ENGELSİZ ENGELLİLİK: Farkındalık ve Güçlü Bir Toplum İçin
Her yıl 3 Aralık, Dünya Engelliler Günü, engelli bireylerin toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla hatırlanır. Ancak, engellilikle ilgili sorunlar bu tek günde değil, her gün dikkat edilmesi gereken bir konu olmalı. Ne yazık ki, çoğu zaman bu konular, sadece özel günlerde gündeme gelir. Peki ya sonra?
Hiç kimse engelli olmayı istemez. Hiçbir ebeveyn, çocuğunun engelli olacağı düşüncesiyle evlat sahibi olmayı hayal etmez. Ancak hayat, bu gibi durumlara da gebedir. Bazen doğuştan gelen engellerle dünyaya geliriz, bazen de yaşamın bir sonucu olarak engellilikle tanışırız. Her ne olursa olsun, engellilik, kişinin yaşamını farklı şekillerde etkiler. Ancak, bir engellinin yaşamına bakış açısı, kendi güçlülüğünü ve umutlarını nasıl şekillendirdiği de çok önemlidir. Engelliler, karşılaştıkları zorlukları aşmak için birçok kez kendilerine güvenerek bu engelleri aşarlar. Önemli olan, engellerle değil, engellerin üstesinden gelebilme gücüyle yüzleşmektir.
Çoğu insan, “Bu bana da olabilir” diye düşünmez. Sağlıklı bir bireyken, engellilerin sorunlarına empati yapmak zordur. Ancak, hayat her zaman beklenmedik şekilde değişebilir. Sağlıklı olduğumuz zamanlarda empati yapmamız, olası bir engelli duruma düşersek daha az zorlanmamıza yardımcı olabilir. Sağlıklı bireyler, engelli bireylerin sorunlarına daha duyarlı olmalı, bu sayede toplumsal dayanışma artar ve her birey daha güçlü olur.
Engelleri Aşmak, Güçlü Bir Zihniyetle Mümkündür
Her engelli, kendi durumunun en zor engel olduğunu düşünebilir. Ancak, önemli olan engelin ne kadar büyük olduğu değil, o engelle nasıl başa çıkılacağıdır. Kişinin kendisine olan güveni ve dünyaya bakış açısı, engelleri aşmada en büyük etkenlerden biridir. Bir hastalık ya da engel, sadece fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir engel de olabilir. Kişinin inancı, dünyaya bakışı, ona olan güveni, bu engelleri aşma yolunda en büyük destek olacaktır. Bu bakış açısına sahip bir kişi, engelini bir zayıflık değil, bir güç olarak görür.
Keşkelerle Geçmeyen Bir Yaşam
Hayat bazen zorluklarla gelir, ancak geçmişe takılmak, “keşke” demek, bizi ileriye taşımaz. Keşkeler, insanı sadece daha da içine kapanmaya iter. Eğer geçmişte yaptıklarımıza takılıp kalırsak, her gün daha kötüye giden, umutsuz ve yalnız bir birey olabiliriz. Oysa, sahip olduklarımızla neler yapabileceğimizi görmek, hayatı daha anlamlı kılar. Kolları olmadan yüzebilen, gözleri görmeden komedi yapabilen, işitme engelli başarılı müzisyenler gibi örnekler vardır ki, onlar engelleri aşarak dünyaya ilham vermişlerdir.
Çocuklar Üzerinden Farkındalık Yaratmak
Eğitim, her şeyin temelidir. Engelli bireylerin toplumda daha iyi anlaşılması ve daha duyarlı bir toplum yaratılması için çocuklarla yapılan çalışmalar son derece önemli. Çocuklar, küçük yaşlarda doğru eğitildiğinde, gelecekte empatik, bilinçli ve duyarlı bireyler haline gelirler. Bu yüzden, toplumda farkındalık yaratmanın en etkili yolu, eğitimden geçer. Atasözümüz de bunu söyler: “Ağaç yaşken eğilir.”
Başarılı Engellilerden İlham Almak
Tarihteki başarılı engelliler, engelleri aşmanın mümkün olduğunu gösteren mükemmel örneklerdir. Timurlenk, Franklin Roosevelt, Stephen Hawking, Beethoven, Thomas Edison gibi isimler, hayatlarının büyük bir kısmında engellerle karşılaşmış, ancak yine de dünyaya büyük katkılar yapmış kişilerdir. Bu isimler, engellerin insanın başarısını sınırlandırmadığını ve her engelin aşılabileceğini gösteriyor.
Bugün, engelli sporcular da büyük başarılar elde ediyor. Ayşe Işık, kolları olmadan müthiş resimler yapıyor, Sümeyya Boyacı ise, iki kolu olmadan dünya şampiyonu oluyor. Engelli bireyler, her alanda başarıya ulaşabiliyorlar. Hatta bu yazının yazarı olarak ben de, epilepsi nedeniyle yaşadığım nöbetlerle mücadele ederek, 23 yıl önce bir dernek kurarak engelli bireylere destek oluyorum. Nöbetlerim ağır olsa da, hayata tutunmak ve başkalarına yardımcı olmak benim için bir görev haline geldi.
Engelli Olmak, Engel Değildir
Toplumda, engelli bireylerin karşılaştığı zorluklar sadece fiziksel engellerle sınırlı değildir. Mahalle baskısı, mobbing ve toplumsal ön yargılar, engellilerin yaşamlarını daha da zorlaştırabilir. Bu tür dışsal faktörler, bireylerin potansiyellerini gerçekleştirmelerine engel olur. Bu yüzden, engellilerin yaşam alanlarını daha uygun hale getirmek için çevre düzenlemeleri önemlidir. Otogarlar, metro istasyonları, okullar gibi ortak alanlar, engelli bireylerin erişimine uygun şekilde tasarlanmalıdır. Ayrıca, işyerlerinde engelli bireylerin ihtiyaçlarını anlayan, onlara yardımcı olabilecek kişiler bulunmalıdır.
Sonuç: Hep Birlikte Güçlü Bir Toplum Yaratabiliriz
Engellilik, sadece engelli bireylerin meselesi değil, tüm toplumun sorunudur. Hep birlikte, engelli bireylerin yaşamlarını kolaylaştıracak adımlar atarak, daha kapsayıcı bir toplum oluşturabiliriz. Engellilerin sadece 3 Aralık’ta değil, her gün hatırlanması gerektiğini unutmamalıyız. Herkes, engelli olma ihtimaline karşı empati yapmalı ve engellilere karşı duyarlı olmalıdır. Eğer engellere korku değil, cesaretle yaklaşırsak, toplum olarak kazanan biz olacağız.
Ebru ÖZTÜRK
Epilepsi ve Yaşam Derneği Kurucusu ve Başkanı
Epilepsi ve Yaşam Platformu Kurucusu ve Başkanı