Bekleyen Kuraklık: Sessizce Yaklaşan Tehlike
Sevgi Yıldız – Bursa Vatan Medya Grubu Köşe Yazısı
Son yıllarda iklim değişikliği artık soyut bir kavram olmaktan çıktı; şehirlerimizin sokaklarına, tarlalarımıza, barajlarımızın kıyılarına kadar sızan somut bir gerçek haline geldi. Bu gerçeğin en sert yüzlerinden biri ise sessizce yaklaşan bir tehlike: kuraklık.
Artan sıcaklıklar, düzensiz yağışlar ve hızla tükenen su kaynakları… Hepsi birleştiğinde, dünyanın çeşitli bölgelerinde başlayan su krizleri artık kapımızın eşiğinde bekliyor. Kuraklık, yalnızca toprak çatlağı ya da çekilen baraj görüntülerinden ibaret değil; çok daha derin, çok daha geniş bir etki alanı var.
Toprağın verimini yitirmesiyle tarımsal üretim düşüyor, üretim düştükçe gıda fiyatları artıyor. Bir yandan ekosistemler zayıflıyor, diğer yandan ekonomik belirsizlikler büyüyor. Üstelik bu süreç o kadar yavaş ilerliyor ki, fark ettiğimizde çoğu zaman geri dönüş için geç kalmış oluyoruz.
Bilim insanlarının uyarıları yıllardır aynı: Su yönetimini artık eski alışkanlıklarla sürdüremeyiz. Düzenli yağışların azaldığı, yeraltı sularının hızla çekildiği, kar örtüsünün giderek inceldiği bir dönemde yaşıyoruz. Böyle bir çağda su tasarrufu, sürdürülebilir şehir planlaması ve alternatif tarım yöntemleri “gelecek planı” değil, bugünün zorunluluğu.
Bekleyen kuraklık, hepimizi yeniden düşünmeye çağırıyor. Suyu yalnızca bir doğal kaynak olarak değil, yaşamın devamı için vazgeçilmez bir değer olarak görmenin zamanı geldi de geçiyor. Çünkü suyu korumak, geleceği korumaktır. Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük mirasın su olacağını artık hepimizin kabul etmesi gerekiyor.
