Zirvede Haber

İçişleri Bakanlığı sizi neden arar?

İçişleri Bakanlığı sizi neden arar?

Olay Gazetesi Yazarı Mustafa Özdal, İçişleri Bakanlığı’ndan kendisine gelen bir telefonun ayrıntılarını bugünkü köşesinde paylaştı…

Özdal, yazısında şu ifadeleri kullandı:

Dün gazetede odamdayım, bilinmeyen bir numara belirdi telefon ekranımda.

Açıp, açmama konusunda tereddüt ettim.

Çünkü günaşırı arayan çeşitli bankaların  çalışanları,  kredi, avans limiti yükseltme, avans taksit, sigorta gibi teklifler yapıyor, ‘hayır’ dememe rağmen gerekçesini soruyor, gerekçesini belirtmeme  rağmen ikna olmayıp, lafı uzattıkça uzatıyorlardı.

Birkaç bankanın numarasını engellememe rağmen, farklı farklı numaralardan aramaya devam ediyorlardı.

Ancak ‘532’ ile başlayan numara, banka numaralarına benzemediği için baktım.

Yine bir ses kaydı…

Bu kez arayan İçişleri Bakanlığı idi.

Telefondaki ses, “İyi günler İçişleri Bakanlığı’ndan arıyoruz. Sizi arayıp, kendisini polis, savcı gibi tanıtarak, hesap numaranızı isteyenlere kanmayınız. Devlet hiçbir vatandaşından hesap numarası istemez” diyordu.

Yerinde, çok yerinde bir uygulama…

Çünkü, kendisini polis, savcı gibi tanıtıp, isminizin terör örgütü listesinde olduğunu iddia ederek para sızdırmaya çalışan dolandırıcılar cirit atıyor memlekette.

Ve çok sayıda vatandaşın birikimleri, birkaç dakika içinde yok olup gidebiliyor.

Benim de başıma geldi böyle bir olay.

Dolandırıcının  biri arayıp, son derece kararlı ve sert bir ses tonuyla kendisini komiser olarak tanıttı.

Arkadan da telsiz sesi geliyor.

İsmimin terör örgütleriyle anıldığını iddia eden dolandırıcı beyi dinlerken, ne yalan söyleyeyim bir 30, 40 saniye tereddüt geçirdim.

Sonra, kendime gelip, dolandırıcıların aynı yöntemle binlerce insanı dolandırdığını  anımsadım.

İşi biraz mizaha döküp, “Sen polissen, ben de Donald Trump’ım” filan diyerek, adamı sinirlendirdim.

Tehdit etti tabii.

Ben de ‘elinden geleni ardına koyma’ diyerek, telefonu yüzüne kapattım.

Ben, bu dolandırıcılık girişiminden canım yanmadan kurtuldum ama bir akrabam, yıllarca biriktirdiği parasını sadece 2 saat içinde  dolandırıcılara kaptırdı.

Anlatayım…

15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 2 ay ya geçmiş, ya geçmemiş.

Mağdur, 70’lerinde bir vatandaş.

Telofunu çalıyor ve emniyet müdürü olduğunu söyleyen kişi belki de bin kez anlattığı hikayeyi yeni kurbanına da anlatmaya başlıyor:

-FETÖ listesinde isminiz var.

-Olur mu öyle şey, benim onlarla bir ilgim yok.

-Elimizde resmi evrak var.

-Ne yapabiliriz?

-Tek çıkış yolu var, şu kadar para verirseniz temize çıkabilirsiniz. Devlet, bu parayı kısa süre içinde size teslim edecek.

-Üzerimde o kadar para yok ama bankada var, çekebilirim.

-Tamam çekin, 2 saate kadar şu bölgedeki şu ağacın altına bırakın parayı.

Kurban, hiç kimseye haber vermeden soluğu bankada alıyor.

Banka çalışanı, şüphelenip bu kadar çok parayı  neden çekmek istediğini soruyor.

Adam başından geçeni paylaşınca banka çalışanı bunun bir tuzak olduğunu anlatmaya çalışıyor.

Ancak bir kere dolandırıcıların ağına düşen kurbanımız, kendisine akıl verdiğini düşündüğü banka çalışanını fırçalayıp,  hesaptaki tüm parasını derhal vermesini istiyor.

Banka görevlisi, mecburen müşterisinin talimatını yerine getiriyor ve birkaç saat içinde dolandırıcıların eline geçecek 150 bin lirayı   teslim ediyor.

Yanında 50 bin lira  nakiti olan zavallı adam, 200 bin lirayı kendisini emniyet müdürü diye tanıtan dolandırıcının söylediği ağacın altına bırakıp evine gidiyor.

O akşam gözüne uyku girmeyen yaşlı adam, ertesi gün kendisini arayan numarayı çevirince dolandırıldığını geç de olsa anlıyor:

“Aradığınız numara kullanılmamaktadır!”

Tüm birikimi yok olup giden mağdur vatandaş, bu kez gerçek polise başvurur ancak nafile.

Atı olan Üsküdar’ı çoktan geçmiştir.

Değerli okur, anlattığım  ibretlik, bir o kadar da hazin bir olaydır.

Ve ne yazık ki, kan emicilerin tezgahına düşmüş yüzlerce, binlerce yurttaş dolandırıldı bu memlekette.

Üstelik dolandırılanlar arasında Canan Karatay gibi profesörler de var.

Zamanında Selçuk Parsadan isimli dolandırıcının bu ülkenin başbakanını bile kandırdığını  unutmayın.

Yani, yıllarca okuyup, toplumu yönlendiren bir profesör veya istihbarat biriminin emrinde olduğu bir başbakan olsanız bile, dolandırılabiliyorsunuz.

Çünkü dolandırıcılar profesyönel, siz ise hazırlıksızsınız.

Bu nedenle benim başıma gelmez demeden, dikkatli, hem de çok dikkatli olun.

İyi pazarlar efendim.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ