anlayışı kazara bir kez daha ülkede yönetim hakkını gasp ederse 6 yaşında kız çocuklarını evlilik adı altında tecavüz edilip ölümlerine sebep olabilecektir.
Dindar bir nesil diye ülkede çağdaş eğitimi yok eden tarikatların ve cemaatlerin kontrolünde küçük kız veya erkek çocuklarının cinsel istismara uğrayarak, dayak yiyerek ve sadece biat etmeleri istenerek yok olmalarının resmiyet kazanması sağlanacaktır.
Ülkede iflas ettirilmiş soygun düzeninde artık açlar ve doymayanlar arasındaki uçurum derinleşecek ve kimse hak arayamayacaktır
.
Ve kadınlar bizim kadınlarımız:
Dünya liderimiz ve kurtarıcımı Mustafa Kemal Atatürk’ten önce yok sayılmış kadınlarımız:
Kocalarından şiddet gören, ölüm korkusuyla yaşayan, devletin bir korumayı çok gördüğü kadınlarımız.
Tecavüze uğrayan ve tecavüzcüsüyle evlendirilen kadınlarımız.
Ekonomik özgürlüğü olmayan, eylemlerde polis dayağından dolayı Tek Adamın, “ kadın mıdır kız mıdır bilemiyorum” dediği onuru hiçe sayılan kadınlarımız…
Evladını savaşlarda, eşini maden kazalarında, tehlikeli iş koşullarında kaybeden hakkını arayamayan kadınlarımız…
Daha fazla uzatmaya gerek yok…
“Korkunç ve mübarek elleri, ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle, anamız, avradımız, yârimiz. Ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen. Ve soframızdaki yeri, öküzümüzden sonra gelen kadınlarımız…
Yeniden yeni baştan ve Taliban kafalı çağdışı anlayışın temsilcileri ile hakları ellerinden alınmaya ve Tek Adam Saltanat sürsün diye yok edilmek isteyenlerle birleşen ve bir kâbus gibi ülkemize bir kez daha çökmek isteyen bu anlayıştan utanıyor ve korkuyoruz.
SON SÖZ:
Ülkemizde insanca onurumuzla yaşamak için, eşit yurttaşlar olarak saygı görmek ve bu ilkel ortaçağ karanlığından kurtulmak için artık bu medeniyet özürlülerine yol vermek zorundayız.
Kadınlar, anneler, kardeşler bacılar kendini kul yapan bu zebanilere hadlerini bildirin.
Doğuran, var eden ve geleceğin ve yaşamın garantisi kadınlar gücünü fark et ve bu sömürücü soyguncu ve çağdışı anlayışa bir daha onay verme..
Korkma güç sende… Gelecek sizlerin ellerinde…
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ