Zirvede Haber

Bursa’nın suları sermayeye değil halka ulaştırılmalı

Bursa’nın suları sermayeye değil halka ulaştırılmalı

Bursa Su Kolektifi’den Esen Ocak ve Onur Küçük, Bursa’nın su ve çevre sorunlarını BursaMuhalif’e değerlendirdi.

Esen Ocak, suyun sesi olmak, su kaynaklarının metalaştırılmasına, yanlış politikalar sonucu kirletilmesine ve aşırı tüketimine karşı, bilimin ışığında yerel ve bölgesel yönetimlere seslerini duyurmak, su ile ilgili yaşanan her türlü sorunu gündemde tutup dikkat çekmek için Bursa Su Kolektifi çatısı altında birleştiklerini söyledi.

Türkiye’de ve Bursa’da merkezi ve planlı bir su yönetimi anlayışının bulunmadığını, bu nedenle de suyun kullanımı, kirletilmemesi, temizlenip deşarj edilmesi ile ilgili çalışmaların yeterli düzeyde yapılamadığını belirten Esen Ocak, sanayideki, tarımdaki ve içme suyu kullanımındaki kirletici maddelerin en aza indirmesi ile ilgili kamu desteğinin ve denetlemelerin arttırılması gerektiğini ifade etti.

Bursa’nın suları sermayeye değil halka ulaştırılsın

Kalkınma ajanslarının yaptığı çalışmalar doğrultusunda gelişmiş devletlerde yüzde 3-5 aralığında bulunan kayıp-kaçak oranının, gelişmekte olan devletlerde yüzde 25-35 arası olduğunu aktaran Onur Küçük, Uluslararası Su Birliği’nin yapmış olduğu bir çalışmaya göre su kaybı için kabul edilebilir değerin yüzde 10’u geçmemesi gerektiğini ancak, 2019 BUSKİ faaliyet raporunda açıklanan rakamlara göre, Bursa’nın ilçelerine bakıldığında bu oranların Yıldırım, Nilüfer, Osmangazi’de yüzde 20, Gürsu ve Mudanya’da yüzde 27, Kestel’de yüzde 32, İznik’te yüzde 36, Gemlik’te yüzde 39, Karacabey’de yüzde 42, Büyükorhan’de 44, Harmancık’ta yüzde 48, Keles’te yüzde 53, İnegöl’de yüzde 54, Orhangazi’de yüzde 56, Yenişehir’de yüzde 58, Orhaneli’nde yüzde 62 ve Mustafa Kemalpaşa’da yüzde 67 olduğunu açıkladı.

Bursa’daki su kaynaklarındaki kayıp-kaçak oranın fazla olmasının nedenlerinden biri olarak kaynak sularının şişelenip özel şirkete satılmasından kaynaklı olduğunu ifade eden Küçük, Uludağ’da bulunan su pınarlarının sermayedarlara kiralandığını ya da satıldığını ve Uludağ’ın su kaynaklarını kullanan 13 şirketin bulunduğunu, bu şirketlerden ikisinin Bursa Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, suların sermayeye değil sağlam bir alt yapı ile halka aktarılması gerektiğini söyledi.

Bursa artık su fakiri

Yanlış politikalar, doğal kaynakların rant uğruna sermayeye peşkeş çekilmesi, ülkedeki neoliberal politikalar doğrultusunda tüm Marmara’nın ve Bursa’nın kurutmakta olduğunu söyleyen Küçük, “Herkesin su şehri olarak bildiği, tarih kitaplarında su şehri olarak anılan Bursa ne yazık ki artık su fakiri bir şehir.” dedi.

Bursa’da su çeşmeden içilmiyor

Yıllarca Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘su Bursa’da çeşmeden içilir’ kampanyası yapıldığını ancak yapılan anketlerde durumun hiç de öyle olmadığını vurgulayan Küçük, “Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, DSİ, Orman ve Su İşleri Müdürlüğü, BUSKİ, Büyükşehir Belediyesi, Osmangazi, Nilüfer, Yıldırım İlçe Belediyelerinde yapılan ankete katılan yöneticilere çalıştıkları kurumlarda içme suyu tercihleri sorulduğunda, yüzde 30,5’i şebeke suyu, yüzde 65,5’i şişe suyu, yüzde 7,5’i kaynak suyu ve yüzde 2,5’inin su arıtım sistemi yanıtını vermişler.” açıklamasında bulundu.

Madencilik faaliyetleri nedeniyle sular kirletiliyor

RAMSAR sözleşmesi ile koruma altına alınan, yaşayan göller ağına üye Ulubat Gölü’nün ve söz konusu sularla sulanan ova topraklarının Mustafakemalpaşa çayını besleyen Orhaneli ve Emet kollarının havzalarındaki madencilik faaliyetlerinden dolayı kirlilik tehdidiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Ocak, su havzalarının imara açılmasının ve yeraltı su kaynaklarının sanayi tarafından yoğun olarak kullanılmasının suları kontrolsüzce kirletildiğini ifade etti.

Nilüfer Çayı Bursa’nın kanayan yarası

Bursa’nın dağlarla çevrili, ova kentine sahip topografik yapısının yanı sıra barındırdığı 18 adet Organize Sanayi Bölgesi, 1 adet Teknoloji Geliştirme Bölgesi ve 1 adet Serbest Bölge ile Mart 2017 itibariyle 13 adet Küçük Sanayi (KSS) ile kontrolsüz sanayileşmenin örneklerinden birini oluşturduğunu belirten Onur, üç tarafının sanayi bölgeleriyle çevrildiğini söyledi.

Nilüfer Çayı’nın kirlilik sorunun Bursa’nın kanayan yarası olduğunu, çayı besleyen derelerin deşarjı öncesi ve sonrası 4. sınıf su kalitesine sahip olduklarını aktaran Küçük, kirliliğin olmaması gereken deşarj noktalarında dahi yüksek oranda kirliliğin izlendiğini, bunun da sanayiden kaynaklandığını belirtti.

BursaMuhalif.com/Ezgi Bulut

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ