Zeki Baştürk’ten Siyasetçilere Eleştirel Kalem: “Cek-Cak Siyaseti Artık Sökmüyor”

  • 20 Kasım 2025
Zeki Baştürk’ten Siyasetçilere Eleştirel Kalem: “Cek-Cak Siyaseti Artık Sökmüyor”

Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarlarından Zeki Baştürk, son yazısında Türkiye’de siyaset diline sert eleştiriler yöneltti. Baştürk, siyasetçilerin yıllardır benzer ifadelerle halkı oyaladığını ve bu dilin artık toplumda karşılık bulmadığını vurguladı.

Baştürk, siyasetçilerin “Yapacağız, çözeceğiz, kaldıracağız, sağlayacağız…” gibi gelecek zaman ekleriyle süslenmiş vaatlerini “ceviz gibi; dışı sert ama içi boş” söylemler olarak tanımlarken, her kriz döneminde aynı kelimelerin tekrar tekrar kullanıldığını ifade etti. Ancak, bu vaatlerin ardından somut çözüm adımlarının gelmediğini ve halkın bu “cek-cak siyaseti”ne karşı giderek duyarsızlaştığını dile getirdi.

Yazısında toplumun da bu siyasi ritme alıştığını belirten Baştürk, “Artık bizler bile günlük hayatta siyasetçilerin diliyle konuşur hale geldik. ‘Bakacağız, düzelecek, çözülecek’ derken, aslında bugünü öteler olduk” ifadelerini kullandı.

REKLAM ALANI

Zeki Baştürk’e göre, -cek, -cak ekleriyle kurulan cümleler, bugünün sorunlarına dokunmak yerine sorumluluğu zamana bırakıyor ve çözümü geciktiriyor. Yazı, mevcut siyasi söylemlerin toplum üzerindeki etkisini sorgularken, seçmene ve siyasilere daha gerçekçi, anlık ve somut çözümler üzerine düşünme çağrısı yapıyor.

CAK, CEK, CAĞIZ, CEĞİZ…

Siyasetçilerin ağızlarından , alanlarda,  kürsülerde, televizyon ekranlarında yıllardır aynı tını yankılanır: “Yapacağız, edeceğiz, çözeceğiz, kaldıracağız, sağlayacağız…”
Cak, cek, cağız… Bir de araya sıkışmış ceviz gibi, dışı sert ama içi boş söylemler. Her siyasi kriz anında, her toplumsal sarsıntıda, her ekonomik darboğazda aynı sözler sahneye sürülür. Fakat o sözlerin ardından bir türlü gelmeyen bir  gerçek  vardır: Çözüm.

Toplum da artık bu eklerin ritmine alışmış durumda. O kadar çok duyduk ki, neredeyse günlük yaşamda  bile geleceği anlatırken istemsizce siyasetçinin tonu siner dilimize: “Bakacağız”, “halledeceğiz”, “yakında düzelecek”…
Oysa kimse görmez ki, sözcük  sonundaki bir “-cek” aslında sorunun şimdiki zamanına hiçbir dokunuş yapmaz. Sadece erteler, bu günü öteye iter, sorumluluğu havada asılı bırakır.

Boş Vaadin Coğrafyası

Bu topraklarda sorunlar hep yarın çözülecektir.
Yoksulluk yarın bitecek, işsizlik yarın azalacak, eğitim yarın düzelecek, adalet yarın sağlanacaktır.
Yarın, hep yarın…

Ama toplum her sabah, aynı dünün içine uyanır:
Pahalılaşmış marketler, bozulmuş kamu düzeni, çökmüş liyakat sistemi, ağırlaşan işsizlik, derinleşen güvensizlik…

Siyasetçiler bir sorunla yüzleşmek yerine, sözcük  ekiyle üzerini örtmeyi seçtikçe; sorunlar da sözcük  ekiyle büyür. Çünkü her “-cek” aslında şunu fısıldar:
“Bugün değil.”

Sorumluluktan Kaçmanın Dili

“-Cek, -cak” sadece gelecek zamanı kurmaz; bazen sorumluluktan kaçmanın da en zararsız kılıfıdır.
Bir siyasetçi “Yapacağız” dediğinde, o anda hiçbir şey yapmak zorunda değildir.
“Başlatacağız” dediğinde, henüz başlamadan övgü toplar.
“Çözeceğiz” dediğinde, çözmemiş olmanın bedelini ödemez.

Böylece siyaset, eylemin değil söylemin alanına dönüşür.
Gerçeklik yerine dil, çalışma yerine nutuk, çözüm yerine erteleme konuşur.

Toplum Ne Yapmalı?

Asıl sorun , toplumun bu dil oyununu fark etmesidir. Yurttaş, siyasetçinin vaatlerine değil, bugün yaptığına bakmalıdır.
Ne yaptı?
Neyi değiştirdi?
Hangi soruna dokundu?
Hangi yanlışı düzeltti?

Siyasetçinin her “-cek”i, toplumun her “ hemen şimdi” yanıtına  çarpmadıkça, demokrasi de kalabalıklar içinde yalnız kalır.

Gerçeğe Çağrı

Bu ülkenin gereksinimi  gelecek zaman ekiyle süslü tümceler değil, bugünün yükünü omuzlayan iradedir.
Yan yana dizilmiş vaatler değil, yerine getirilmiş sözlerdir.
Toplumu oyalayan değil, toplumla birlikte çalışan bir yönetim anlayışıdır.

Cakla, cekle, cağızla ülke yönetilmez;
çünkü sözcükler  uçucudur, sorumluluk ise ağır.

O nedenle bu toprakların gerçek değişimi, belki de basit bir tümcede saklıdır:
“Yapıyoruz.”
Dünü suçlamadan, yarını bekletmeden, bugünü gerçekten kuran bir siyaset anlayışı…

Ve belki o zaman, dilimizin sonundaki o ekler birer boş vaat değil, gerçekten yaşanan bir dönüşümün sessiz tanıkları olur.

O günlerin geleceğini umuyor, diliyor ve inanıyorum.

Zeki BAŞTÜRK

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ