Zirvede Haber

Özlem….

Özlem….

Eğitimci-Yazar Zeki Baştürk’ün kaleminden; “Özledim Artık”;  Özlem nedir bilir misiniz? Özlem; kalbinizden geçenlerin, dudaklarınızdan dökülmesidir. Uzaklara bakınca, gözlerinizin yaşarmasıdır. Sıcaklığını duyumsadığınızda var olduğunu bilmektir.

Onunla yaşayıp onunla ölmektir. Birlikte olmaktır. Acı demektir özlem. Sıla demektir. Yaşadığın topraklar, doğduğun yerlerdir. Bu özlemin büyüklüğü de kime ya da neye duyduğunuza bağlıdır. Kimileyin anneye olur, kimileyin babaya, kimileyin de çocuğunuza olur bu özlem.

Bazen de mutluluğa ya da sevdiğinize duyarsınız bu özlemi. Özlemlerin en büyüğü ise yurt özlemidir. Hangisi olursa olsun duyulan özlemin sonunda kavuşmak varsa duyulan o acının yerini sıcacık gülümsemeler alıverir. Özlem duyduğunuz kişiye sıkıca sarılmak en büyük mutluluktur belki de.

Çekmesi zordur, çok zordur. Çok sızlatır insanın kalbini ama siz her zaman sonundaki sarılmayı ya da kavuşmayı hayal edersiniz; dayanırsınız bütün acılara. Ve sonunda yakalarsınız mutluluğu. İçiniz huzurla dolar. Ne kadar sancılı da olsa özlem iyidir; aslında güçlendirir sevgiyi.

Hem ne de olsa her şeyin olduğu gibi mutluluğun da vardır bir bedeli. Özlem çekerek öderiz bu bedeli. Ben de özledim. Sokağı, arkadaşları, doğayı. Bir aydır evdeyim. Dış dünya ile bağlantım kesildi. Balkon dışında adım bile atmadım sokağa. Telefon, televizyon ve bilgisayar ile iletişim kurdum yakınlarımla ve dostlarımla.

Dün akşam çıkarılan infaz yasası ile hapistekiler çıktılar sokağa. Ya indirime gidildi cezalarından ya da tümüyle bağışlandılar. Kimler yararlanmadı ki? Kaçakçılar, soyguncular, kadına şiddet uygulayanlar, çocuklara taciz ve tecavüzde bulunanlar.

Daha pek çok suçlu ya da zanlı salıverildi. Kucaklaştılar sevdikleriyle. Sarıldılar sıkıca birbirlerine . Özlem giderdiler. Ah Corona! Nedir bizim suçumuz, günahımız? Neden bağışlamazsın bizi? Tacizci, tecavüzcü, soyguncu ve vurguncudan daha mı ağır suçumuz?

Biz neden çıkamıyoruz sokağa? Neden sarılamıyoruz sevdiklerimize? Neden kucaklaşamıyoruz dostlarımızla? Biz de özlem duyuyoruz kalabalıklara karışmaya. Ama yitirmedik umudumuzu. Salgın sona erdiğinde , sokağa çıktığınızda doyasıya yaşayacağız bu özlemi. Her çıkışımızda buram buram duyumsayacağız bu kavramın yüceliğini.

Hem de en gerçekçi biçimde. Attığımız her adımda , aldığımız her solukta tadına varacağız yaşamın. Sokak daha bir güzel görünecek gözümüze. Binalar daha sevimli, arkadaşlarımız daha bir içten, daha bir dostça olacak..Sıkıntılar sona erecek evden dışarı çıkabildiğimizde.

Özlem sona erecek. Yaşam sevinci dolduracak içimizi. Dudaklarımızda mutluluk şarkıları . Neşe, sevinç kaplayacak her yanımızı. Mutluluktan uçarken , ayaklarımız yerden kesilecek. Sana inat hayatta kalacağız Corona. Bundan böyle daha bir keyif alacacağız yaşamdan, yaşadıklarımızdan.

Doğa daha güzel görünecek gözümüze. Çiçekler daha bir renkli ve daha bir güzel açacak. Ya da biz öyle göreceğiz bundan böyle. Kuşlar daha bir coşkulu ve daha bir içten şakıyacak dallarda. Ormanlarda ağaçlar daha bir güzel fısıldaşacak kendi aralarında.

Denizin dalgaları keyifle vuracak kıyılara. Dalga sesleri bize aşk şarkıları gibi gelecek bizlere. Ya da biz öyle duyumsayacağız gördüklerimizi, işittiklerimizi, yaşadıklarımızı.

Öyle ya da böyle bu özlem er ya da geç bitecek. Yaşam eskisinden daha güzel olacak.Böylesine sevilecek bu dünya. Yaşadım diyebilmek için.

Büyük usta Nazım’ın dediği gibi ; ‘’Kararmasın yeter ki sol memenin altındaki cevahir’’

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ