Zirvede Haber

Hayvan deneylerine karşı çıkıp, aşı olunabilir mi?

Hayvan deneylerine karşı çıkıp, aşı olunabilir mi?

Bursa Veteriner Hekimler Odası Genel Sekreteri Melike Baysal, pandemi sürecinde veteriner hekimlerin rolünü, hayvan sağlığıyla insan sağlığı arasındaki ilişkiyi, hayvan deneylerini ve doğa katliamlarının salgınlardaki rolünü BursaMuhalif’e anlattı. 

Covid-19 bir yılı aşkın süredir hayatımızda yer alıyor. Bu süreçte her ne kadar insan odaklı yaklaşım sergilense de hayvan sağlığı da önemli bir gündem olarak önümüzde duruyordu. Ancak insanın doğada kendini hiyerarşinin en üst noktasına konumlaması ve benmerkezci tavrı, her zaman olduğu gibi bugünlerde de yanlış bakış açısını gözler önüne serdi. Bu bakış, yalnızca insan-canlı ilişkisi içerisinde sınırlı kalmadı üstelik. Bahsi geçen canlı türlerinin sağlığıyla ilgilenen meslek grupları arasında da bu ayrımcı tutum kendini gösterdi. Bu ayrımcılığın odağında ise hiç kuşkusuz veteriner hekimler bulunuyor.

Veteriner hekimler yalnızca kliniklerde çalışan, evcil veya besi hayvanlarının sağlığıyla ilgilenenler olarak görülse de yaklaşık iki asırdır bilimsel olarak çalışmalar yapıyorlar. Veteriner hekimler, kliniğe gelemeden önce laboratuvarlarda, enstitülerde hayvana ve insana yani canlılara dair araştırmalar yapan, hastalık etkenlerini araştıran, bu hastalıklara dair ilaçları ve aşıları geliştiren bir meslek dalının üyeleri. Ayrıca birçok virüs bio-terör unsuru olarak kullanılabiliyor. Veteriner hekimler hayvanlarda virüsü engelleyerek hem hayvan hem insan sağlığını hem de ülke güvenliğini koruyarak aslında görünmeyen bir savunma mekanizması kuruyorlar.

Covid-19 salgınında veteriner hekimlerin sorumluluklarını BursaMuhalif’le paylaşan Baysal, hayvan sağlığıyla insan sağlığının birbirinden ayrılmayacağını ifade ederken, veteriner hekimliğin de sağlıktan ayrı tutulamayacağını söyledi. Covid-19 salgınıyla beraber dünyanın birçok yerinde veteriner hekimlerin özellikle aşı çalışmalarında oldukça önemli görevlerde olduğunu söyleyen Baysal, “Dünya Sağlık Örgütü, salgın başladığında Çin’e Covid-19 araştırmaları için ekip gönderirken bu ekiplerin içinde veteriner hekimler vardı. Dünyada Covid-19 sürecini yöneten ekiplerin başında veteriner hekimler bulunuyor. Ancak Türkiye’de biz bir türlü veteriner hekimlerin süreçteki yerini bilimsel olarak oturtamadık.” dedi.

Teknoloji hayvan deneylerini gereksiz kılabilir

Son dönemlerin en önemli tartışma konularından biri hayvan deneyleri oldu. Özellikle “Save Ralph” isimli kısa film, bu konuya dair pek çok kişide farkındalık oluşturdu. Tüm dünyada yıllardır birçok alanda hayvanlar, sözlü beyanda bulunamadıkları için rızaları dışında deneylerde kullanılıyorlar. Hayvanseverler ve birçok aktivist de buna karşı çıkıyor. Hayvan deneylerine alternatif birçok yöntemin olduğunu ifade eden Baysal, “Teknolojinin geldiği noktada, kozmetik ürünlerinin alerjik olarak insana zarar verip vermediğini tespit edecek birçok yöntem var. Ama eminim bu teknolojik yöntemler çok daha maliyetlidir. Hayvan deneyleri, firmalar açısından çok daha ekonomik oluyor.” dedi. Ancak şunu da ekledi: Maliyetler hiçbir canlıdan daha değerli değildir.

Hayvan deneylerine dair en bilinen kullanım alanı kozmetik olarak bilinse de tıptaki kullanımı da göz ardı edilecek boyutta değil. Bu noktadan bakıldığında da etik bir ikilem ortaya çıkıyor. Covid-19 aşı çalışmalarında hem gönüllü insanların çalışmalara katıldığını hem de hayvanların bu çalışmalarda kullanıldığını ifade eden Baysal, “İnsanlar tabi kendi rızalarıyla olurken, hayvanların bu konuda fikrini alamadığımız için rızalarını da gözetemedik. Kozmetikte hayvan deneylerine karşı gelip, ilaçlarda deneye karşı çıkmamak tezat oluşturur. Sonuçta kanser ilaçları, Covid-19 aşıları da bu deneylere bağlı olarak üretildi.” dedi. O halde şunu da sormak gerekiyor: Kozmetikte hayvan deneylerine karşı çıkıp, tıptaki kullanımını göz ardı mı edeceğiz? Sadece Covid-19 aşısı değil, insan sağlığını tehdit eden birçok hastalık için geliştirilen ilaçların deney aşamasında, yine hayvanlar kullanılıyor. Kozmetikte deneylere karşı çıkıp, aşı yaptırmak da önemli bir tezat oluşturuyor. Ancak bu noktada cevap yine teknolojinin önlenemez ilerleyişine geliyor. Baysal da konuya şu şekilde açıklık getiriyor: “Ben umut ediyorum ki teknoloji bu kadar önü alınamaz bir şekilde ilerlerken, bilimsel anlamda hayvan deneylerine ihtiyacımız kalmasın.”

O halde şunu da sormak gerekiyor: Kozmetikte hayvan deneylerine karşı çıkıp, tıptaki kullanımını göz ardı mı edeceğiz?

 Doğa katliamları salgınları yaygınlaştırır

İnsanın doğayla olan savaşı bugünün problemi değil. Onlarca yıldır doğaya karşı verilen savaşın nihai kazananı uzun vadede hiçbir zaman insan olmadı. Bugün küçücük bir virüsün milyonlarca insanı eve kapatması, yeni dünya düzenini tartıştırması, ekonomileri yerle bir etmesi bu savaşın galibinin kim olduğunun açık ilanıdır. Ancak büyük kar hırsları, kaybedilen bu savaşlardan ders çıkarmak yerine daha vahşi savaşlara zemin hazırlıyor. Bu savaşların en önemli ve çetrefilli cephesini ise Türkiye oluşturuyor. Bugün Kazdağları’nı, İkizdere’yi, Kirazlıyayla’yı talan etmek, yalnızca orada yaşayan insanların yaşam alanına saldırı anlamına gelmiyor. Oradaki doğanın talan edilmesiyle beraber bozulan ekosistemin dengesi, bulaşıcı hastalıkların da önünü açıyor ve yaygınlaşmasına olanak sağlıyor.

Doğanın tahrip edilmesinin salgınlara neden olacağını açıklayan Baysal, “Ormansızlaştırma gibi doğayı tahrip eden nedenlerle besin zinciri bozularak konakçı ve vektörlerin sayısını denetleyen yırtıcılar azalır, birbiriyle karşılaşması oldukça güç olan bazı türler bir araya gelebilir, patojenler yani hastalık yapıcı etkenler daha uygun konakçılar bulabilir, insan ve yabani hayvan etkileşimi artabilir, COVİD-19 salgınında yaşadığımız gibi, hiç alışık olmadığımız bir virüsün mutasyonu ile yeni hastalıklar, yeni salgınlar ile karşılaşabiliriz.” diyerek önemli bir noktaya dikkat çekti.

Veteriner hekimler olarak doğa talanının karşısında olduklarını ifade eden Baysal, sözlerini şöyle sonlandırdı:

“Doğayı korumanın geleceği korumak olduğunun bilinciyle, insan ve hayvan sağlığı profesyonellerinin, çevre uzmanlarının bilimsel çalışmaları ile hareket edilmesini, maden, inşaat, yol gibi hizmetlere bilimsel çalışmalarla karar verilmesi gerektiğini ve ekosistemin sağlığını korumanın hepimizin görevi olduğunu tekrar hatırlatıyoruz.”

BursaMuhalif.com/Zehra Değirmenci

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ