Zirvede Haber

HAYIRSIZ EVLADA VE SORUMSUZ DEVLETE YUH OLSUN…

HAYIRSIZ EVLADA VE SORUMSUZ DEVLETE YUH OLSUN…

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan okunması gereken bir yazı. Buğday;

Toplumda tüm etik ve insani değerler yozlaştırıldı. Ahlak çöküntüsü herkese bulaştı.
Geçmişte yaşadığımız ve yaşattığımız tüm saygın ve örnek olacak güzel ve erdemli yaşam tarzımız adeta unutuldu.
Batılılaşma doğru anlaşılamadı ve en başta aile kurumunu önce “çekirdek aile önemlidir” diye sınırladı, arkasından bireysellik ve bencillik onuda çürüttü.
En önemlisi ise “dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz” diyen otoriter anlayışla; bağnaz, gerici, dayatmacı hatta sapkın tarikat ve cemaatlerde bozulan ahlak, namus ve sadece uçkura dayalı anlayış sonrası ne edep kaldı nede haya!!!!
Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, sabah sabah sanal medyada bu yaşlı kadının resminin paylaşımını görünce isyan ettim.
Üzüldüm, öfkelendim ama daha çokta insanlığımızdan utandım.
Lafa söze gelince mangalda kül bırakmayanların, herkese örnek olması gerekenlerin, hatta milleti temsil konumunda olanların bu koşullarda aile yapılarına ve yaşam tarzlarına bakmak lazım!!!
Her sözlerinde kadını baştacı eden ama işlerine gelmeyince şiddete başvurmaktan çekinmeyen çok insan tanıyor ve utanıyorum.
Yine, “Cenneti Annelerin Ayaklarında” olarak gören veya öyle niteleyenlerin birçoğunun annelerini evlerinin bir odalarına tıkıp adeta yok saydığına da tanık oluyoruz.
Beterin beteri var misalinde olduğu gibi; bazı anneler yani onları var eden, 9 ay karnında taşıyan ve evlatları doymadan ağzına lokma koymayan anneleri adeta bir yük ve çekirdeğe zararlı gören hayırsız evlatlarda var.
Özellikle hiçbir geliri ve yaşamsal garantisi olmayan anne ve babaları sokağa atan ve bundan utanmayan evlatlara da tanık oluyoruz.
Parası olan ama annesini babasını yaşamlarına yük sayan, daha çokta bencil, saygısız, sevgisiz ve vicdan fakiri eşlerin dayatması ile onlardan kurtulmak isteyenlerin huzur evine yollayıp unuttukları yaşlılarımızda var.
Her zaman yakın olduğum, hatırımı sayan milletvekillerinden talebim olmuştur:
“Mutlaka Huzur Evlerine sık sık gidin, özellikle anne ve babalar gününde, bayramlarda mutlaka oralara gidip bir evlat olarak onları mutlu edin” demişimdir.
Tabi ülkemizde birde huzur evlerinin ücretlerinin yüksekliği ve yetersizliği de söz konusu.
Bakın bağlı olduğunuz belediyelerdeki bu kurumlara ve yaşlılardan istenen ücretlere.
Olanaklımı kimsesi olmayan veya hayırsız evlatları olan yani kendisinin hiçbir geliri olmayan insanların oralarda kalabilmesi?
Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, ben çocukluğumu özledim…
Anadolu’da aile yapıları geleneksel ve bozulmadığı için yaşlılarını başköşeye oturtan saygının, sevginin, edep ve adabın yaşandığı o güzel günleri özledim.
Onların fikrini almadan ve onların hayır dualarını almadan yaşama başlanmayan güzel günleri özledim.
Hasta annelerini parası olmadığı için sırtında taşıyan evlatların yok olmadığı ve bozulmadığı günleri arıyorum.
Çocukların; Anneanne, Babaanne, Dede veya Büyükbaba ile Hala, Amca, Teyze ve Dayılarının sevgisi ve koruması ile güven içinde büyümelerinin çok önemli ve değerli olduğunun bilinmesini istiyorum.
Ve asıl önemli olan:
Her türlü haksızlığa ve saygısızlığa uğrasa da yaşlılarına, emeklilerine ve zorda kalan ve çalışamaz duşumdaki yurttaşlarına bakamayan devlete de, hükümetlere de lanet edip “Batsın bu dünya” dedim.
Ülkeyi soyup kan emicilere sunan, kendileri ve çocukları lüksün ve gösterişin içinde yaşayan ama etraflarındaki ister kendi yakınları, ister komşuları, isterse hiç tanımadıkları insanları bu konumda gören umursamayan herkese de “lanet olsun” diyorum.
Ayrıca yalnız yaşayan, onuru ve gururdan dolayı yardım istemeyen, acı çeken ama belli etmeyen “kan kusup kızılcık şurubu içtim” diyen annelerin, babaların velhasıl yaşlanınca zorluk yaşayan insanların hatırını sormayan, sanaldan güzellik (!) paylaşan insanlarında kendini gözden geçirmeleri gerektiğini anımsatmak istiyorum.
Birde ne olursa olsun tüm ömrünü toplumsal mücadeleye vermiş, çalmamış, çaldırmammış, harama el uzatmamış, iyilikten ve yardım etmekten hiç vaz geçmemiş, sevmiş, saymış emek vermiş manevi evlatlar, hatta torunlar edinmiş gönlü güzel insanlara saygısızlık yapanlara ve yaptıranlara da “yazıklar olsun” dedim.
SON NOT:
Kimse bu yazımdaki durumları görmezden, duymazdan gelmesin.
Bu saygısız ve erdemsiz durumlarda yaşamayı insanlık ve kazanç saymasın.
Hele hele güç ve para sahibi olunca her yol mubah sanmasın.
Ne yaparlarsa yapsalar da özellikle annelerinin evlatlarına veya evlat dediklerine kıyamadıklarını bildikleri için istismar etmesinler.
Yani bu dünyada unutulmasın ki kimse kalıcı değil herkes misafir.
Herkes sonunda ektiğini biçecek!!!!
Ölümse kime ne zaman geleceği bilinmez bir sır.
Onun için yaşarken kirlenmeden, yozlaşmadan, haksızlık yapmadan, gönülleri kırmadan ve emek vermiş insanları üzmeden insanca yaşayalım ve yaşatalım.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ