“Zeytinlikleri, Sit Alanlarını Madene Açan Bu Yasa Taslağı Vahimdir!”

Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin’den Çevre Katliamına Açık Uyarı!
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda görüşülen ve kamuoyunda infiale yol açan torba kanun teklifi hakkında sert açıklamalarda bulundu.
“Doğa Katliamının Önünü Açan Bu Teklif, Geri Çekilmelidir!”
Bekin, teklifin yalnızca zeytinlikleri değil; özel çevre koruma bölgeleri, milli parklar, sulak alanlar, yaban hayatı sahaları ve kültürel SİT alanlarını da madencilik faaliyetlerine açmayı hedeflediğini vurguladı.
“Bu teklifin yasalaşması, Türkiye’nin doğal mirasına indirilecek tarihi bir darbe olur. MAPEG’e verilen olağanüstü yetkiler, çevresel denetimin fiilen ortadan kaldırılması anlamına gelir. ÇED sürecini bypass etmek, doğayı koruyan tüm yasal bariyerleri yıkmak demektir” dedi.
“Bakanlık Ne Dedi? Yabancı Şirketler Kiminle Ortak?”
Doğan Bekin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ve Enerji Bakanlığı’na şu net soruları yöneltti:
Yabancı Şirketlerin Türkiye’deki Madencilik Kazancı Ne Kadar?
Ülkemizde madencilik faaliyetlerinde bulunan yabancı şirketlerin yıllık üretim miktarları, çıkardıkları madenlerin değeri ve bu faaliyetlerden elde ettikleri net kâr oranlarına dair kamuoyuna açık ve şeffaf veri seti bulunmamaktadır. Bu bağlamda;
– Bu şirketlerin gelir ve üretim raporları Bakanlığınız tarafından düzenli olarak izlenip denetlenmekte midir?
– Ulusal çıkarlarımızın korunması adına kaynaklarımızın ne kadarı bu şirketlerce kontrol edilmekte ve hangi koşullarda devredilmektedir?
Mevzuata Aykırı Maden Faaliyetlerine Ne Yapıldı?
Son 5 yıl içinde mevzuata aykırı faaliyet yürüten madencilik şirketleri tespit edilmiş midir?
– Hangi şirketler hangi yasa dışı uygulamalarla gündeme gelmiştir?
– Bu şirketlere uygulanan idari para cezaları, ruhsat iptalleri, faaliyet durdurmaları veya adli süreçler kamuoyuyla paylaşılmış mıdır?
-Hâlâ faaliyette olan ve denetime rağmen yaptırımlardan kaçan şirketler var mıdır?
Sosyo-Ekonomik ve Çevresel Etki Planlaması Var mı?
Bir maden sahasında faaliyete geçmeden önce o bölgenin sosyo-ekonomik, tarımsal ve çevresel koşulları dikkate alınmakta mıdır?
– Bölge halkının geçim kaynakları, tarım potansiyeli, hayvancılık ve içme suyu kaynakları bu planlara dahil edilmekte midir?
– Bakanlığınızın bu konuda Tarım, Sağlık ve Çevre Bakanlıklarıyla ortak yürüttüğü somut bir plan veya protokol var mıdır?
Envanter ve ÇED Süreci Uluslararası Standartta mı?
Maden faaliyeti başlamadan önce detaylı doğal kaynak envanteri, ekolojik hassasiyet çalışmaları ve sosyo-kültürel analizler yapılmakta mıdır?
– Türkiye’nin ÇED uygulamaları, Avrupa Birliği, OECD ya da Birleşmiş Milletler çevre standartlarıyla ne ölçüde uyumludur?
– Uyumsuzluklar varsa, hangi gerekçelerle bu standartların gerisindeyiz ve bunu düzeltmek için hangi adımlar atılmaktadır?
ÇED Raporu Yeterli mi, Ek Tedbirler Alınıyor mu?
ÇED raporuna ek olarak maden şirketlerinden ekolojik rehabilitasyon, doğa tahribatını önleme, halk sağlığı güvenliği, atık su arıtımı gibi konularda ek taahhütler istenmekte midir?
– Bu yasa teklifine ilişkin Bakanlığınızın görüşü alınmış mıdır? Alındıysa, görüşünüz hangi doğrultudadır?
– Türkiye’de aktif şekilde madencilik yapan kaç yabancı sermayeli şirket bulunmaktadır? Bu şirketlerin sermaye yapısı nedir, hangi ülkelere aittir? Yerli ortakları kimlerdir? Hangi bölgelerde, hangi madenleri çıkarmaktadırlar?
“Topraklarımızın Tapusunu Çok Uluslu Şirketlere Teslim Edemezsiniz!”
Bekin, teklifin ruhsatlandırma sürecini hızlandırma adı altında doğal varlıkların talanına zemin hazırladığını ifade ederek şunları söyledi:
“Zeytin ağaçları bu milletin bereketidir, sit alanları geçmişimizin ve doğamızın hafızasıdır. Bu toprakların tapusu milletindir; şirketlere kolaylık olsun diye hukuk ve doğa katledilemez. Eğer bu teklif yasalaşırsa, yalnızca zeytinlikler değil; ahlak, vicdan ve gelecek nesillerin yaşam hakkı da ortadan kalkar.”
“Yeniden Refah Partisi Olarak Takipçisi Olacağız”
Doğan Bekin açıklamasının sonunda, doğaya karşı işlenecek hiçbir suça sessiz kalmayacaklarını belirterek şu sözlerle noktaladı:
“Bu torba teklif geri çekilmelidir. Gerekirse Meclis kürsüsünden, gerekirse milletin meydanlarından haykıracağız. Topraklarımızın sömürülmesine izin vermeyeceğiz!”
Yeniden Refah Partisi, doğanın, yerli üreticinin, halkın ve gelecek kuşakların tarafındadır. Bu teklifin karşısında durmak, milli duruşun ta kendisidir.
– Bakanlığınız, bu firmaları her yıl düzenli olarak denetleyip kamuoyunu bilgilendirmekte midir?
– Yükümlülüklerini yerine getirmeyen şirketlere uygulanan yaptırımlar nelerdir?
Su Kaynakları ve Geri Dönüşüm Konusunda Ne Yapılıyor?
Yeraltı suları, dereler ve göller, madencilik faaliyetlerinden olumsuz etkilenmektedir.
– Bu etkilerin önüne geçmek adına hangi denetim ve izleme çalışmaları yapılmaktadır?
– Madencilikte kullanılan suyun geri dönüştürülmesi veya minimuma indirilmesi için teşvikler, zorunluluklar ya da projeler var mıdır?
– Suyun kirlenmesi halinde bölge halkına ne tür telafi mekanizmaları uygulanmaktadır?
SONUÇ:
Kamusal servet olan yeraltı kaynaklarımızın hoyratça, denetimsiz ve plansız biçimde çıkarılması, hem çevresel felakete hem de milli ekonomik kayıplara neden olmaktadır. Bu sorular sadece birer öneri değil, birer demokratik denetim sorumluluğudur. Yanıtlar kamu vicdanını rahatlatacak şeffaflıkta verilmediği sürece, bu düzen sürdürülemez.