Devletin Dijital Kalbine Sızıldı: Sahte E-İmza, Sahte Diploma ve Büyük Güvenlik Zaafı!

Doğan Bekin: “Devletin kapısı herkese değil, sadece suç şebekelerine mi açık?”**
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan BEKİN, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı skandal iddianameye ilişkin sert bir açıklama yaptı. Belgelerde yer alan ayrıntılar, devletin dijital sistemlerinin adeta bir “açık pazar” haline geldiğini ortaya koyarken, Bekin bu olayın Türkiye’nin bilgi güvenliği açısından bir dönüm noktası olduğunu vurguladı:
“Devletin en kritik kurumlarına ait sistemlere, sahte e-imzalar ve çalıntı kimlik bilgilerinin kullanılarak sızılması, artık ülkemizin bilgi altyapısının çökme riskiyle karşı karşıya olduğunu açıkça göstermektedir. Bu bir idari zaaf değil; bir ulusal güvenlik sorunudur.”
REKLAM ALANI
Sahte E-İmzayla Devlet Ele Geçiriliyor!
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede, bir suç örgütünün kamu yöneticilerine ait e-imzaları taklit ederek devlet sistemlerine erişim sağladığı ortaya kondu. Üstelik bu yapının sadece üniversite sistemlerine değil, e-Devlet, YÖK, BTK, Göç İdaresi, Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi kritik kurumların sistemlerine de eriştiği vurgulandı.
Özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nde sahte kimlikle Belgenet sistemine girildiği, bizzat Bakanlık tarafından doğrulandı. Daire başkanının dikkatiyle girişimin fark edildiği ve işlem yapılmadan durdurulduğu belirtilse de, olayın büyüklüğü “devletin dijital kapıları suçlulara ardına kadar açık” yorumlarına neden oldu.
Bekin: “Yıllarca Çalışan Gençler KPSS’de süründürülürken, sahte diplomalılar kamuya yerleşti!”
Doğan Bekin yaptığı açıklamada, olayın yalnızca sistem güvenliğiyle sınırlı olmadığını, kamuya atanan kişilerin liyakatten uzak, sahte diplomalı kişiler olabileceğine dikkat çekerek büyük bir skandalın fitilini ateşledi:
“Devletin kadrolarına sahte diplomalarla sızılmışsa, bu sadece idari bir sorun değil; milli iradeye açık ihanettir. Hangi bakanlıkta, hangi görevde, hangi kritik kararları alan kişiler aslında hiç var olmayan bir eğitim geçmişine mi sahip? Vatandaşın devlete olan güveni daha ne kadar zedelenecek?”
Doğan Bekin’in Sorduğu Kritik Sorular: Cevaplanmadan Bu Skandal Kapanmaz!
Bekin, bu büyük güvenlik krizine ilişkin kamuoyunun aydınlatılması amacıyla hükümete 6 net ve sert soru yöneltti:
-
Bu çete tarafından bugüne kadar kaç adet sahte diploma üretilmiştir?
Sayısı tespit edilmiş midir? Devletin kayıt sistemine sızan bu belgelerin toplam etkisi nedir? -
Bu sahte diplomalarla kamuya atanan kişiler tespit edilmiş midir?
Edildiyse kaç kişidir ve bu kişilere dair ne tür işlemler yapılmıştır? -
Kamuya personel alımında kullanılan diploma denetim sistemi bu sahte belgeleri nasıl tespit edememiştir?
Mevcut sistemin açıkları nelerdir? Göz göre göre mi içeri alındılar? -
Sahte belge üretimi ve kimlik verisi satışı sosyal medya platformlarında alenen yapılırken neden etkin ve zamanında bir müdahale gerçekleşmemiştir?
Bu platformlar neden hala aktif çalışmaktadır? -
Kamu kurumlarının e-belge sistemlerine girişte e-imzaların taklit edilip edilmediği tespit edilmiş midir?
Hangi kurumlar bu sızmalardan etkilenmiştir? -
Veri sızıntısı ve sahtecilik olayları sonrası, ilgili bilgi işlem yöneticileri ve kurumsal denetçiler hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır?
Bu skandalın sorumluları kimlerdir?
“Devletin dijital güvenliği Google şifresiyle mi korunuyor?”
Doğan Bekin açıklamasında, “Bu kadar kapsamlı bir dijital saldırının gerçekleşmiş olması, sadece siber güvenlik değil, denetim, istihbarat ve kamu yönetimi alanında da ciddi bir zafiyet yaşandığını gösteriyor” diyerek şunları vurguladı:
“Bugün devletin sistemlerine giren bu çete, yarın kritik verileri değiştirebilir, ihaleleri manipüle edebilir, vatandaşı dolandırabilir. Devletin bilgi güvenliği artık sadece BTK’nın değil, MGK’nın da gündeminde olmalıdır!”
![]()
Doğan Bekin: “Bu işin üstü örtülürse, asıl kaybeden devletin itibarını koruması gerekenler olur.”
Bu skandalın sıradan bir adli vaka olarak görülmesinin mümkün olmadığını belirten Bekin, son olarak şunları ifade etti:
“Sahte diplomayla kamuda görev yapanlar varsa, bu kişilerin her kararı hukuksuzdur. Yarın alınan kararlar iptal olur, açılan dosyalar çöker, devlet içindeki meşruiyet yerle bir olur. Bu nedenle hükümet derhal kapsamlı bir temizlik yapmalı, kamuoyunu aydınlatmalı ve bu skandalı örtemeyeceğini bilmelidir.”