Zirvede Haber

GECİKMİŞ BİR ADALET, ADALET DEĞİLDİR!

GECİKMİŞ BİR ADALET, ADALET DEĞİLDİR!

Kamuda görev almak için girdikleri kısa adı KPSS olan Kamu Personel Seçme Sınavlarındaki FETÖ hırsızlığı, nice gencin hayatını karartı. Üzerinden yıllar geçmesine rağmen hukuk mücadelesini sürdüren Kamu İstihdam Mağduriyetleri ve Dayanışma Platformu, ÖSYM’ye dava açtı. Kamu İstihdam Mağduriyetleri ve Dayanışma Platformu sözcüsü Kenan Akbulut; ” FETÖ usûlsüzlükleriyle aşırılan sorularla senelerimiz heba edilmiş, dönemde bir hayli ağır bedeller ödedik.

Bugün meslekî görevin gerektirdiği ehliyet, liyakat, hakkaniyet, adayın birikimi, yetenekleri vb kriterler daha ön plânda tutulmalıyken; akla ve vicdana aykırı bir anlayış ve çağın gerisinde kalmış tutumla kamu alımlarında üst yaş haddi kanunla ısrarla korunarak, siyasî bir hak olan memur olma imkânımız askıda tutulmaya devam ediliyor. FETÖ mağduriyetleri dolayısıyla öğretmenlik alımlarında dikkate alınan yaş haddi kuralı ilga ediliyor da üst yazılı normlara aykırı olan 35 yaş haddi kuralı kaymakam, hâkim, uzman ve denetçi alımlarında neden, niçin muhafaza ediliyor? En ağır FETÖ mağduriyeti öğretmen, mühendis ve doktor olmak isteyen adaylar üzerinde mi yoksa hâkim, savcı, kaymakam ve polis olmak isteyen adaylar üzerinde mi oluştu? Avrupa’da 30 yaşı ikmal etmeden hâkim ve savcı olunamazken, ülkemizde 35 yaşı ikmal eden ne hâkim, savcı ve kaymakam olabiliyor ne de B grubu kamu alımları için istihdam olanaklarından yararlanabiliyor. Sırf 35 yaşı ikmal ettik diye öldük mü? Sicil, sabıka ve adayın sağlık durumuna ilişkin daha ağır yükümlülükler getirilebilir.
Bu tarz düzenlemeler üst yazılı normlara aykırılık teşkil etmez; fakat, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ek 40. maddesinde yazılı 35 yaş haddi meselesi gerek 1982 Anayasası’nın 70. maddesine, gerek uluslar arası örf-âdet hukuku niteliği taşıyan İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 21. maddesine, gerekse devletimizin tarafı olduğu bölgesel ve uluslar arası düzeyde diğer insan hakları sözleşmelerine kayda değer biçimde aykırıdır. Ortada hem temelini, dayanağını 28 Şubat’tan alan ağır bir mağduriyet; hem uygulanan çifte standart, hem de üst yazılı normlara her açıdan aykırı bir düzenleme söz konusudur. Anayasa madde 70, kamu alımlarında meslekî niteliklerden başka hiçbir ayrım gözetilemez diyerek genel çerçeveyi çizmiştir. 70. madde nitelikten yâni soyut bir durumdan söz ediyor. 657 sayılı Kanun’un ek 40. maddesi ise somut, biçimsel Anayasa’ya tamamen aykırı bir işleyişi gerçekleştirmeye yönelik sınırlama kıstasına dayanmaktadır.  Sonuç itibarıyla normlar hiyerarşisi evrensel düzeyde genel kabul görmüş ilkedir ve gerek mağduriyetlerin içselleştirilmesi, gerekse kamu yararı adına Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaparak kullandığımız Anayasa Şikâyeti yoluyla 15 Temmuz 2016 sonrası oluşan Yeni Türkiye idealine uygun vizyonun gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak yasal düzenlemenin kısa sürede işlerlik kazanmasını tüm kamu ve 35 yaş mağdurları adına istirham ediyoruz. Gecikmiş bir adalet adalet değildir.” dedi.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ