Zirvede Haber

ANADOLU HALKLARI AHLAKLI VE VİCDANLIDIR, “HATADAN DÖNMEYİ BİLİR” DEMİŞTİK HAKLI ÇIKTIK.

ANADOLU HALKLARI AHLAKLI VE VİCDANLIDIR, “HATADAN DÖNMEYİ BİLİR”  DEMİŞTİK HAKLI ÇIKTIK.

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan son günlerin en objektif yazısı. Buğday;

Çok uzun süredir ülkemizde artık tuzun kokmasının bile önemi kalmadığını her şeyin çivisinin çıktığını yazarak Tek Adam şahsın devletinin ve gereksiz stepnesinin sandığa gömüleceğini yazıyordum.
Nedense benim bu tavrım ve iddialarım uzun süre bir çok kimse tarafından görmezden gelindi.
Çok okundu az beğenildi!!!!
Tek Adam faşizmi öyle bir düzen kurdu ki Siyasal İslamcı anlayışla tarikat, cemaat ve vakıflarla halkları esir aldı.
Yine yandaş ve havuzu dolduran soygun çetesinin korunup kollandığı düzende yoksullaşan halklar çaresizlikten sesini çıkaramaz olmuştu.
Velhasıl ülkemizde artık özgürlük, hak hukuk ve birlik beraberlik yok edilmiş, korku, baskı ve dayatmalar egemen olmuştu.
İktidar için şiddet, tehdit, karalama, iftira yöntemdi; itiraz eden, hak aramaya kalkan ve tehlikeyi anlatmak isteyene tek yol parmaklıkların arkasıydı.
Bu koşullarda yalaka ve kiralık basın ile havuz medyası çok güçlenmiş ve gerçekleri ters düz-eden yalakalar köşe başlarını tutmuş iktidarı gece gündüz överek algı yaparak yazanlarda gazeteci (!) sayılmıştı.
Dürüst ama korkak, gerçekleri gören ama yüreği yetmeyen veya her iki tarafı idare ederim diyen uyanık veya fırsatçı bir tayfa vardı ki en çok onlar benim canımı sıkıyordu.
Birde ben gibi, biz gibi yaşam boyu sol ideolojiden ve toplumsal mücadeleden kopmamış, her türlü bedel ödemiş ama pes etmemiş kelaynaklar grubu vardı.
Şahsen ben Güler Buğday, hiçbir maddi ve menfaat veya çıkar beklemeden her gün sabah 0,6 da kalkıp ülkenin 21 yılda içine düşürüldüğü karanlığı, Siyasal İslam’ın dayattığı gericiliği, yozlaşan ve çürüyen sistemi yazıp durdum.
Tek Adam saray rejiminin halkların hakkı olanları nasıl gasp ederek kendileri, aileleri ve yandaşlarının haksız hukuksuz varsıllaşırken hakkı olan yurttaşların içine düşürüldüğü çaresizliği ve yoksulluğu yazdım.
Ben Tek Adam otokratik yapısının ülkeye verdiği zararı anlatıp güç kazandıkça faşistleşen anlayışı yazarken her sabah dostlar beni uyarırdı.
“Lütfen bu kadar açık ve sert yazma… Bu yaşta başına iş açacaksın, alıp götürüler seni…” derlerdi.
Bu uyarıları yapan dostlar haklılardı.
Hatta sorumlu yerlerde olan bazı insanları ve onların gücünden ve imtiyazlarından yararlanıp hiçbir şeyi dert etmeyen aile bireylerinin bu zor günlerde bile lüks ve şatafatlarından ödün vermeden yaşamalarını ve paylaşımlarını gösterip, gönderip dikkat etmemi isterlerdi.
Bende biliyordum hatta bende Donkişot değildim ancak onurlu bir insansam mecburdum!!!
Bu yaşta bir anne, anneanne ve bir kadın olarak ama en önemlisi sol düşünceden sapmayan bir insan olarak, hatta türlü sağlık sorunlarıma karşın o sorumsuz insanlar gibi umursamadan yiyip, içip, gezip eğlenip gözlerimi ülkemdeki sorunlara kapatamazdım…
Bu nedenle her gün gerçekleri yazdım.
Her gün “bu karanlığa ve faşizme sessiz kalınmamasın” diye uyardım, anlattım ve kurtuluşun nasıl ve kimlerle olacağını gösterdim.
Hiçbir zaman CHP’de Genel Başkan hayranı ve fanatizmi içinde olmadım.
Hatta sola kapanıp sürekli sağa açılmasından rahatsız oldum ve bu eleştirilerimi yüreklice yazdım.
Ancak ülke önce pandemi, sonrada ihmaller sonucu, yolsuzluk ve soygun düzeninin yarattığı ve meydana gelen deprem felaketinin katliama dönüşmesi sonucu Tek Adam zihniyetinden kurtulmanın acili yetini gördük.
Artık her koşul ve şartta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Millet İttifakının Cumhur Başkanı adayı olması gerektiğini birçok kez nedenleri ile yazdım.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun özelliklerin, yürekli tavırlarını, devlet ve hesap adamlığını, dürüst kişiliğini, yaşam biçimini ve aile yapısını anlatarak tartışmasız desteklenmesi gerektiğini çok yakında 3 ayrı yazı ile anlattım.
Ayrıca demokrasimiz, hukuk devletimiz ve eşit yurttaşların birlikte dayanışarak yaşayabilmeleri için çağdaş bir anayasa ve bağımsız hesap sorabilecek bir yargı için Kemal Kılıçdaroğl’nun tartışmasız hak eden olduğunu belirttim.
Ayrıca İyi partinin anlamsız ve demokrasi ayıplı tavrından vazgeçmiş olmasının rahatlığı içinde sola, emek ve özgürlük ittifakına ve tüm bileşenlere gönlünü ve kapılarını açma kararı ile karanlıklar aydınlığa evrildiler.
Çok şükür artık eminim, faşizme, şovenizme ve Tek Adam diktasına direnenler kazanacak ve bu nedenle hepimiz çok umutluyuz.
Artık bizler parmak sallanan, tehdit edilen hakarete uğrayan bir avuç “çapulcu, sürtük, çukur, pislik, hain ve terörist…” değiliz…
Bizler pes etmeyen, demokrasiden, hak hukuk adaleti aramaktan ve eşit yurttaşlar olarak birlik, beraberlik içinde alın terine saygı duyan “emek en yüce değerdir” diyen ve kadın erkek omuz omuza mücadele eden bireyler olarak ülkemizin geleceğine el koyuyoruz.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde ve önderliğinde yeniden Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimlerinin, çağdaş ve uygar bir ülke olarak halkların haklarını veren ve soygun düzenine hesap sorup çalınanları, kaçırılanları ülkemize geri getireceğinden emin olarak huzur buluyor güven duyuyoruz.
Özellikle yaşanan felaket bölgesine ve çaresiz kalan 12 milyon insana güvence olarak bir düzeni kuracaklarından emin olarak herkesi bu büyük çatı altında birleşmeye, buluşmaya, dayanışmaya davet ediyorum.
Çok az kaldı, ülkemde 85 milyon insan karanlıktan aydınlığa ve çocuklarımız gelecek güvencesine kavuşacaklar.
Bizler 14 Mayısta el ele kol kola omuz omuza barış ve dayanışma içinde halaya duracağız.
Yolumuz açık olsun.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ