4688 SAYILI YASA ÇOK AÇIK, AÇIN-BAKIN..!!
*** Şimdi de gelelim isterseniz başlayalım yetki durumuna. Gerçekten bu konu ile ilgili okuyucularımız soru bombardımana tutmuşlar adeta, onlarca soru gelmiş.Bu yetki ne olacak işte yetkiyi elinde tutanlar iddialı konuşuyorlar yok şu hakları kazandık, bu hakları kazandık, işte daha önce kazandıklarımıza şunları da ekledik, bunları da ekledik diye söylüyorlar.
—Kesinlikle doğru söylemiyorlar, Hani yalan söylüyorlar demeyeyim.Bakın okullara gittiğimizde arkadaşlarımız bize soruyor, şunu söylüyorlar; Biz hakem heyetinin verdiği rakamları kabul etmedik imzalamadık diyorlar yalan söylüyorlar. Yasa çok açık, açın bakın 4688 sayılı yasa da der ki;Toplu görüşmelerden sonuç elde edilemezse taraflardan bir tanesi hakem heyetine gider. Tamam sendikalar gitmedi oraya oturan en çok üyeye sahip olan Kamusen’de Memursen de oraya Hakem heyetine başvurmadı. İşveren ,bizim işverenimiz devleti temsilen bakanlık Çalışma Bakanlığı hakem heyetine gitti.Hakem heyeti şöyle oluşuyor.6’sını Cumhurbaşkanı atıyor. 7.sini yine cumhurbaşkanı sendikanın önerilerinden birini de yedinci olarak atıyor.
8.KİŞİ OTURUNCA ,KARAR ALABİLİYOR
Toplamda 11 kişi olacak. Ve 4688 sayılı yasa şunu açık söylüyor. Diyor ki; Hakem kurulu, hakem heyeti en az 8 üye ile toplanır en az 8 üye. 8. üye yok. 7’sini direkt ya da dolaylı Cumhurbaşkanı atıyor. 8. üye oraya oturarak o Heyeti oluşturarak 8’i oluşturduktan sonra hakem heyetinin karar yeter sayısını oluşturduktan sonra yok ben imzalamadım, yok ben kabul etmedim dememeleri lazım.O masaya oturarak o masanın çalışmasına olanak sağlıyorlar ve sonra karar çıkmış oluyor. Oturmasaydın o zaman eğer ki oturmamış olsalardı bugün hakem heyeti toplanamadığı için karar alınamayacaktı ve meclise gidecekti. Meclistede biz bir sürü şey yapabilirdik.İş bırakma yapardık, illerde basın açıklamaları yapardık, toplu yürüyüşler yapardık,zamanın da çok yaptık biz bunları.2 sene önce hatırlarsanız meslek kanunu geçmeden önce geçerken İstanbul’da bir öğretmenimiz hayatını kaybetmişti orada 3.000 kişiyle 5.000 kişiyle Bursa’da biz eylem yaptık, yürüyüş yaptık.
NEDEN MASAYA OTURDUNUZ
O zaman da yine 10.000 kişiyle yapardık 15.000 kişiyle yapardık .Birlikte yaparsak gerçekten samimilerse onlar 20.000 kişiyle eylem yapardık. 1 milyondan fazla üyeleri var sadece Memur Sen’in 1 milyondan fazla üyesi var hadi bakalım samimi iseniz görseydik öyle bir karar alsaydınız ve biz de gitseydik. Tüm üyelerimizi biz Ankara’ya getirebilirdik oraya getirebilirdik.
HİÇ BİR KAZANIM YOK
Ondan sonra da işte %11+7, gibi bir karar. Yok biz kabul etmedik. Bunlar kesinlikle doğru değil bu yasayı bilmiyor olmaları gibi bir durum yok. Mümkün değil biliyorlardı ama birilerine söyleyecekleri bir şeyler bulmaları gerekiyordu.Biz imzalamadık kabul etmedik dediler, talihsiz açıklamalar Doğru olmayan açıklamalar yapıyorlar ama birçok arkadaşımız da maalesef bilmediği için inanıyorlar.Ama biz her gittiğimizde bunu anlatıyoruz yasa çok açık. Hakem heyeti Hakem Kurulu 8 kişiyle toplanabilir. 8 kişinin altında kaldığı zaman toplanamaz ve karar alamaz. Buna izin vermemeleri gerekiyordu. Ama bunu oluşturdular sonra da yok şu kadar kazanım, bu kadar kazanım, kazanım dedikleri şeyin tamamı geçmiş yıllardan gelme, yani bu sene hiçbir şey yok.Eğitim iş kolunda hiçbir şey yok, neyin kazanımı!
***Buradan da belli oluyor ki başkanım yetkili sendikanın da değişmesi gerektiği farz oldu mu?
GELEN SENDİKACILARA ŞUNLARI SORUN
—Tabii ki şimdi biz okullara gittiğimizde arkadaşlarımız hep şunu neden tek bir sendika yok diyorlar.Hepimiz aynı sorunları yaşıyoruz neden birleşilmiyor deniliyor.Tek bir sendika olma meselesi bizim gibi ülkelerde gerçekçi değil ama şu olabilir biz de bunu canı gönülden söylüyoruz.Hepimizi çalışan eğitim emekçilerini ilgilendiren konularda bir araya gelebilmemiz gerekiyor ama maalesef gelemiyoruz.Geçenlerde bir okulumuza gittik, okuldaki arkadaşlardan bir tanesi kapalı bir arkadaşımız, hocam gelen sendikaların tamamı geliyorlar bir şeyler anlatıyorlar biz kime inanacağız dedi. Dedim ki;Hocam haklısınız güzel bir şey sordunuz. Gelen sendikacı arkadaşlara şunu sorun. TÜİK her ay gerçek olmayan hiç kimsenin inanmadığı rakamları açıklıyor Tüik’in açıkladığı rakamlara karşı ne yaptınız. Mecliste bütçe görüşülürken ne yaptınız.
KENDİ İÇLERİNDE BİLE ELEŞTİRİYE İZİN YOK
Meslek kanunu bu haliyle geçti bakın meslek Kanunu’nda maddeler var 1 milyon 200 bin öğretmeni ilgilendiren bir kanun ki ne idarecileri ilgilendiren bir şey var ne Özel okullarda çalışan öğretmenlerle ilgili ne bizim çalışma şartlarımızla ilgili hiçbir şey yok.Sadece 3 tane madde var bu meslek kanunu bu haliyle geçerken ne yaptınız. Okullarımızda eğitim emekçileri şiddete maruz kalıyor bununla ilgili ne yaptınız.Sorun arkadaşlara dedim.Kendi üyesi olan birisi itiraz ettiğinde birisi bir konuyla ilgili bir eleştiri getirdiğinde direkt bunlar Öğretmen arkadaşlarımızı “x”diye yaftalıyorlar. Ben bütün arkadaşlara şunu söylüyorum. Evet tek bir sendika olması mümkün değil, biz her koşulda amasız, fakatsız eğitim emekçilerinin yararına olacak her konuda bütün sendikalarla işbirliğine hazırız ama buna yanaşmayan sendikalarımız var.Maalesef onlar yanaşmıyorsa biz eğitim emekçileri olarak bizler bu birlikteliği sağlayabiliriz artık bütün arkadaşlarıma şunu söylüyorum. Bir bakın izleyin bütün sendikaları takip edin gerçekten eğitim emekçilerinin yararına işleri hangi sendika yapıyorsa orada ancak biz birleşerek güç birliği oluşturabiliriz. Oradan da iyi sonuçlar alabileceğimize inanıyorum.
SENDİKALAR SİYASİ PARTİLERİN ARKA BAHÇESİ GİBİ OLAMAZ
Zaman zaman arkadaşlar şöyle söylüyor.Sendikalar siyaset yapmasın. Sendikalar siyaset yapar neden yapmasın işte biraz önce söyledim kur korumalı parayla şu kadar iş yapılabiliyor bu bir siyasettir.Geçinemiyoruz demek bir siyasettir.Çalışma koşullarımız iyi değil demek siyasettir. Ama şu olmaz sendikalar Bir siyasi partinin arka bahçesi gibi davranamaz, yani biz devlet memuruyuz bizim işverenimiz devlet .Devleti temsil eden bir siyasi parti var. Bir sendika o siyasi parti ile birebir ilişki içerisindeyse nasıl bizim haklarımızı savunacak.Bunu da arkadaşlarımızın görmesi gözetmesi gerekiyor. Eğitim Sen olarak biz 200.000 kişiyle 200.000 eğitim emekçisi arkadaşlarımızla yıllar önce Ankara’da 2 gün eylem yaptığımızda siyasi iktidarda sol bir parti vardı. Yani bizim siyasi iktidarda kimin olduğuna bakmamız mümkün değil. Doğru yapıyorsa destekleriz, yanlış yapıyorsa kim olursa olsun karşısında dik duruşumuzu gösteririz.
ÇOK BÜYÜK HAKSIZLIK YAPTILAR,YALAN SÖYLEDİLER
Gittik okul müdürlerine sorduk. Siz buna neye göre karar verdiniz, söyledik şu arkadaşımız şu çalışmaları yapmış ,bu arkadaşımız bu çalışmaları yapmış,şu projeyi tamamlamış gerçekten okulunda sevilen, öğrencileri tarafından, veliler tarafından öğretmenler tarafından sevilen arkadaş.Bunları dediğimizde “benim haberim yok bakanlık yapmış” diyor. Doğru söylemiyor bakan bu kadar proje okulunda hangi öğretmenin performansı nedir, ne değildir nereden bilecek.Doğru söylemiyorlar, yüzü kızarmıyor da bunları söylerken. Bakanlık yapmış diyor. Oysa ki biz biliyoruz, sendikayla birlikte ince bir çalışma yapmışlar. Onlar ilçeye göndermiş ilçede bakmış beğenmediği biri varsa İlçe de çizmiş il’e göndermiş il’de bakanlığa göndermiş, aynen bu şekilde.Oradaki mağdur olan arkadaşlarımızla ilgili. Biz o günlerde yaklaşık 20’ye yakın Okulun önünde basın açıklamaları yaptık. Ülke genelinde genel merkezden arkadaşlarımızda yine aynı şekilde Bakanlık önünde açıklamalar yaptılar.Orada da ilginç bir şey aynı durum proje okulunda görevlendirilmemiş açtığınız zaman da davayı işte bir ilde açılan dava kazanılabiliyor başka ilde kazanılmıyor.
DAVALARIMIZI AÇTIK
Bu da aslında adaletin de hangi aşamada olduğunu gösteriyor.Birebir aynı davalar. Onunla ilgili de bizim burada açtığımız iki arkadaşımızla ilgili açtığımız davayı kaybettik.Tabii bunu biz bir üst mahkemeye taşıyoruz.Başka illerde ama kazanılmış davalar var. Oradaki arkadaşlarımız daha sonra istemedikleri birçok yerlerde görevlendirmeler, ya da resen atama şeklinde atamaları yapıldı. Orada da baktılar ki işin içerisinden çıkamadılar resen atamalar bir süre ertelendi, ertelendikten sonra yeniden atamaları yapıldı. Mesela bir arkadaşımız o proje okul kapsamında değil ama resen atama ile ilgili İstanbul’dan gelmişti eşiyle birlikte Mudanya’ya geldiler. Erkek arkadaşımız nokta atışı yapıldı Mudanya’da bir okula ,eşi de il emrine sonra il’le de görüştük bu arkadaşımızın eşi Mudanya’da bir okulda görevlendirildi.
BU OKULLARDAKİ ARKADAŞLARIMIZIN %80’İ ÜCRETLİ ÇALIŞIYOR
En azından Mudanya’ya yakın bir yere görevlendirilmesini istedik.Arkadaşımızın daha sonra tayin açıklandığında neresi çıksa iyi.. İnegöl.Daha sonra görüştük bu arkadaşın özel eğitimde görevlendirdiler yine Mudanya’da buna benzer çok arkadaşlarımız var. Bakın Milli Eğitim’de özel gereksinimli öğrencilere ilişkin okullar var , ya da okullarda bazı sınıflar var. Otizmli ya da öğrenme güçlüğü çeken öğrencilerimizle çocuklarımızla ilgili. Buralardaki çalışan arkadaşlarımızın, öğretmen arkadaşlarımızın çoğu %80’i ücretli olarak çalışıyor, kadrolu öğretmen yok. İşte oralarda dışarıdan,ücretli ,kimi o eğitimi almış ,kimi o eğitimi almamış, alakası olmayan öğretmenler çalışıyor. Örnek veriyorum sosyal bilimler öğretmeni özel eğitime gidiyor, herhangi bir ataması yapılmadığı için. Ya da biraz önce verdiğim örnek gibi İnegöl’e gitmek yerine Mudanya’da ben şu özel eğitim bölümünde çalışmak istiyorum diyor.İşte o arkadaş aynen o şekilde öyle çalışıyor. Ve şu anda özel eğitimde çalışan arkadaşlarımızın çok büyük kısmı resen atama yapıldıkları yerler çok uzak olduğu için özel eğitimde çalışıyorlar ve bununla da ilgili birçok arkadaşımız sıkıntı yaşıyor.
*** Ekrem Amca ile birlikte yine 7-8 emekli öğretmenimiz yazmış, çalışanla emekli olan öğretmenler arasındaki maaş farklılıklarıyla ilgili sorunlarını yazmışlar.Yarı yarıya maaşlarının azaldığını da belirtmişler.
MAAŞLAR YARIDAN DAHA FAZLA DÜŞÜYOR
—Yarı yarıdan daha fazla düşüyor, gerçekten çok sıkıntılı bir durum.Biraz önce söylediğim çalışırken yoksulluk sınırının altında ücret alıyoruz.Ben 30 yıldır çalışıyorum Başöğretmen sınavına girmedim,sonra sınavsız, belli süre çalışan öğretmenleri Başöğretmen yaptılar onlardan bir tanesiyim. 30 yılı aşkın çalışıyorum 68.bin lira maaş alıyorum.Şu an emekli olsam 32,33 bin lira alacağım. 70 bin lira diye yuvarlayacak olursak neredeyse %60’a yakın düşüyor.Bir de ders ücretleri biz okula giderken çalışırken yaklaşık 15.000 lira ders ücreti alıyorduk o da alınamıyor emekli olunca. Gerçekten çok zor durumda emekli olamıyor insanlar.Herhalde herkes son limite kadar 65 yaşına kadar çalışmak zorunda kalacaklar.
2008’DEN SONRA GÖREVE BAŞLAYANLARIN EMEKLİ MAAŞLARI DAHA DA DÜŞÜK OLACAK
Şu an yarı yarıya kadar düşüyor da aslında şöyle bir şey daha var biz her gittiğimiz okulda öğretmenlerimizi anlatıyoruz.Şöyle bir durum daha var. 2008 yılından sonra göreve başlayan arkadaşlar emekli olduğunda kök maaşın %40’ını alabiliyorlar. 2008’in sonrasında başlayanlar için şu anda %60’tan alıyorsa 2008’den sonrakiler %40 alacaklar. Şöyle düşünün şu an şu şartlarda 70.bin lira alan bir arkadaşımızın kök maaşı 40,45 bin lira civarındadır, 50.bin lira diyelim.50.bin liranın %40’ı 20.bin lira. 20.bin lira emekli maaşı alacaklar.Bu durum 2008 sonrasında göreve başlayan arkadaşlarımızla ilgili. Onların durumu şimdiki emeklilerden daha da kötü olacak.Kötü olan durum çok çok çok çok daha kötü olmuş olacak. Kök maaşın %40’ını alacaklar 2008 ve sonrasında göreve başlayanlar için. Kök maaşta Başöğretmen uzman öğretmen,seyyanen zamlar vs yok, ders ücreti yok.
*** Madem Başkanım Ekrem Amca şanslılardan?.
—Tabii ki. o 2008’den önce çalışanlardan. Ama 2008 ve sonrasında göreve başlayan arkadaşların emekli maaşları daha da düşük olacak, maalesef.
KENDİLERİDE EĞİTİM SEN’Lİ ÖĞRETMENLERİ TERCİH EDİYORLAR
Bizim arkadaşlarımızın tamamı çocuğun üstün yararını gözeterek, yaptığı işi severek Tabii ki yaptığımız işlerde eksiklerimiz, sorunlarımız ,sıkıntılarımız var.Bu sorunları çözmek adına elimizden geleni elbette yapıyoruz ama temelde bizim hedefimiz çocuğun üstün yararıdır. Bakın şimdi mesela bir önceki dönemde benim sınıfımda 14 tane öğretmen çocuğu vardı, ondan önceki yıl yine 8 tane öğretmen çocuğu vardı. 14 tane öğretmen çocuğunun sadece 2 tanesi Eğitim Sen’deydi, diğerleri diğer sendikalardandı. Bunlar da çocuklarını birine emanet edecekleri zaman Eğitim Sen’li öğretmenleri arıyorlar,inanın bana. Ama işte nerede üye olarak duracaklar orada da başka yerlerde duruyorlar. Eğitim Sen üyesi arkadaşlarımızın tamamı proje okullarında yeniden görevlendirilmediler. Bu arkadaşlarımız bilmiyorlar mı ben Eğitim Sen üyesi olmasaydım kesinlikle yeniden ben oralarda görevlendirecektim.Biliyorlardı ama bile bile yine Eğitim Sen üyesi olarak kalmaya devam ediyorlar. Eğitim Sen üyesi olmak o yüzden biraz cesaret ,yürek istiyor.
ISRARLA HERKESİ EĞİTİM SEN’E DAVET ETMEK İSTİYORUM
Mülakatlarda da yine arkadaşlarımıza çok büyük haksızlıklar yapıldı, yapılıyor. Ama bu düzen değişecek. Tabii hep böyle devam etmeyecek bunların hepsini biz basın açıklamalarıyla tarihe not düşüyoruz. Gün gelecek o komisyondakiler hesap verecekler. O komisyondakilerin belki istemediği bir durum birileri belki işte dediğim gibi engellemek istediler mülakatlarda hak eden kişilerin hak ettiği okullara tayinleri ile ilgili.Okullara gittiğimizde herkes şunu söylüyor. Evet bir iş yapılacaksa Eğitim Sen yapar bir hak mücadelesi varsa Eğitim Sen yapar diyorlar ama bütün bu sorunlarla karşılaşmamak adına Eğitim Sen’de yer almıyorlar ama yine de tabii hepsini bekliyoruz sendikamıza birlikten güç doğar.
*** Derviş Başkanım röportajımız da bayağı uzadı, sorularımızı da güzel bir şekilde sorduk son olarak bizim sormayı unuttuğumuz sizin eklemek istediklerinizi alarak tamamlayalım isterseniz?
ÇOCUKLARIMIZA BİR SÖZÜMÜZ VAR
—- Son olarak şunu söylemek istiyorum. Biz Eğitim Sen olarak bütün arkadaşlarımızın ekonomik, özlük, demokratik hakları için mücadele verirken aynı zamanda çocuklarımıza bir sözümüz var. Çağdaş, bilimsel, demokratik,nitelikli, laik ve ana dilinde eğitim sözümüz var bu çocuklarımıza. Bu sözümüzü yerine getiresiye kadar mücadelemize devam edeceğiz. Bütün arkadaşlarımızdan da bu mücadelemize destek vermesini İstiyoruz, bekliyoruz demek istiyorum.Son olarak başta 1 milyonu aşkın Eğitim emekçileri olmak üzere Bursa’da ,Yurt genelinde yaşayan 86 milyon insanımıza Bursa’dan Eğitim Sen’den sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum, esenlikler diliyorum.Diyerek sözlerini tamamladı.
Hangi sendikadan olduğuna bakmaksızın her zaman eğitim emekçilerinin yanında olan onların özlük hakları başta olmak üzere tüm haklarının daha iyi seviyelere gelmesi için uzun yıllardır çabalayan değerli başkanımız Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem’e bizler de çalışmalarında başarılar dilediğimiz gibi her zaman yanında olduğumuzu da belirtmek istiyorum.
