Zirvede Haber

İNSAF VE VİCDAN YOK OLUP TARİHE GÖMÜLDÜ

İNSAF VE VİCDAN YOK OLUP TARİHE GÖMÜLDÜ

Gençlere sahip çıkılmadığına dikkat çeken geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday; “Yaşamdan ve tarihten ders ve örnek almak zenginliktir ancak doğru örnekleri seçersek. Çünkü tarihte bugün bile ülkelere korku ve insanlara, utanç veren Hitler’de, Mussoli’nide, Franko’da yaşamıştır. Yine Osmanlıda “Dokuz, on yaşında küçük kız çocuklarının bekâretini bozmaktan yani tecavüz etmekten zevk duyan Sultan Abdülmecit… Genç delikanlılara düşkün olan Sultan Abdülaziz… de bizlerin tarihinde mevcuttur.Her fırsatta Osmanlı’nın torunları olduğunu belirtmekten gurur duyan AKP iktidarındakiler ve yancısı MHP’liler keşke baskı ve şiddetten medet umacaklarına her alanda Şeyh Edebali’nin Osmangazi’ye vasiyetini örnek alabilseler.

Ne demiş Edebali: “Ey Oğul, artık Bey’sin! Bundan sonra öfke bize, uysallık sana. Güceniklik bize gönül almak sana. Suçlamak bize, katlanmak sana. Acizlik bize hoş görmek sana, anlaşmazlıklar bize, adalet sana, haksızlık bize, bağışlamak sana. Ey Oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. Şunu da unutma ve insanı yaşat ki devlet yaşasın. Ey Oğul, işin ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı. Allah yardımcın olsun.” Tek Adam Şahsın Devleti ne yazık ki bu tür örnekler yerine tam aksi bir tutumla vatandaşlarına zulmetmeyi seviyor. Onlara hakaret etmeyi, yoksul bırakmayı, geleceklerini yok edecek kararlar almayı seviyor.
Emrine aldığı yargı sayesinde; özgür düşünceyi, ifade özgürlüğünü ve eleştiriyi suç sayarak ceza almaları için gerekli empozeyi yapıyor.
Tek Adam Tayip Erdoğan kendisine hakaretten 63 bin 41 kişiye dava açtırdı.
Cumhuriyet tarihi boyunca hiçbir zaman böyle bir anlayış, halka bu kadar baskı ve korkutma, suçlama hiçbir zaman yaşanmadı.
Konu ile ilgili olarak TBMM Başkanlığı’na Meclis Araştırma Önergesi veren CHP’li Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, “İktidarı eleştiren kim varsa gözaltına alınıyor.
İstiyorlar ki her yaptıkları alkışlasın. Vatandaşlarımız içerisinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik sıkıntıları gerek sosyal medya hesaplarından gerek sokak röportajları yoluyla dile getiriyor ve sonrasında en küçük eleştiri durumunda dahi gözaltı ile karşılaşıyorlar.
Bu tutum, hukuk devleti anlayışıyla bağdaşmamaktadır” demişti.
Bugüne dek bu konuda açılan davalara bakıldığında durumun vahameti ve haksızlığı ortaya çıkmaktadır.
“Süleyman Demirel’in yedi yıllık cumhurbaşkanlığı döneminde (16 Mayıs 1993 – 16 Mayıs 2000) 162.
Ahmet Necdet Sezer döneminde (16 Mayıs 2000 – 28 Ağustos 2007) 159.
Abdullah Gül döneminde (28 Ağustos 2007 – 28 Ağustos 2014) toplam 860 ceza yargılaması yapılmıştır.”
Rekortmen Tek Adam Şahsın Devletindeyse sayısız haksız, hukuksuz keyfi örneklere dün bir başkası eklendi.
Asla kabul edilmeyecek bir şekilde CHP Denizli Gençlik Kolları Başkanı Tugay Odabaşıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten tutuklandı.
CHP’nin danışma kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’la ilgili sözleri nedeniyle gözaltına alınan CHP Denizli Gençlik Kolları Başkanı Tugay Odabaşıoğlu çıkarıldığı nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklandı.
Odabaşıoğlu’nun, 18 Eylül’de Merkezefendi Kültür Merkezi’nde basına kapalı yapılan toplantıdaki Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik ifadelerinin yer aldığı görüntüler, bazı internet sitelerinde yayımlanmıştı.
Bu durma açıklık getirmek için Hakaret nedir birde bu konuya bakmalıyız.
Hakaret:
Dil Derneği’ne göre “Onur kırma, onura dokunma, küçültücü söz ya da davranış” olarak tanımlanıyor.
“Cumhurbaşkanına hakaret” ise Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 299. maddesinin başlığı.
Bu madde, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası, “suçun alenen işlenmesi” halinde ise cezada altıda bir oranında artış öngörüyor.
TCK 299, aralarında gazeteciler, siyasetçiler, sanatçılar, avukatlar, sosyal medya kullanıcılarının da olduğu çok sayıda kişiye suçlama olarak yöneltiliyor.
Öyle ki adliye koridorlarındaki sohbetlerde, “Bu söylediğim TCK 299 kapsamına girer mi” cümlesi bir çeşit espri halini almış durumda.
Tek Adam Şahsın Devletine adeta ülke açık cezaevine döndü.
Bu işe “YETER” demenin zamanı geldi de geçiyor artık.
En başta yılardır haksız bir şekilde AİHM kararlarını da hiçe sayıp içerde tutsak bırakılan Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala olmak üzere tüm gazeteci ve aydınlar serbest bırakılmalıdırlar.
Çünkü bu tutsaklıklar insanların psikolojilerini bozmakta, kendilerine olan güvenlerini kaybettirmekte ve özellikle gençlerimizin ülkeden kaçma arzusunu kamçılamaktadır.
En önemlisi herkesin korku içinde yaşaması ve kendilerini adeta otokontrolle sansüre uğratmalarıdır.
Bir yemek, bir çiçek veya bir bardak rakı resmine yüzlerce beğeni ve sayısız geyik muhabbetle sayfalar dolduran insanlar, ciddi bir yazı veya Tek Adamın resminin olduğu haberlere ve paylaşımlara beğendi koymaya korkar oldular.
Ben yazılarımda, paylaşımlarımda veya ülke gerçeklerini anlattığım zamanlarda bu durumu görüyor ve çok üzülüyorum.
Oysa Tek Adam Şahsın Devleti, bizlere veya ait olduğumuz CHP’ye ve Genel Başkanımıza her gün en ağır hakaretleri yapmaktan asla çekinmiyor.
Üstelik bu hakaretleri televizyonlarda ve meydanlarda en yüksek perdeden inat ve ısrarla yapmaya devam ediyor.
Onun için bu yazıyı yazma gereği duydum.
Bu ülkenin onurlu ve namuslu, vicdanlı ve sağduyulu tüm yurttaşları bu duruma tavır koymalı ve asla bu haksızlık ve hukuksuzluklara göz yummamalıdırlar.
Bu anlayışla CHP Denizli Gençlik Kolları Başkanımız Tugay Odabaşıoğlu serbest bırakılmalıdır.
Bu haksızlığa da herkes tavır koymalıdır.
Sevgiyle saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile insanca, onurluca, özgürce, haksızlıklara ve hukuksuzluklara izin vermeden yaşayalım ve yaşatalım.” ifadelerini kullandı.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ