Zirvede Haber

Bursa’da Yargıçlar Var!

Bursa’da Yargıçlar Var!

Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi olan Prof. Dr. Kayıhan Pala verdiği hukuk mücadelesini kazandı. Pala; “Bir önceki Rektörün nasıl biri olduğunu Bursa kamuoyu yakından biliyor. Yalnızca Sayıştay’ın Uludağ Üniversitesi 2017 Yılı Denetim Raporu içerisinde yer alanlar bile üniversiteyi ne hale getirdiğini gösteren olumsuz örneklerle dolu.

Yine bilindiği gibi, bu şahıs Rektörlük seçiminde en az oyu aldığı halde (İlk sıradaki adayın yarısı kadar bile oy alamamıştı) Cumhurbaşkanı tarafından atanmıştı.

Bu şahıs, Rektör koltuğuna oturduktan hemen sonra niteliklerine bakmaksızın dışarıdan bazı başka şahısları üniversiteye öğretim üyesi olarak atamak için yoğun bir uğraş içerisine girdi.

Bizim de Anabilim Dalımıza keyfi olarak, kendisinin yakınındaki bir kişinin ikiz kardeşini dışarıdan getirmek isteyince, ben Anayasa’dan, yasalardan ve yürürlükteki mevzuattan kaynaklanan bütün haklarımı kullanarak hukuki yollara başvurdum ve bu gereksiz ve usulsüz atamaya karşı çıktım. Bu arada, bu atama nedeniyle çok nitelikli genç bir akademisyenin Anabilim Dalımıza alınması da engellendi.

Açtığımız iki davayı da Bursa’da kazandık. Ancak ne hikmetse (!) davalar İstanbul’da onanmadı, söz konusu şahıs üniversitede göreve başlatıldı ve benim milletvekili seçimi öncesinde istifa etmemin ardından Anabilim Dalı Başkanı oldu.

Milletvekili seçilemeyip geri dönmek istediğimde, yasal hakkım olduğu halde Rektör tarafından göreve dönmemle ilgili süreç beklemeye alındı. O dönemde bu sorunu çözmek için YÖK düzeyinde girişimde bulunan ve milletvekili düzeyinde dayanışma gösteren tek kişi olan Ceyhun İrgil’in katkısını unutamam.

Bir biçimde geri döndükten sonra da hiçbir yasal zemini olmamasına rağmen, öğrenci ve asistan eğitimi programından alıkonulmaya çalışıldım…

Bütün bunlar yetmezmiş gibi, eski Rektör dışarıdan gelen şahsın vermiş olduğu şikayet dilekçesini ilgi göstererek hakkımda soruşturma açtı ve Fen Fakültesi eski Dekanı olan bir başka şahsı soruşturmacı olarak görevlendirdi.
Soruşturmacı neyle suçlandığımı benim ve avukatımın talebine rağmen bildirmedi ve savunmamı almadı. ‘Yapmayın Hocam’ dediğinizi duyar gibiyim, ama birazdan dava kararında da göreceksiniz inanın aynen böyle oldu.
Bana öğretim üyeliğinden çıkarılma ile başlayıp, aylıktan ve ücretten kesme ile sürdürülen ancak daha önce hiçbir disiplin cezası almamış olmam nedeniyle ancak kınama cezası verilebilen uzun ve yorucu bir soruşturma süreci yaşadım. Bu cezanın verilmesi sırasında tıp fakültesinde, cezaya yaptığım itirazın reddedilmesi sırasında da üniversite yönetim kurulunda görev yapan akademisyenlerin (büyük bölümünün) nasıl küçüldüklerine ve işbirliği yaptıklarına üzülerek tanık oldum.

Ceza kesinleşince dava açtım. Yaklaşık bir yıl süren dava dün sonuçlandı ve Mahkeme Heyeti ‘savunmamın alınmadan ceza verildiği, bilgi ve belge taleplerimizin yerine getirilmediği, suçlamanın ne olduğunu bilmeden sağlıklı bir savunma yapılabileceğinden söz etmenin mümkün olmadığı açık olduğundan’ Anayasal güvence altındaki savunma hakkı kısıtlanarak verildiği görülen disiplin cezasını iptal etti.

Bu iptal, güzel ülkemizin birçok kurumunda karşı karşıya kaldığımız bu türden şahıslara, kifayetsiz muhterislere ve onların yanında her düzeyde yer alan dalkavuklara ve işbirlikçilere karşı hiç yılmadan kararlılıkla mücadele etmenin önemini bir kez daha göstermesi bakımından önem taşıyor.

Bu uzun ve yorucu süreçte desteklerini her zaman yakınımda hissettiğim aileme, beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan sevgili dostum Alpaslan Türkkan ’a ve başta değerli avukatım Nilgün Berk olmak üzere savunmamı üslenen tüm avukat dostlarıma teşekkür ediyorum.” dedi.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ