MADEM YAŞAYACAĞIM BEN BUNLARI YAPMAK VE ÖRNEK OLMAK ZORUNDAYIM.

“Kendimi övmek gibi olmasın ama ben çalışırken de hiç bir mazerete sığınmaz ve tüm Anadolu geleneklerini her koşulda yapardım. Yazın her çeşit sebzeden konservelerimi, kendim yemesem de çeşit çeşit reçellerimi, eriştemi ve domates sularımı mutlaka yapar ve dostlarımla da paylaşırdım.” geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday’dan açlık ve yokluk üzerine okunması gereken bir yazı. Buğday; ” Yaş oldu 74 vücudun birçok yerinde arıza var ama ben yine bu alışkanlıklarımdan vazgeçemiyorum. Tıpkı bayramlarda baklavamı kendim açtığım, etli yaprak sarmalarını ve her koşulda gerdan etli düğün çorbamı yaptığım gibi.

Dostlarımın malumu olduğu üzere son zamanlarda ciddi sağlık sorunları yaşadım.

Gerçi hala iyileşmedim.

Güre’den buraya acil getirildim gerekli müdahaleler yapıldı ve hala yaşayacak günlerim olduğunu öğrenince hemen asli görevime döndüm.

Bu arada birçok dostum biliyor çok güzel bir gelenek başlattım.

Şahsen ben her sabah en az 200 dosta “Günaydın” mesajı ve güzel bir çiçek veya nostalji olan videolar yollarım.

Sonra mutlaka ülkedeki yangına çare olabilir miyim diye bir yazı ve ilaveten bir özlü söz yazar paylaşırım.

Sabah erkenden yemeklerimi yaparım ve asla tek kişilik yapmam. Mutlaka kısmetlisi vardır diye düşünüp ona göre yaparım.

Tembelliği ve beceriksizliği sevmem.

“Ben çalışan kadınım vakit yetmiyor” masalına da itibar etmem!

Üstelik yemeklerimi en ağır ateşte usulüne uygun ama en çokta hijyene çok dikkat ederek yaparım.

Bunları niye yazdım biliyor musunuz?

Ülkemiz zor durumda halkımız açlıkla ve yoklukla karşı karşıya kalmış.

Lükse, israfa tahammülümüz olamaz.

Tembellikle ve mazeretlerle ev düzeni bozulmamalı ve çocuklarımızın sağlıklı beslenmesi anne babaların eliyle sağlanmalı.

Şahsen ben özellikle bazı kadınların bu özeni göstermemesine üzülüyor hatta kızıyorum.

Yaptıkları işe gerektiği özeni göstermeyenlere de kızıyorum.

Ben bazı kişilerin benimle özdeşleştirdikleri “İçli Köfteci” unvanındansa onur duyarım ve gerçekten çok güzel yaparım.

Sonuçta tedavi için geldiğim ve üç günlük evde kalacağım süreçte boş durmak istemedim.

Sevgili Dostum Sedat Gökmenoğlu’nun Yenişehir’den tarladan alıp getirdiği domateslerle en hijyen ve usulüne uygun yöntemlerle oldukça fazla domates sularımı yaptım.

Son iki partiye sıra gelindiğinde sevgili torunum akıllı ve yetenekli kızımız Gamze Pamuk Ateşli ve yakışıklı damat Semih Ateşli çat kapı geldiler.

Her kes kısmetiyle gelir derler ya tabiki onlara da göz hakkı olarak yaptıklarımdan verecektim ama birazda hak etsinler istedim.

Benim doldurduğum kavanozların kapaklarını Semih sıkarak ters çevirip yardımcı oldu ve hak ettiği domates sularından bir torba eve götürdü.

Akşam saati çat kapı gelinince birlikte yemek yemek şart oldu.…

Allahtan sabah altıda kalktığım için iki tencere farklı yemek yapmıştım.

Ayrıca dolapta ısınmayı bekleyen kıymalı börek ve yine sabah yaptığım yoğurtlu kereviz salatası vardı.

Yenişehir’den gelen harika domates, biber, salatalıklar, yeşillikler ve evde yaptığım çok güzel bir koyun yoğurdu ile sofra hazırlandı.

Sofranın kurulmasını ve yemek sonrası toplanıp bulaşıkların yıkanmasını da Ecem ve Torunum Gamze birlikte yaptılar.

Bugünde kışlık turşularımı yapıyorum.

Ayrıca 24 saat en kısık ateşte ilikli kemiklerden et suyu hazırlıyorum.

Çünkü çok sevdiğim ve benim yaptığım paça çorbasını çok seven bir dost içinde paça çorbası hazırlıyorum.

Bugün ikinci yazımı biraz hoşluk olsun diye magazinsel yazdım ama örnek alınmasını da amaçladım.

Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.” dedi.