Güler Buğday yazdı; ADI NE OLURSA OLSUN, UNUTULMAZ ACILAR YAŞANMIŞ DERSİM KATLİAMIYLA YÜREKLİCE YÜZLEŞMEDEN HUZUR BULUNMAZ,

Geçmiş dönem PM Üyesi Güler Buğday makalesinde;
“Serhildana Dêrsimê”
Ben ülkeme, bayrağıma, vatanıma, laik cumhuriyete ve Atatürk’ümün devrimlerine koşulsuz bağlı bir insanım.
Dersimde yaşanmış bu acıları yazmak, paylaşmak, anımsatmak ve sivil halka uygulanan haksızlıkları ve katliamı kınamak adeta linçe uğramak için sebep oluyor.
Ancak ben, tüm yaşamım boyu hiçbir olay karşısında “MIŞ” gibi yapmadım ve yapmayacağım.
Ülkemizde ne yazık ki bu insanlık dışı eylemlere, katliamlara çok kez tanık olup üzülmenin ötesinde başımızı insan olarak hep öne eğdik.
Çünkü katliamlar sebep ve gerekçe ne olursa olsun haksız, hukuksuz ve özellikle sivil halka karşı yapılan insanlık suçlarıdır.
Katliamlar Barbarlıktır…
Kim yaparsa veya yapılmasına sebep olursa olsun, kimler bu tür vahşetlere gerekçe ve haklılık üretmeye çalışırsa çalışsın gerçekte ve vicdanlarda suçlulardır.
Bazı insanlar gibi faydacı bir anlayışla ne siyasi ne ekonomik ne şöhret amaçlı nede dikkat çekmek arzusu ve beklentisi içinde hiç olmadım ve olmayacağım.
Bu nedenle tüm olaylara karşı hem duyarlı, hemde gerçekçi davranan oldukça yürekli ama daha çokta vicdanlı bir insan olarak olayları objektif olarak yazıp paylaşıyorum.
Sebep ne olursa olsun, kim haklı, kim haksız diye ben Güler Buğday olarak şartlı nefret kusamam ve ucuz kabadayılığa da sığınmam.
Bu durumdaki tüm konuları, yaşanmışlıkları ve hataları aydınlatmak bağımsız ve özgür mahkemelerin işidir.
Dersim İsyanı veya Dersim Katliamı, 1937-1938 yıllarında Türk silahlı kuvvetleri ile Bazı Dersim Aşiretleri arasında yaşanmış unutulması mümkün olmayan acılar bırakmış bir olaydır:
Dersim’de,
(Tunceli, Erzincan, Elâzığ, Sivas, Malatya ve Bingöl illerinin bir kısmı) aşiretlerin isyanı sonucunda devlet hâkimiyetini sağlamak için Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından aşiretler üzerine harekât düzenlendi.
Dersim Tertelesi’nde bazı kaynaklara göre bölgede yaşayan 13.160 kişi ile 110 asker öldü ve 12 bine yakın insan zorunlu göçe tabii tutuldu.
Ben o bölgede uygulanmış olan şiddete, haksızlıklara, sivil halka uygulanmış katliama veya cezalandırma şekline karşı her zaman tepki duymuş bir “Yürekli Kelaynağım!!!”
Çünkü çocukluğum o bölgelerde geçti.
Çok kimseden o bölgede yapılanları, sivil halka, çaresiz savunmasız kadınlara ve çocuklara karşı işlenen vahşice cinayetleri dinledim.
Dere kenarında öldürülen bir kadının memesini emen bebenin görüntüsünü asla unutmadım!!!!!!
Sebep ne olursa olsun masum ve günahsız kadınlara karşı uygulanan bu vahşeti kim hangi amaçla yaparsa yapsın haklı ve insani bulmadım ve bulmayacağım!!!!
Daha sonrada bu konuyu birebir o günlerde yaşamış tanıklardan o unutulmaz vicdanlara sığmaz acıları dinledim.
Bu koşullarda kimse bana çok bilmişlik yapmasın, ders vermeye kalkmasın umurumda değiller.
Çünkü asla amacım ülkemi ve Türkiye Cumhuriyeti’ni karalamak veya suçlamak değildir.
Ülke düşmanların işgalinden kurtulmuş ama ülkeyi satan, düşmanla iş birliği yapan birçok vatan hainiyle mücadele edilen böyle zamanlarda hatalarda yapılabilir.
Ancak her ne olursa olsun, sivil halka ve çoluk çocuğa böyle orantısız bir güçle ve sorumlu onlarmış gibi vahşice mücadele edilmez ve edilmemelidir!!!!
Böyle sapla samanın karıştığı durumlarda hatalarda yapılır.
Bunları örtmek ve sahte kabadayılık ve milliyetçilik (!) yaparak ucuz kahramanlığa kimse sığınmamalıdır.
Ancak bu olayın acısını yaşayan insanlara da bu acıları anıyorlar diye saldırılamaz ve acıları yüreklerinde yaşayan insanlarda haksız suçlamalara muhatap edilemezler.
Bizler bu tür durumlara, hiç hak etmedikleri halde linç etmek mantığı ile ucuz kahramanlık yapanlara daha önce tanık olduk.
Bunun için onların adına ben yazıyor ve paylaşıyorum.
Tüm ömrüm siyasetin içinde geçti asla gerçekler karşısında susmadım, korkmadım ve sinmedim.
Bu nedenle Dersim halkına yapılan katliamı ve sivil savunmasız halka karşı vahice işlenmiş haksız uygulamaların acısını yaşayan insanların duygularına saygı duyuyor ve bir daha böyle haksızlıkların yapılmamasını temenni ediyorum.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.




ZİYARETÇİ YORUMLARI
BİR YORUM YAZ