“Demokrasi, Hukuk ve Ortak İrade Ayaklar Altına Alındı!”

  • 23 Aralık 2025
“Demokrasi, Hukuk ve Ortak İrade Ayaklar Altına Alındı!”

Yıldırım Kefalet Kooperatifi’nin son genel kurulu, kooperatif tarihinin belki de en skandal ve tartışmalı anlarına sahne oldu. Kooperatif içindeki gerilim, sadece yöneticilere değil, tüm ortaklara, demokrasiye ve kooperatif ahlakına yapılan ciddi bir ihaneti gözler önüne serdi. Yapılan açıklamalar, hukuk ve demokratik süreçlerin hiçe sayıldığını ve sürecin kasıtlı bir şekilde manipüle edildiğini açıkça ortaya koyuyor.

Seçim Talebi Engellendi: “Süreci Uzatmanın Tek Amacı Seçimleri Engellemekti”

Yıldırım Kefalet Kooperatifi üyeleri, genel kurulda seçim maddesinin gündeme alınmasının, kooperatif ortaklarının yasal hakkı olduğunu vurguladılar. Ancak bu talebin engellenmeye çalışıldığı iddiaları, yaşananları daha da alevlendirdi. Kooperatif üyeleri ise bu durumu; “Kanun ve ana sözleşmeden doğan yasal hakkımızı kullanarak seçim maddesinin eklenmesini talep ettik ama divan başkanı Faruk Demir, hukuki dayanağı olmayan uygulamalarla süreci kasıtlı bir şekilde uzattı. Seçimlerin yapılmasını engelledi” dedi. Ayrıca, kooperatifin Bakanlık temsilcisinin uyarılarının da görmezden gelindiğini belirterek, bu durumu hukuk ve demokrasiye açık bir saldırı olarak nitelendirdi.

Baskı, Tehdit ve Sorgulamalar: “Ortakların İradesi Kırılmaya Çalışıldı”

Genel kurulun ardından bazı ortakların kooperatif başkanı tarafından “neden imza verdiniz” diyerek telefonla aranarak sorgulanmasının açıkça bir baskı ve tehdit unsuru olduğunu ifade eden üyeler, bunun kooperatifin ahlaki yapısına büyük zarar verdiğini söyledi. “Seçim maddesinin gündeme getirilmesinin ardından bazı ortaklarımızın aranıp sorgulanması, kooperatif içindeki baskı atmosferini ve tehditleri gözler önüne seriyor. Bu, sadece hukuksuz bir uygulama değil, kooperatifin demokratik yapısının da sistematik şekilde yok edilmesidir” diyerek sert bir eleştiride bulundu.

Kooperatifte Fişleme, Baskı ve Fiziksel Saldırı: “Zorbalık Hüküm Sürdü”

Baskıların ve tehditlerin yalnızca sözlü ve yazılı olmadığını, fiilen de uygulandığını dile getirdi. İmza veren ortakların tek tek tespit edilerek fişlendiğini belirten üyeler, bunun açık bir “fişleme uygulaması” olduğunu ifade etti. Bu baskılar sonucunda, kooperatifin genel kurul salonu adeta bir zorbalık alanına dönüştü. “Ortaklar sindirilmeye çalışıldı. Kooperatifin huzuru ve birliği derinden sarsıldı” diyen bazı üyeler, yaşananların kooperatif tarihindeki kara bir leke olarak kaydedileceğini belirtti.

Bir ortağının itiraz ettiği için fiziki saldırıya uğradığını, hatta salonda kanser hastası iki ortağının sağlık sorunları nedeniyle zor durumda kaldığını da vurgulayan üyeler, “Salonda iki kanser hastası ortağımız, yaşananların etkisiyle kan kusmaya başladı ve uzun süre bekletilerek adeta cezalandırıldılar. Bu olay, kooperatifin tarihindeki en karanlık sayfalardan biri olarak kayda geçecektir” şeklinde sert bir eleştiri yaptı.

Kooperatif Ahlakına İhanet: “Demokrasi ve Ortak İrade Hiç Sayıldı”

Kooperatif yönetiminden memnun olamayan üyeler, açıklamasının son kısmında, yaşananların yalnızca kendisine yapılan bir haksızlık olmadığını, tüm ortaklara, demokrasiye ve kooperatif ahlakına yapılmış bir ihanet olarak değerlendirdi. “Bu yapılanlar, sadece bana değil, tüm ortaklara, demokrasiye ve kooperatifin temel değerlerine yapılmış bir ihanettir. Bu adaletsizliğe karşı mücadelemiz sürecek. Hiçbir baskı, hiçbir tehdit ortaklarımızın özgür iradesinden daha büyük olamaz” diyerek kararlılığını dile getirdi.

Bir Sonraki Adım: Hukuk Yoluyla Mücadele

Yaşanan olayların kooperatifin iç işleyişiyle ilgili bir sorun olmanın ötesine geçtiğini belirten üyeler, bu sürecin aynı zamanda toplumsal bir sorun teşkil ettiğini ifade etti. “Hukuk ve demokrasi ayaklar altına alındı” diyen üyeler, hukuki mücadelesinin süreceğini ve yaşanan haksızlıkların yargı önünde hesap verilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, kooperatifin geleceği için sağlıklı bir demokratik zeminin oluşturulması gerektiğini vurguladı.

Sonuç: Kooperatifin Geleceği, Demokrasiye Bağlı

Yıldırım Kefalet Kooperatifi’nde yaşanan bu olaylar, yalnızca kooperatif üyeleri için değil, tüm kooperatifçilik sistemi için bir dönüm noktası oluşturuyor. Bu süreç, kooperatiflerin temel değerleri olan özgür irade, demokrasi ve hukuk adına verilen mücadelenin önemini gözler önüne serdi. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için kooperatiflerin içindeki karar alma süreçlerinin daha şeffaf, adil ve demokratik bir şekilde yürütülmesi gerektiği açıkça görülüyor. Bu süreçteki kararlılık, sadece kooperatifin değil, Türkiye’deki kooperatifçilik anlayışının geleceği açısından büyük bir mesaj taşıyor.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ