Zeki Baştürk: “Cumhuriyet, Halkın Kendi Kaderini Eline Almasıdır”
Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarlarından Zeki Baştürk, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla kaleme aldığı yazısında Cumhuriyet’in yalnızca bir yönetim şekli değil, bir halk uyanışı, bir aydınlanma devrimi olduğuna dikkat çekti.
Baştürk, “Cumhuriyet; yolsuz, ışıksız köylere yol ve umut götürmektir. Çamura saplanan yolları geleceğe bağlayan köprü, karanlık evleri aydınlatan meşaledir” ifadeleriyle, Cumhuriyet’in özellikle Anadolu insanı için taşıdığı hayati öneme vurgu yaptı.
Yazısında, “Bir çocuğun eline kitap, bir annenin eline kalem, bir gencin yüreğine özgürlük koymaktır Cumhuriyet” sözleriyle Cumhuriyet’in eğitim, eşitlik ve özgürlük temelinde toplumsal dönüşüm sağladığını aktaran Baştürk, şu tespitlerde bulundu:
“Cumhuriyet, yüzyıllarca tebaa olarak görülen halkın ilk kez yurttaş kimliğiyle tanışmasıdır. Bu; yönetilen değil, yönetime katılan bir toplumun doğuşudur. Artık susmayan, düşünerek sorgulayan, sorumluluk alan bir milletin adıdır Cumhuriyet.”
Zeki Baştürk, ayrıca Cumhuriyet’in kırsaldan kentlere, kadınlardan gençlere, her kesime umut olduğunu belirterek, “Köylüye ‘efendi’sin dendiği bir sistemdir bu. Cumhuriyet, halkın ayağa kalkması, başını dik tutmasıdır” diyerek yazısını tamamladı.
Bu anlamlı yazı, Cumhuriyet’in ruhunu ve kazanımlarını hatırlatan bir manifesto niteliği taşıdı.
CUMHURİYET BİZİZ
Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil, halkın kendi kaderini eline almasıdır.
Yolsuz, ışıksız köylere yol götürmektir. Çamura saplanmış köy yollarına umut, ışıksız evlere aydınlık taşımaktır.Bir çocuğun eline kitap, bir kadının eline kalem, bir gencin yüreğine özgürlük vermektir.
Cumhuriyet, yıllarca “tebaa” denilen halkın “yurttaş ” kimliğiyle tanışmasıdır.
Artık söz sahibi olan, yönetime katılan, sorgulayan, düşünen bir toplumun doğuşudur.Yüzyıllarca ihmal edilmiş köylünün, “efendi” olduğunu haykırmasıdır.
Cumhuriyet, kirlarda hayvan otlatan, tarlalarda irgat olan yoksul köy çocuklarının doktor, mühendis, milletvekili olabilmesidir. Ahırda süt sağan, kücük yaşta evlendirilen kiz çocuklarının okumasıdır; öğretmen , hemşire olmasıdır cumhuriyet. Saraydan değil, halktan gelenlerin ülkeyi yönetebilmesidir. Eşitliğin, fırsatın, umudun adıdır Cumhuriyet.
Ve Cumhuriyet, kadının zincirlerini kırmasıdır.
Kadının yalnızca anne, eş değil, birey olarak toplumun her alanında yer almasıdır.
Erkeklerle yan yana üretmesi, yönetmesi, konuşmasıdır.
Kara çarşafın, peçenin ardındaki sessizliğin yerini cesur bir sesin, bir kahkahanın almasıdır.
Cumhuriyet, işçinin hakkını, köylünün emeğini, öğrencinin geleceğini savunmaktır. Emeklisini, sağlıklı, mutlu, refah icinde yaşatmaktır.
Kimsesizlerin kimsesi, mazlumların umududur.
Bir yanda alın teriyle geçinen emekçiler, öte yanda o emekle yükselen bir ülke vardır.
Cumhuriyet, o dengeyi kuran büyük devrimdir.
Bugün Cumhuriyet’e sahip çıkmak, yalnızca geçmişi anmak değildir. Eşitsizliğe, yoksulluğa, adaletsizliğe karşı durmaktır. Köydeki çocuğun da kentteki kadar iyi eğitim alması, kadının sesinin her yerde duyulması, emeğin sömürülmemesi içindir Cumhuriyet.
Cumhuriyet biziz.
Sizsiniz, bizleriz, hepimiziz.
O, halkın alın terinde, öğretmenin sabrında, işçinin emeğinde, annenin sevgisindedir.
Cumhuriyet yaşasın ki;
bir ülkenin ışığı hiç sönmesin,
bir ulusun onuru hep ayakta kalsın.
Cumhuriyeti kuran ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ‘ü, silah arkadaşlarını, sehit ve gazilerimizi, özlem ve saygıyla anıyorum.
Yaşasın CUMHURİYET!
Yaşasın Cumhuriyet kazanımlarını korumaya ant içenler!
Zeki BAŞTÜRK