BURSA’DA VATANDAŞIN SABRIYLA OYNUYORSUNUZ!

  • 05 Ağustos 2025
BURSA’DA VATANDAŞIN SABRIYLA OYNUYORSUNUZ!

Bahri Palas – Bursa Vatan Medya Grubu / Gemlik
“Yok park yeri, yok çözüm… Ama ceza kesmeye gelince herkes görevinin başında!”

Sabahın köründe, hastane randevusuna yetişmek için aç karnına Kumsaz’daki evimden yola çıktım. Kan tahlili için Küplüpınar Mahallesi’ndeki sağlık ocağına, yani kendi mahalleme geldim. Aile doktoruma ve sağlık ocağında emeği geçen tüm görevlilere yürekten teşekkür ediyorum. Hastanede canımız daha çok yanıyor, sağlık ocağında daha mı hafif geçiyor bu iş, bilmiyorum ama konumuz bu değil.

Konumuz: Vizyonsuz belediyecilik ve çileye dönüşen günlük hayat!

REKLAM ALANI

ÇORBA İÇMEK DE LÜKS OLDU BU ŞEHİRDE!

Tahlilden çıktım, kan verdim, karnım zil çalıyor. Ne yapayım? Gençosman Postanesi’nin karşısındaki lokantaya gidip bir çorba içeyim dedim. Aracımla az ileride itfaiyenin karşısındaki parkın altına, durağın oldukça uzağına çektim. Durağın içine değil, dibine değil, uzağına!

Yani kurallara uydum ama nafile!
Ceza makinesi gibi dolaşan çekici, ben çorba parasını hesap ederken, canavar gibi saldırıp aracı çekti. Ne indiler, ne uyarı verdiler. Saniyeler içinde yok oldular!
“Bu ne hız kardeşim?” dedim kendi kendime. Sahi, bu hıza bu enerjiye halk için park yeri oluştururken neden sahip değilsiniz?


ARAÇ SAHİBİYİZ, SANKİ SUÇLUYUZ!

Değerli Büyükşehir Belediye Başkanım, lütfen anlatın:
Bu şehirde aracı olan her vatandaş suçlu mu?
Aracımızı çekecek bir yeriniz yok ama ceza kesmeye, çekmeye, eziyet ettirmeye gelince maşallah dört dörtlüksünüz.

İnsanlar maaşlarının yarısını araç vergilerine, MTV’ye, KDV’ye, ÖTV’ye, sigortaya veriyor. Mazotu, benzini geçtim…
Arabayı bir yere koymak bile artık zulüm oldu!
Devlet vergisini alıyor, sen de belediye olarak ruhsatı veriyorsun ama otopark planlaması yok.
Bu ne rezilliktir?


ANAM BİLE SOKAĞA İNİP BAĞIRDI!

Bitmedi… Arabamı evimin yakınına çektim. Bari anamın kapısını çalayım dedim.
Bir de ne göreyim! 80 yaşındaki anam, camiden çıkıp tamircilerin orada esnafa bağırıyor.
Sebep?
Evin önüne biri üç gündür arabasını bırakmış!
Kendi evimizin önüne bile araç park edemiyoruz.

Siz bu işin neresindesiniz belediye başkanları?
Yazlık evimize geliyoruz, kendi kapımızın önüne park edemiyoruz. Esnaf da isyan ediyor, halk da.


RUHSAT VERİYORSUN AMA PARK YERİ YOK!

Caddede her türlü market, banka, noter, tamirci var. Ruhsat vermişsiniz ama park alanı planlamamışsınız.
Vatandaş çorba içmeye mi gelsin, ceza yemeye mi?
Lokantaya, markete, tamirciye gelecek insanlar arabayı nereye çekecek?
Bu nasıl belediyecilik?
Ceza kesmeye gelince aslan kesiliyorsunuz ama sorun çözmeye gelince ortalıkta yoksunuz!


VATANDAŞIN ÇARESİZLİĞİ SİZİN UMURUNUZDA DEĞİL!

Arabası çekilen vatandaşın:

  • Ceza yemesi

  • Araç çekici parası ödemesi

  • Otopark parası ödemesi

  • Arabasının nerede olduğunu saatlerce araması

  • İşe geç kalması, belki işinden olması

Sizin umurunuzda mı?
Tabii ki değil. Çünkü halkın arasında yaşamıyorsunuz.
Kendi şoförünüz, kendi park alanınız, kendi VİP hayatınız var!


BELEDİYECİLİK CEZA KESMEK DEĞİL, ÇÖZÜM ÜRETMEKTİR!

Sayın Başkan, size açık söylüyorum:
Bu halk artık çile çekmekten bıktı!
Belediyecilik otopark yapmadan ceza kesmek değildir.
Belediyecilik sorun çözmektir.
Siz sorunları çözmeyip vatandaşı eziyorsunuz!


Kısacası: Bu şehir plansızlık, vizyonsuzluk ve keyfiyetin pençesinde kıvranıyor.
Halk ayakta kalma mücadelesi verirken, belediyeler ceza kesmenin planını yapıyor.
YAZIK, ÇOK YAZIK!

Bahri Palas
Bursa Vatan Medya Grubu – Köşe Yazarı

İşte o yazının tamamı….

YAPIŞTIR GİTSİN…

Perşembe günü Gemlik Devlet Hastanesi’nden  randevu aldım. Kan tahlili isterler diye sabah kahvaltı yapmadan Küplü pınar Mahallesindeki ,kendi mahallemin sağlık ocağına kan değerlerimi çıkarmak için Gemlik Kumsaz’taki yazlık evimden kalkıp geldim.

İğneden biraz da korktuğum için kaç tüp kan alındı inanın bilmiyorum çünkü kan alınırken bakmadım. Bu arada Aile doktorum hanımefendiye ve onun nezdinde sağlık ocağında bizim için çalışan herkese buradan teşekkürlerimi borç bilirim. İyi ki varsınız. Hastanede de aynı kanı alıyorlar ama sanki sağlık ocaklarında daha mı az canımız yanıyor kan verirken hastanelere göre yoksa tamamen psikolojik mi inanın bilemiyorum. Neyse konumuz bu değil.

Kanı, aç karnına vermem gerektiği için evden kahvaltı yapmadan çıktım. Karnım da acıkmaya başladı.

Gençosman Postanesinin karşısındaki lokantada bir çorba içmek için aracımı o tarafa sürdüm. Yer bulmak ne kadar zor be kardeşim. Şöyle sağıma soluma bakınırken İtfaiye binasının karşısında parkın hemen altında bir yer gözüme ilişti. Az ilerisinde belediye otobüs durağı vardı ama arabayı çekeceğim yer oldukça mesafeliydi. Biliyoruz yani durağın yakınına aracımızı çekersek ceza yiyeceğimizi. En uç köşeye park edip tam lokantaya doğru yönelmiştim ki, aklıma gelen anında başıma geldi. Bir, araçları kaldıran araçlar yok mu ,işte onlardan biri. Az ilerimdeki aracın plakasını anons etmeleriye, aracın fotosunu çekip alıp gitmeleri bir oldu. Kendi araçlarından bile inmeden. Son sürat. Bu hız öyle böyle değildi. Maaşallah diyelim. Araçta brodway tarzı bir gariban aracı. Araba alınırken ben gördüm. Abi yanlış aracı alıyorsunuz bana binen adam meteliğe kurşun atıyor diye avaz avaz bağırıyordu. Neyse şaka bir yana.

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım Bursa’nın hemen hemen her yerinde park sıkıntısı mevcut bu tarz arabaların yerinden alınıp garajlara çekilme olayları gayet normal diyebilirsiniz. Çünkü Bursa bir sanayi şehri ve nerdeyse arabası olmayan kimsede yok. Evet, bu konuda çok haklısınız. Adam kirada oturuyor ama bir araç sahibi olmak için varını yoğunu ona dökebiliyor. Çünkü maalesef belediyelerimiz insanları toplu taşıma alışkanlığını kazandıracak  akımı başlatamadı. Buda mı bizim suçumuz demeyin evet öyle düşünüyorum. Katiyen benim suçum değil.

Neyse ne olur ne olmaz sabah sabah çarpılmayalım diye arabamı oradan alıp, bir çorba içmek için uzun bir mesafeyi yürümeyi göze alarak kendi evimin sokağında bir yer bularak oraya bıraktım. Geçerken de seksen yaşında anama kapıdan bir selam vereyim dedim, dedim ama dış kapı açıktı ve anam ortada yoktu. Sağa sola bakınırken anlayamadığım bir ses üzerine caminin orada ki esnafın oraya yöneldim. Bir baktım ne göreyim. Anam tamircilerin orada esnafa bağırıp duruyor. Ses onun sesiymiş. Önümden geçen cami çay ocağının çaycısına anam niye bağırıyor diye sordum. Oradaki esnaftan biri bizim evin kapısının önüne bir araba bırakmış. Üç günden beri gelip alan, arabayı soran yok. Esnafa gelen bir araba niye benim evimin önünde üç gün dursun. Yaz aylarında zaten birkaç sefer Bursa’daki evimize geliyoruz onu da aracımızı kendi kapımızın önüne çekemiyoruz. Anam da pencereden benim oradan arabayla geçip kapının önüne park edemediğimi görünce varmış gitmiş esnaf ile kavgaya.

Değerli başkanım Bu araç sahibi hemşerilerimiz bu araçları almak için bu devlete ÖTV , KDV ve bilumum vergilerini ödüyor, araçlarını o şekilde alıyorlar yetmiyor altı ayda bir motorlu taşıtlar vergilerini de ihmal etmiyorlar daha bunların dışında nihai tüketici (bir işyeri yoksa ve bu benzin ve mazot harcamalarını gider olarak düşmüyor ise ) devletimiz inanın kallavi para kazanıyor halkımızın araba sahibi olma merakından. Tabii ki kazansın devlet bizim devletimiz.  Helal hoş olsun. Bunları ödüyorum diye gocunan varsa,  araç alıp ta binmesinler. Buraya kadar normal.

Şimdi gelelim belediyecilik tarafına durağın hemen yan tarafında üç harfli marketlerden biri. Hemen altında noter, banka her şey var. Onun haricinde zaten her taraf esnaf. İnsanlar arabalarını tamir ettirmek için gelecekler, şurada bir çorba içeyim yada bir yemek yiyeyim diye duracaklar. Ama nerde. Yer yok.

Zaten büyük stres altında yaşayan vatandaş ya yer kavgası yapacak ya da denk geldim mi ceza yiyecek. Her ikisini de tavsif etmiyoruz. Bu cadde Dr. Sadık Ahmet Cad. Kısacası burası işlek bir cadde ve belediye burada araçların park edebilecekleri alan oluşturup bunu halka bildirmesi gerekiyor. Bu belediyenin görevi. Sen park alanı yapma, Oradaki yaşayan vatandaşlara ve esnafa arabalarını park edebilecekleri alanlar yapma ama ceza kesilmesine göz yum. Bana hiç mantıklı gelmiyor.

O market ve ya diğer esnafımız buraya işyerlerini açarken belediye bunlara ruhsat veriyor.

Peki bu işyerlerine Ruhsat verilirken buraya müşteri olarak gelecek insanlar araçlarını nereye çekecekler bu niye planlanmıyor. Ceza kesmek sizce doğru bir yaklaşım mıdır ki. İnsanların arabasını yerinden kaldırmak otoparka çekmek bunlar bir vatandaş için masraflı işler.

Yazık günah. Aracı alıp götüren araca para  ödenecek, otopark için para ödenecek, kesilen ceza için para ödenecek. Hepsini geçtik arabası çekilen arabanın sahibine arabanın nereye götürüldüğü bilgisi de verilmiyor. Araç sahibi, arabasının nerede olduğunu bulacak, cezalarını ödeyecek, işe gitmesi gerekiyorsa işine ya geç gidecek ya da o gün işine gidemeyecek. Adam suçlu. Arabasını oraya çekmeseydi.

İyide arabamızı çekebileceğimiz güvenlikli bir yer yok. YER YOK, müsait bir alan yok. Derdimizi anlatabileceğimiz kimse yok.

Sağlık olsun. Diyeceklerim bu yazı için bu kadar. Saygılar sunuyorum.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ