Zirvede Haber

BENİ SOLLA BİLİNÇLİ TANIŞTIRAN DEVRİMCİ BÜYÜK ŞAİR HASAN HÜSEYİN KORMAZGİL ÖLÜMSÜZDÜR.

BENİ SOLLA BİLİNÇLİ TANIŞTIRAN DEVRİMCİ BÜYÜK ŞAİR HASAN HÜSEYİN KORMAZGİL ÖLÜMSÜZDÜR.

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday2dan geçmişe ışık tutacak bir yazı. Buğday;

1927’de Sivas’ın Gürün ilçesinde doğmuştur. Hasan Hüseyin, Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nü 1950’de bitirdi.
Siyasi eylemleri gerekçesiyle öğretmenlikten atıldı, tutuklandı, hüküm giydi.
1955-1960 yılları arasında Gürün ve Sivas’ta arzuhalcilik, tabela ve portre ressamlığı, inşaat işçiliği yaptı.
1970. Kızılırmak adlı kitabı nedeniyle hakkında komünizm propagandası yaptığı iddiasıyla dava açıldı, 3 yıla mahkûm edildi ve aklandı.
Lise yıllarında şiir yazmaya başlayan Hasan Hüseyin’in ilk şiiri 1959’da Dost dergisinde çıktı. Kavel (1963) adlı kitabı ile 1964 Yeditepe Şiir Armağanı’nı, Kızılkuğu (1971) ile TRT’nin 1970 Sanat Başarı Ödülü’nü, Filizkıran Fırtınası (1981) ile 1981 Ömer Faruk Toprak Şiir Ödülü’nü ve Nevzat Üstün Şiir Ödülü’nü aldı.
Şair 1983’te beyin kanaması geçirdikten sonra bir yıl bitkisel hayatta yaşadı. 26 Şubat 1984’te evinde yaşama gözlerini yumdu.
Şiirleri:
Kavel (1963)
Temmuz Bildirisi (1965)
Kızılırmak (1966)
Kızılkuğu (1971)
Ağlasun Ayşafağı (1972)
Oğlak (1972)
Acıyı Bal Eyledik (1973)
Kelepçemin Karasında Bir Ak Güvercin (1974)
Koçero Vatan Şiiri (1976)
Haziran’da Ölmek Zor (1977)
Filizkıran Fırtınası (1981)
Acılara Tutunmak (1981)
Işıklarla Oynamayın (1982)
Tohumlar Tuz İçinde (1988)
Kandan Kına Yakılmaz (1989)
*****
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, başlıktaki “Beni solla tanıştıran şair” diye açıklamam düşündürmüştür insanları.
Ben, 1947 yılında Malatya’da doğan, daha çocukken eşitsizlikleri, emek sömürüsünü, haksızlık hukuksuzlukları babam gibi yiğit çalışkan ve çok dürüst bir insan sayesinde öğrendim.
Benim yiğit ve onurlu babamdan yine ne olursa olsun çok çalışmayı, emeğimi ve yemeğimi paylaşmayı, dayanışmayı ve aç kalsak bile harama el sürmemeyi öğrendik.
Bunların sol değerler olduğunu bilmeden solcu oldum.
Tüm öğretmenleri köy enstitülü olan Eskişehir Süleyman Çakır kız öğretmen okulunda 1962 yılında başlayıp demokratik bir ortamda yaptığımız seçimlerle örgütlü olmayı ve sorumluluk bilinciyle görev yapmayı öğrendik.
Ancak ben, sol nedir, sosyalizm nedir, devrimcilik nedir, emek ve sömürü düzeniyle, işçi sınıfı bilinciyle halkların kardeşliği ve kendi kaderlerini tayin etme bilinciyle o günlerde henüz bilimsel olarak tanışmamıştım.
Benim için 1965 yılından sonra bu kavramların içi doldu ve ete kemiğe büründü.
Çünkü yüksek tahsilimi yapmak için Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü kazanmış ve yatılı olarak başlamıştım.
Sol ideolojinin; insan onurunu yücelten, ülkeleri bağımsızlığa, halkların kendi dilleri, kimlikleri ile gerçek eşitliğe ve insanca yaşatacak bir rejim olma bilincine bir tesadüfle ben okula girdikten sonra en başta tanıştım.
Gazi Eğitim Enstitüsüne başladığımda siyasetle pek ilgilenmeyen arkadaşlarımın olduğu bir bölüdeydim.
Çok yorucu ve zor bir bölümdü.
Ancak ben daha kula başladığım ilk günlerde bir tesadüfle diğer üniversitelerde okuyan solcu, devrimci bir gurupla tanıştım ve arkadaş oldum.
Kendileri ile daha en başta dost olup konuşmalarına, saygılı tavırlarına sempati duyduğum bu arkadaşlar, sürekli Orta Doğu Teknik Üniversitesine panel ve toplantılara gidiyorlardı.
Beni de davet ettiler.
Çok sevindim ve hemen hazırlandım hatta çok süslendim güzelde bir makyaj yaptım.
Oysa beraber gittiğimiz arkadaşların hiç biri benim gibi şık ve özenli değildi. Kız erkek hepsi çok doğallardı, çoğunluğu parkalı ve ayaklarında bot olan arkadaşlardı.
Hep birlikte Ortadoğu Teknik Üniversitesine gittik.
Benim ilk dikkatimi çeken tüm duvarlarda şiirler yazılıydı.
Bazı duvarlarda da şiirlerle birlikte Hasan Hüseyin Korkmazgiller’in ismi olmuştu.
Duvarlarda yazılı olan şiirler beni etkiledi ama ben Hasan Hüseyin Korkmazgilleri tanımıyordum.
Oysa okumayı seven ve o güne kadar arkadaşlarımdan daha fazla kitap okuyan bir insandım.
Yanımdaki arkadaşlara utandım soramadım!!!
Hep birlikte bir grup kız erkek arkadaşın yanına gittik.
Herkes birbirine “MERHABA” dedi.
Ben ne yapacağımı bilemedim.
Başımla gülerek selam verdim.
Gruptakiler konuşmaya başladılar çok etkilendim ama anlatılan her şeyi anlayamadım.
Bu arada bir şey dikkatimi çekti.
Tüm gruptakilerin sırtında yeşil parkaları ve ayaklarında da botları vardı.
Özellikle kızlarda ne makyaj nede süs vardı.
Kendimi aralarında ayrık otu gibi hissettim.
Bir şey daha dikkatimi çekti.
Kız erkek ayrımı yoktu ve herkes birbiriyle gerçekten hem saygılı hemde çok farklı bir yakınlıktaydı.
Ama asla tavırları o güne kadar bizlerin karşı cinsten beklediğimiz veya gösterdiğimiz bir yakınlık değildi.
Herkes birbirine “YOLDAŞ” diyordu, hatta birbirlerine elle dokunup konuşuyorlar ama bu dokunmalar bile çok farklıydı!!!!
Uzatmadan anlatayım.
Ben daha o anda o gruptaki arkadaşlar gibi bilgili olmaya karar verdim.
Duvardaki şairi tanımaya karar verdim.
Daha da önemlisi onlar gibi bot ve parka giyinip devrimci olmaya karar verdim…
Oradan ayrılınca bende beni davet eden gruptan izin isteyerek ayrıldım.
Kızılay pahalı olduğu için Ulusa gittim.
Oradaki bir iş hanından hemen yeşil bir parka ve bot aldım.
Bir tuvalette saçlarımı tarayıp daha doğal bir tarza soktum.
Kitap satan bir dükkâna girip Hasan Hüseyin Korkmazgiller’in kitapları ve şiirleriyle tanıştım.
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, ben o günden bu yana hiçbir zaman ve hiçbir koşulda sola, sosyalizme ve en son durak olan Sol/Sosyal Demokrasi anlayışına ihanet etmedim ve kirletmedim.
Tek isteğim arkamdan kimse bu namus gibi koruduğum anlayışımdan şüphe etmesin haksızlık yapmasın..
Beni soranlara iyi veya kötü diye anlatmasın.
Beni soranlara “Güler Buğday gerçek inanmış ve taviz vermeyen bir solcuydu ama gözleri açık gitti…” dersiniz.
Bu nedenle şair ve devrimci Hasan Hüseyin Korkmazgil’in benim yaşamımda çok daha değerli farklı ve saygın bir yeri vardır.
Tıpkı usta NAZIM gibi.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ