Zirvede Haber

KALİTENİN ADI ,YAŞAMIN TADI WİNE HOUSE (ŞARAP EVİ)

KALİTENİN ADI ,YAŞAMIN TADI WİNE HOUSE (ŞARAP EVİ)
“Şarap deyip geçmeyin. Tarihi MÖ dönemlere dek uzanır. Mitolojide bağbozumu şenliklerine dek uzanır. Şölenler, şenlikler düzenlenir.” köşe yazarımız emekli öğretmen Zeki Baştürk şarabın tarihini yazdı. Baştürk yazısında; ” Bu şenlikler, tiyatronun başlangıcını oluşturur. Tanrılara ilişkin mitolojik öyküler anlatılır.
Üretimi, üzüm çeşitleri, tadı, kadehi, kadeh tutma biçimi bir kültürdür. Şarap üzerine yazılmış şiirler, söylenmiş sözler çok önemli ve değerlidir. En ucuzundan en pahalısız dek çeşidi ve içicisi vardır. Anlatmaya sayfalar yetmez.
Bir yanı Akdeniz’i görüyor, bir yanı ise yeşil ovaya bakıyor. Yüksekçe bir tepede kurulu. Yaz kış esintisi eksik olmuyor. Kışın insanı üşütse de yazları serinletiyor, ferahlatıyor bu esen yel.
Datça’ya yaklaşık beş (5) km uzaklıkta. Datça’ya giderken ya da Datça’dan dönerken mutlaka görürsünüz görünümü Don Kişot’un savaştığı yel değirmenlerini andıran bu yeri. Yalnız burada yeldeğirmenlerine savaş açan Don Kişot yok. Doğayı güzelleştiren, topraktan bereket fışkıran bu yerde üretim yapan bir doğa sevdalısı insan var. Konya’dan gelip buraya yerleşen emekli kimya mühendisi Hasan İşleyici. Kızlan Köyü Değirmenaltı mevkiinde 45 dönümlük ( kırkbeşbin metre kare) bir alana kurmuş bu üretim merkezini.
Şarap Evi’nden ( White House) söz ediyorum. Bu kısıtlama günlerinde onbeş kişi çalışıyormuş. Yaz aylarında bu sayının ellilere vardığı söylendi bizlere. Çalışanlardan genç ve güzel Gözde MUŞ, bize kılavuzluk etti. Sıcakkanlı oluşu ve güleryüzüyle gezi grubumuzun beğenisini topladı. Güneşin kendini iyice duyumsattığı ve iliklerimize dek ısıttığı bir günde Gözde Muş’un eşliğinde gezdik bu gizemli üzüm bağlarını . Düzenli, bakımlı ve verimli asma bahçeleri ilgimizi çekti. Gözde , hem bizleri gezdirdi hem sorularımızı yanıtladı. Bu bahçelerde Şiraz ( Syralz), Şardone( Chardonay), Cabermet ( Sauvignon), Sauvignon Blanc, Öküz Gözü, Boğazlara ve Merlot üzüm türlerinin yetiştiğini öğrendik.
Bağlardan sonra sosyal alanları gezdik. Dışarıdan gelenlerin kalabilecekleri bir konuk evi, sosyal kültürel etkinliklerin yapıldığı sosyal tesisler var. Konuk evi taştan yapılmış beş odalı güzel bir yer. Sosyal alanlarda ise sosyal ve kültürel etkinlikler yapılıyor. Müzik eşliğinde şarap tadımı, film izleme, yılbaşı eğlencesi, doğum günü kutlaması gibi etkinlikler bunlar. Açık havada, yeşillikler içinde yapılan etkinlikler.
Ardından şarap üretim yerine ( imalathane) geçiyoruz hep birlikte. Sorumlu Esat Bey karşılıyor bizleri. Hakkari’den gelmiş alaylı bir genç. İşini benimsemiş. Güleryüzlü. Tatlı diliyle anlatıyor. Bağbozumunda toplanan üzümler, kasalarla taşınıyor üretim yerine. Üzüm değirmeninde ayrışıyor üzümler. Beyaz ve kırmızı şarap yapılmak üzere. Yaklaşık ondört (14) günde mayalanan beyaz ve kırmızılar ayrı ayrı tanklarda dinlendiriliyor. Sonra Fransız fıçılarında mahzende bekletiliyor. Bekletme süresi altı(6) ay ile iki (2) yıl arasında değişiyor. Şişeleme ve tıpalama işleminden sonra şaraplar içilecek duruma geliyor.
Üretim sorumlusu Esat anlatmayı sürdürüyor. “Önce kalite” diyor yılda elli bin ( 50.000) şişe şarap ürettiklerini söylüyor. Beyaz, kırmızı ve penbe (rose) şaraplarını ülkenin en ücra köşelerine dek ulaştırma hedefinde olduklarını ve herkese kalite şarap içirmek istediklerini anlatıyor. Gezimizin sonunda işletme sahibi Hasan İşleyici ile tanışıyoruz. Bize sunulan kırmızı ve beyaz şaraplar eşliğinde koyu bir söyleşiye dalıyoruz. Sorularımızı içtenlikle yanıtlıyor. Biz de kendisini bu güzel girişiminden ötürü kutluyoruz.
Eğer yolunuz Datça’ya düşerse mutlaka görün bu evi. Yazın bunaltıcı sıcağında rahat bir soluk alabilirsiniz. Şarap seviyorsanız eğer, bir gecenizi ayırın buraya. Yıldızların altında denizden esen tatlı meltem eşliğinde şarabınızı içer, yaşamınıza renk katarsınız. Kadehinizden şarabınız eksik olmasın. Yaşamınız, renkli, huzurlu ve mutlu olsun.”
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ