Zirvede Haber

“DAMAT KOĞUŞU” FİLMİNİN YÖNETMENİ İLKER SAVAŞKURT’UN YENİ FİLMİ “AKİS”, DÜNYA PRÖMİYERİNİ 16. HARLEM ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ’NDE GERÇEKLEŞTİRECEK!

“DAMAT KOĞUŞU” FİLMİNİN YÖNETMENİ İLKER SAVAŞKURT’UN YENİ FİLMİ “AKİS”, DÜNYA PRÖMİYERİNİ 16. HARLEM ULUSLARARASI FİLM FESTİVALİ’NDE GERÇEKLEŞTİRECEK!

Yönetmen İlker Savaşkurt’un, ödüllü ilk filmi “Damat Koğuşu”nun ardından yönetmenliğini üstlendiği ikinci uzun metraj sinema filmi “Akis” (Reflection), dünya prömiyerini 7 Mayıs Cuma günü New York’ta düzenlenen 16. Harlem Uluslararası Film Festivali’nde yapacak! Selçuk Yöntem, Taro Emir Tekin, Yasemin Szawlowski, Ali Süreyya Tuncer, İbrahim Aköz, Elit Andaç Çam gibi önemli isimlerin rol aldığı “Akis”, İngilizce olarak çekilen bir Türk filmi olma özelliği taşırken sıradışı senaryosu ve hikâye kurgusuyla ön plana çıkıyor. İstanbul’un turistik açıdan popüler bir noktasında yer alan bir otelde geçen fantezi türündeki film, aynı otelde bir araya gelen farklı milletlerden insanların hikâyesini anlatıyor. Senaryosunu Mehmet Kala’nın kaleme aldığı “Akis”, dünya prömiyerini gerçekleştireceği festivalde aynı zamanda En İyi Yabancı Film Ödülü için yarışacak. 

Birçok ödüle layık görülen ilk filmi “Damat Koğuşu”yla adından söz ettiren İlker Savaşkurt ikinci uzun metraj sinema filmi “Akis”i (Reflection), 6-9 Mayıs 2021 tarihleri arasında düzenlenen 16. Harlem Uluslararası Film Festivali’nde seyirciyle buluşturmaya hazırlanıyor. İlk filmiyle 2017’de aynı festivalden “En İyi Yabancı Film” ödülü kazanan Savaşkurt’un yeni filmi “Akis”, festivalin Dünya Sineması bölümünde 7 Mayıs Cuma günü gerçekleşecek gösterimiyle dünya prömiyerini yapacak. Film, 10 Mayıs’a kadar festivalin internet sitesi üzerinden çevrimiçi olarak izlenebilecek.

Mehmet Kala’nın 2012 yılında kaleme aldığı bir tiyatro oyunundan Savaşkurt’un uyarladığı, senaryosuna yine Kala’nın imza attığı “Akis”te Selçuk Yöntem, Taro Emir Tekin, Yasemin Szawlowski, Ali Süreyya Tuncer, İbrahim Aköz ve Elit Andaç Çam ile birlikte Avrupalı aktörler rol alıyor.

İnsanoğlunu temsilen, farklı milletlerden karakterlerin bir otelde buluştuğu, Türkiye’de geçmesine rağmen evrensel bir üsluba ve konuya sahip olduğu için İngilizce olarak çekilen “Akis”, hikâyesiyle yerelden evrensele doğru geçit kuruyor. Alt metinde 7 ölümcül günaha göndermeler yatan fantezi türündeki filmin başkarakteri Aziz Sodom, söyledikleri yalanlar ve yarattıkları kandırmalarla bir noktada yüzleşmek zorunda kalan insanlar için bir ayna görevi görürken, filmdeki diğer karakterlere adeta erken bir kıyamet yaşatıyor.

İstanbul’da bir otelde tuhaf bir resepsiyonist, günlük mücadeleleriyle boğuşan konuklarını karşılarken, onların koruyucu azizi olduğunu ilan eden gizemli bir adamın gelişinden sonra her şey bir kargaşa ve dehşet ortamına sürüklenir.

Yapımcılığını Hasan Adalı’nın üstlendiği, Amirler Film yapımı “Akis”, dünya prömiyerini yapacağı 16. Harlem Uluslararası Film Festivali’nin ardından yurt içinde ve yurt dışında festival yolculuğuna devam edecek.

İLKER SAVAŞKURT HAKKINDA

Yönetmen, aktör ve müzisyen. İstanbul’da Yeditepe Üniversitesi’nde Sinema ve Televizyon eğitimi aldı. Türkiye’nin birçok yerinde kültür ve müzik organizasyonları yürüttü. 2006’da hayatının bir bölümünü ABD’de geçirmek üzere Texas’a yerleşti. ABD dönüşünden sonra sinema kariyerine devam etme kararı aldı. Çeşitli reklam filmleri çekti. Aynı zamanda tiyatro ve kamera önü oyunculuğuna devam etti.

2012 yılında Sulukule Gönüllüleri Derneği projesine katıldı. Sulukule Hiphop Tiyatrosu için “Sahnede İsyan” adlı bir belgesel çekti, bununla birlikte İstanbul Bienali’nde yer aldı. 2015 yılında ilk uzun metraj belgeseli “Sürgün Türküleri Yılmaz Güney”i tamamladı. Çekimleri İstanbul ve ağırlıklı olarak Fransa’da gerçekleşen belgesel, dünya prömiyerini Rotterdam Film Festivali’nde yaptı. İstanbul Film Festivali’nde ve Madrid, Slovenya, İngiltere, Almanya gibi ülkelerde gösterimler yaptı. “Damat Koğuşu” filmi ile tekrar hapishane konusunu ele alan Savaşkurt, “Damat Koğuşu” ile uluslararası platformda birçok ödüle layık görüldü ve festival sürecinde bulundu. Şu an itibarı ile ikinci uzun metraj filmi “Akis”in (Reflection) festival yolculuğunu yürütmektedir

“AKİS”

(REFLECTION)

OYUNCULAR

Selçuk Yöntem

Taro Emir Tekin

Yasemin Szawlowski

Ali Süreyya Tuncer

İbrahim Aköz 

Elit Andaç Çam

Simona Theoharova 

Mustafa Noyan Arat

Dorota Baginska 

Scott Wells

Yönetmen – Kurgu : İlker Savaşkurt

Özgün Hikâye ve Senaryo : Mehmet Kala

Yapım : Amirler Film 

Yapımcı : Hasan Adalı

Görüntü Yönetmeni : Serdar Ünlütürk

Uygulayıcı Yapımcı : Damla Güneş

Orijinal Film Müziği : Ercüment Orkut

Sanat Yönetmeni : Erdinç Aktürk

Yardımcı Yönetmen : Beril Ateşoğlu

Ses Kurgu ve Tasarım : Can Ülgenci, Burak Erseçgen

Final Mix : Meriç Erseçgen ve Karasinek Ses Tasarım

Color Correction : Cem Taşkara / Film Standartları 

Online Editing : Günsu Yiğitcan / Film Standartları

 VFX : Sevan Bedan 

Orta yaşlı ama kendine iyi bakan bir adam olan ASHU, İstanbul’un ücra ama popüler bir bölgesinde yer alan otelinde son hazırlıkları yapar. Misafirleri akşam 10 ile 12 arasında gelmeye başlarken otelde her şey yolunda görünür. Misafirler otelin yerini bulabildikleri ve sonunda dinlenebilecekleri için mutludur. Bir aile, MARY, STEVE ve kızları; zihinsel engelli bir adam, SISTO ve eski fahişe kız arkadaşı DOMINO; genç bir çift RAVEN ve SHADOW ve iki gezgin üniversite öğrencisi PESO ve SANDRA, sırasıyla birer birer otele gelir. Fakat ASHU’nun aklında sakin bir akşamdan fazlası vardır. ASHU gizlice, yaşlı ve bilge görünümlü bir adam olan SODOM’un, misafirleri hayattaki seçimleriyle yüzleştireceği yıkıcı bir buluşma planlamıştır.

SODOM’un bir anda hayatlarına girmesiyle birlikte misafirlerin gizli yaşamları gün yüzüne çıkmaya başlar. Geceyi sadece birlikte seks yaparak geçirmek isteyen genç çift RAVEN ve SHADOW onun ilk kurbanları olurken, diğer odalarda da gerilim yavaş yavaş artar. Aile, bir şeylerin yolunda gitmediğinin sinyallerini vermeye başlamıştır. Sürekli tartışan ikilinin kavgaları STEVE’in MARY’e tokat atmasıyla sona erer. DOMINO, SISTO’nun genç çiftin odasında neler olup bittiğine takılmış olmasından rahatsız olur ve hızlı bir şekilde içmeye başlar. Sorunlar, üniversite öğrencileri PESO ve SANDRA’nın da peşini bırakmaz. İkili elektriksiz odalarında hapsolur ve eğlenceli hava yerini yavaş yavaş paniğe bırakır.

Gece ilerledikçe misafirler birbirleriyle karşılaşmaya ve geçmişlerini açığa çıkarmaya başlarken, SODOM, RAVEN ve SHADOW’u sorgulamaya devam eder. Onları önünde seks yapmaya yönlendirir ve gençlerin psikolojileri yavaş yavaş bozulur. Üniversite öğrencileri PESO ve SANDRA kendilerine yardıma gelen ASHU ile bir anlaşmaya varır ve onun cömertliğinden yararlanmaya karar verir. STEVE kendisini MARY’e affettiremeden uykuya dalar. Oteldeki misafirlerin hikâyeleri birbirine bağlanırken, gençlerin odasında olanlara daha fazla dayanamayan SISTO, içeri dalar ve kendisinin SHADOW’un kocası olduğunu açıklar. DOMINO, SISTO’nun SHADOW’a olan takıntısına dayanamaz ve hem kendi canını hem de SHADOW’unkini alarak intikam almaya karar verir ancak başarısız olur.

SODOM’un planı gözle görülür bir şekilde kontrolden çıkarken, kendisi gözlemci bir pozisyonda, misafirlerinin de kendisinin zamanında yapmış olduğu hataları yapmalarını engellemek için her birinin hayatı üzerine derinlemesine düşünür ancak onları engelleyemez. ASHU, açgözlü ve bencil bir şekilde hareket eden ve değişmek için çaba sarf etmeyen herkesi cezalandırmaya karar verir. Bir cüce olan yardımcısı ve ASHU birlikte dışarı çıkar ve PESO, SANDRA ve STEVE’yi öldürür. Aynı zamanda RAVEN ve SHADOW, birbirlerini sevdiklerine ve SISTO’yu hayatlarından tamamen çıkarmak istediklerine karar verir ve hayatları konusunda birbirlerine güvendiklerini göstermek ister. Bu cesaret oyunu SHADOW’un RAVEN’ın ellerinde ölmesiyle son bulur. SISTO yeniden DOMINO’yla buluşur ve geçmişin hayaletlerinden kurtulduğunu söyler. SODOM, pişman bir şekilde, ASHU’yu öldürerek ve önümüzdeki Perşembe başka bir buluşma ayarlayarak her şeyi bitirmeye karar verir ve bu gizemli otelin, eski püskü cephesinin altında çok daha fazlasını gizlediğini ima eder.

YÖNETMEN GÖRÜŞÜ

Akis (Reflection), türler arası organik ilişkileri sinemasal anlatım içinde bir araya getirip edebi literatürün, doğu ve batı felsefelerinin ve evrensel soruların peşinden giderek, Türkiye sineması adına yeni bir bakış yaratmayı hedefliyor. Yaşadığımız coğrafyanın geçmişten bugüne gelen sinema alışkanlıklarını bütünüyle reddetmese de, ikinci bir kapı açmayı, kendine has bir anlatım biçimi kurmayı amaçladığını söyleyebiliriz. Bu projenin bir bakıma, sinemanın kolektif doğasından gelen, senaryodan görüntüye, rolden renge dek uzanan mutlak uyumunu gözetip, ülke sinemasının kodlarını revize edip, kişilerini ve hatta otoritelerini dahi ikna ederek, denenmemiş̧ olanı deneme yolculuğu olduğunu da söyleyebiliriz. 

Akis, dili ağırlıklı olarak İngilizce olan bir Türk filmidir. Öyküsü Türkiye’de geçen, insanoğlunu temsilen, farklı milletlerden karakterlerin bir otelde buluştuğu, yerelden evrensele doğru geçit kuran bir fantezidir. Bu yönüyle, uluslararası örnekleri üzerinden bakıldığında sıklıkla gördüğümüz fakat Türkiye sinemasında pek de karşımıza çıkmayan bir yöntemin öncüsü olma potansiyeli de taşır. Akis’in kadrosunda ekseriyetle Türk oyuncular yer aldı. Aynı zamanda ana dili İngilizce olan Avrupalı aktörlerle de bir araya gelen ve aynı sahneyi paylaşan bu oyuncular, kariyerleri adına eşsiz bir deneyim yaşarken, cesur ve öncü bir hareketin de parçası oldular. Bu topraklardan çıkmış̧, kabiliyet ve vizyon sahibi bir grup oyuncunun, yabancı dilde performanslarla uluslararası vitrine çıkmaları da bu projenin hedeflerinden biri haline geldi. Ayrıca, evrensel bir senaryo üslubu yaratma, bunu her milletten insanın bir çeşit ortak dili olarak görüntüye aktarma, duyguyu aynı oranda homojen bir yapıda ifade etme konularını kendimize dert edinerek, şu önemli soruyu eksenimize aldık: Neden olmasın? 

Bu soru bizler için hem birleştirici bir güç, hem de bir inanç vesilesiydi. Sanatsal türlerin ve sinema janrlarının ötesinde, kara komediden gerilime, fantazyadan drama bükülen bir ark çizerek, insanın varoluş̧ temalarına dokunan evrenimizde, sadece kendine benzeyen bir kaos yaratma amacıyla yola çıktık. Akis, orijinali çok daha minimal olan bir tiyatro oyunundan uyarlandı. Önceleri sadece bir otel odasında geçen, geliştirme aşamasında ise kapsamı oldukça genişleyen bir senaryoya dönüştü. Akis’in ana karakteri olan Aziz Sodom, Amerikan Beat Edebiyatı’nın ölümsüz yazarı William S. Burroughs’un bir çeşit yansımasıdır. Onun kişiliğinden, yazınından esinlenilse de, bir yerde onu da ters yüz eden ve ‘anti’leştiren bir alegoridir. Baş karakterlerden bir diğeri ise Raven’dır. O da Edgar Allen Poe’nun mistisizminin ve tekinsizliğinin ete kemiğe bürünmüş̧ hali gibidir. Her baktığımız köşede, düşün tarihinin bir başka hayaletine rastlayabiliriz. Mevlana Rumi’den Oscar Wilde’a, Jean Baudrillard’dan Sartre’a dek. 

Bu örnekler bizler için şu anlama geliyor; edebiyat ve felsefe tüm dünyaya ait ise, sinema da öyledir. Akis, isminin de anlamı gibi, bir çeşit yansımalar bütünü, birbirine çarpan ruhların sersemliğidir. Geçmişten bugüne uzanan insani hallerin, gerçek ve hayali kişilerin, metaforların, bir çeşit araf evreninde çarpışıp durmasıdır. Bizler amacımızı ortaya koyarken, ülke sinemasının sıkışan yerlerine delikler açmayı, bir nebze olsun nefes aldırmayı, kendini tekrar eden anlatılara bir alternatif sunmayı ve ülkenin genç sinemacıları olarak, bizimle bu yolda yürüyenlere cesaret vermeyi hedefledik. Umuyoruz ki, henüz gidilmemiş̧ denizlere açılan bir yolun ilk taşlarını döşeyenler olmuşuzdur. Neden olmasın? 

 

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ