Hayatta Sağlıktan Daha Önemli Zenginlik mi Var?

Eğitimci-Yazar Zeki Baştürk’ten; “SAĞLIK NİÇİN ÖNEMLİ?” yazısı; “Yaklaşık bir aydır evdeyiz. Kendi isteğimizle kendi özgürlüğümüzü kısıtladık. Kendi kendimizi ev hapsine aldık. Şimdiye değin pek yakınmamız olmadı yaşamdan. Kitap, gazete , televizyon, telefon ve bilgisayar yaşamımızın en önemli parçaları oldu.

Filmler, diziler, haberlerle dolu bir yaşam. Corona ile birlikte maske de gündemimize oturdu. Nerede ve nasıl maske takmalı? Sokağa çıkan herkes takmalı mı? Bu küresel salgın dünyaya dalga dalga yayılırken Çin’e maske sattığımız duyuruldu. Onbeş gün sonra dışsatım yasağı geldi maskeye. Salgın yayıldıkça önemi daha çok arttı.

Eczanelerde mi satılsın, yoksa belediyeler mi dağıtsın? Önce ‘’parayla satılsın ‘’ dendi. Ardından parasız dağıtılacağı söylendi. Açıkçası, maske , yemek içmek kadar önemli ve zorunlu oldu. Daha da önemlisi sağlığımız için en önemli ürün oldu. Maske takmadan sokağa çıkmak, pazara gitmek hastalığa yakalanmaktı. Maskesiiz yaşam , ölüme eşdeğerdi. Sağlıklı yaşamanın önkoşuluydu.

‘’Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihânda bir nefes sihhat gibi’’ (Muhibbi) (Halk içinde devlet kadar saygın bir nesne , dünyada sağlık kadar değerli mutluluk ve varsıllık yoktur.) Divan Edebiyatında her ozanın bir mahlası (takma adı) vardır. Osmanlı padişahları da gazel, kaside gibi Divan şiiri yazdıklarından onlar da şiirlerinde mahlas kullanmışlardır. Muhibbi mahlası, Kanuni Sultan Süleyman’ındır. Yukarıdaki ikilik (beyit) , onun bir gazelinden alınmıştır.

Gazelinin ilk ikiliğidir. Kanuni Sultan Süleyman’ın hasta yatağında söylediği söz olarak bilinir. Neredeyse yaşamının büyük bölümünü padişah olarak geçiren, sağlığında Avrupa krallıklarını kendine bağlayan bu insan için hasta yatağındayken sağlık büyük önem kazanır. Bu iki dizeden sayfalar dolusu yazı çıkar.

İnsan yaşamı boyunca mutluluk-üzüntü ve sevinç-sıkıntı gibi birbirine çelişik duyguları birlikte yaşar. İnsanın karşısına birçok dert ve sıkıntı çıkabilir. Bugün karşımıza Corona (Covid-19) virüsünün çıktığı gibi . En basit bir grip ya da soğuk algınlığında bile yaşamdan hiçbir tat almayız. Ne yediklerimiz tat verir ne de içtiklerimiz. Alınan her bir nefesin değeri bilinmeli.

En büyük zenginlik ve en büyük nimettir sağlık. Bütün evreni bağışlasalar bile sağlık olmadıktan sonra hiçbir anlamı kalmaz. İnsanlar ellerinde bulunan nimetlerin değerini çoğu zaman bilmez. Bu nimetleri yitirdiklerinde ise ne denli önemli olduğunu anlarlar. Bu denli önemli olan , hele bu küresel salgının ortaya çıkmasıyla daha bir önem kazanan sağlık nedir?

Bir insanın hastalıksız, rahat, huzurlu, neşeli bir hayat yaşamasıdır “sağlık”. Doğayı ciğerlerinde duymaktır. Çiçeklerin kokusunu, kuşların cıvıltısını duyumsamaktır. Denizlerden, bulutlardan maviliği içmektir. Bulutların ağlamasına, doğanın yeşermesine tanık olmaktır. Sahilde martıların çığlığında , bir ağaç gölgesinde kuşların cıvıltısında derin bir uyku çekmektir.

Sevdiklerini kucaklamaktır. Sıkı sıkıya sarılmaktır onlara. Doğru ve sağlıklı düşünebilmek, başarılı olabilmek beden ve ruh sağlığının yerinde olması ile olasıdır. . Sağlıklı olmak ve sağlıklı yaşamak, bir insanın hem hakkı hem de en önemli görevlerinden biridir. Sağlık konusu, yalnız bir kişiyi değil, bir ulusu hatta tüm insanlığı ilgilendirir.

Sağlığı yerinde olan insanlar mutludur. Ülkenin ekonomisine , eğitimine, sağlığına, güvenliğine katkıları vardır. Sağlıklı ve mutlu insanlardan da sağlıklı ve varlıklı bir ulus oluşur. .Sağlığımızı korumakla yurttaşlık görevimizi de yerine getirmiş oluruz. Aydınlık düşünceli olmak için de beden sağlığımızı korumalıyız.

Ulu önderimiz Atatürk’ün sözünü unutmayalım:

SAĞLAM KAFA SAĞLAM VÜCUTTA BULUNUR.