Zirvede Haber

Ender Ragıp Arslan yazdı; KAYNAYAN KURBAĞA

Ender Ragıp Arslan yazdı; KAYNAYAN KURBAĞA

Köşe yazarı Ender Ragıp Arslan makalesinde yaklaşan tehlikeye işaret ederek;

Kurbağayı kaynar suya bırakmışlar, sıcağı hisseder hissetmez zıplayıp kaçmış. Sonra normal suya bırakıp suyu ısıtmaya başlamışlar; suyun ısındığını ve hatta kaynadığını farkedemeden ölmüş. Bu kovid aşıları açıklamaları ile milleti kaynayan sudaki kurbağaya çevirdiler…

Önce kalbi korumak için aşılar önerildi. Korona yanında kalp koruması eşantiyon gibi sunuldu. Daha sonra koronavirüsten koruma verimliliği gitgide azalmaya başladı ama artan kalp krizlerinin hiçbir zaman sorumlusu olarak gösterilmedi. Kalbi korumaya devam etti. Tabii mızrak çuvala sığmayıncaya kadar…

Geçtiğimiz günlerde hakemli dergide, yapılan aşıların kalp ve beyin hastalıklarını arttırdığı açıklandı. 99 milyon insan üzerinde yapılan araştırmaya göre nadir (!) de olsa bu hastalıklar artabiliyormuş ama yine de koronanın kalbe ve beyne verdiği zarardan daha azmış. Kalbi koruyan aşılar bir anda nadiren kalbe zarar verebilir oldular. 2021 yılında bu aşıların kalp krizlerine, beyin kanamalarına, pıhtılara, hızlı gelişen kanserlere, bağışıklık sistemi sorunlarına yol açacağını söyleyen ülkemizden ve dünyadan hekimler, yayınlanan çalışmayı daha mı önce yapmışlardı? Yoksa DSÖ bizi mi kaynatıyor? Kaynatıyorlarsa yazdıkları nadir görülme oranı da önümüzdeki süreçte daha yaygın olarak tekrar tekrar yazılabilir. Ya kalp ve beyin rahatsızlıklarına yol açacağını söyleyip haklı çıkan hekimler, kanserler ve bağışıklık sistemi hastalıkları konusunda da mı haklı çıkacaklar? Bağışıklık sisteminin çökmesi ile grip gibi mevsimsel hastalıklar ölümcül mü olacak? Yüzlerce kez yaptığım araştırma kurulu çağrısını yineliyorum. Ayrıca sürekli yanılan doktorların halen medyaya hangi bilgi ve tecrübelerine dayanarak çıkarıldıklarını anlamak mümkün değil. Şimdi siz bağımsız bir televizyon kanalı sahibi olsa iseniz, hakemli dergide yayınlanan çalışma üzerine kanalınıza daha toplu aşılamanın başında beyin kanamalarına ve kalp krizlerine neden olacağını ifade eden doktorları mı çıkarıp bilgisine danışırsınız yoksa “Aşı ile alzheimer ilişkisini komik buluyorum” diyen Osman Müftüoğlu’nu mu yahut “Aşı ile kalp krizlerinin alakası yok” diyen Bengi Başer’i mi?

“mRNA Kalp Krizi Yapar” demedim!

Bana hep mesleğimi sordular. Mühendislik mezunu olduğum için “mRNA kalp krizi yapar” ifadesini kullanamazmışım. Ben “mRNA kalp krizi yapar” demedim ki! “Şu hekimler mRNA aşılarının kalp krizi yaptığını yazıyor veya söylüyor” dedim. Tanı değil, tebliğ. Bu hekimlerin televizyonlara çıkarılmamalarını, sosyal medya hesaplarının kısıtlanmasını veya kapatılmasını, Dünya Sağlık Örgütü’ne değil bilime dayalı açıklama yapmalarını, Bill Gates’in ve küreselci tayfaların dünya nüfusu üzerine yaptıkları açıklamaları, Prof.Dr. Cemal Anadol’un “İsrail ve Siyonizm Kıskacında Türkiye” kitabında aşıların yahut ilaçların ve akademik kadroların siyonist amaçlara alet edilebildiğini, Atatürk’ün silah arkadaşı Cevat Rıfat Atilhan’ın nasıl bir dünya ile karşı karşıya kaldığımızı, Ergün Poyraz’ın “Masonlar” kitabında örümcek ağı gibi basının sarılmasını gördüğünüzde şüpheye düşmeyecek akıl yoktur sanıyorum. Üzerine Pfizer CEO’su Albert Bourla’nın İsrail ile derin ilişkisini ve hatta ailesinin Nazi Almanya’sından kaçan göçmenler olduğunu öğrendiğinizde içinde saklı nefretin varlığından nasıl şüphe etmeyeceksiniz? Eğitim şüphe ve düşünme yetisini geliştirmeyecekse neden bunca okullar, üniversiteler? Mızrak çuvala sığmayınca şimdi herkes şüphelenmeye başladı. Yalnız şüphe zamanında etkilidir. Mayıs ayında planlanan ve geçen gün DSÖ Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus’ün imzalama çağrısı yaptığı Dünya Sağlık Örgütü’nün “Pandemi Anlaşması” şu an suyun kaynadığı yeni tencere durumunda. Anlaşma onaylanırsa aldığı kararlar anayasaların da üzerinde olacak. Ne size ne çocuklarınıza bundan sonra sunulacak olan gen aşılarını ret etme hakkınız olmayacak. Bundan şimdi şüphe etmez iseniz, işte o zaman içinde bulunduğumuz tencere farkına varmadan kaynamış olacak…

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ