Cumhuriyet Halk Partisi’nden Erdoğan Kaçar, sosyal medya üzerinden yaptığı anlamlı paylaşımda, adaletin sadece hukuk kitaplarında değil, toplumun vicdanında da yer etmesi gerektiğini vurguladı. Gerçek demokrasinin ve toplumsal huzurun temelinin vicdan olduğuna dikkat çeken Kaçar, güçlü bir hukuk sisteminin ancak adalet duygusuyla desteklenerek varlık gösterebileceğini ifade etti.
Kaçar açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Toplumsal huzurun ve gerçek demokrasinin anahtarı aslında çok basit bir ilkede saklı. Eğer bu ilke en temel kanunumuz olsaydı, her olayda önce vicdan konuşurdu. Toplum, yanlışı sadece suç olduğu için değil, haksızlık olduğu için reddederdi. Yargı daha cesur olurdu. Kanunların ruhuna ‘insanlık’ ve ‘hakkaniyet’ katılır, herkese eşit mesafede durulurdu.”
Erdoğan Kaçar, adaletin kişilere ya da dönemlere göre şekillenmemesi gerektiğinin altını çizerek, sözlerini şu cümleyle tamamladı:
“Adalet, aklı hür ve vicdanı hür insanların omuzlarında yükselir. Kendi iç mahkememizde beraat edemeyeceğimiz hiçbir kararı hayata geçirmeyeceğiz.”
Kaçar’ın bu açıklamaları, siyasette etik değerler ve toplumsal vicdanın önemi konusunda önemli bir çağrı olarak değerlendirildi.
BİR ANAYASA MADDESİ HAYAL EDİN: VİCDANLI OL, ADİL OL”.
ADALET ADLİYE SARAYLARINDA DEĞİL, GÖNÜL SARAYLARINDA BAŞLAR!
Anayasamıza tek bir madde eklense ve her şeyin üstünde tutulsa: “VİCDANLI OL, ADİL OL.”
Neden mi?
Hakim ve savcılar kararlarını sadece maddelere göre değil, “eşitlik” ve “vicdan” terazisinde tartarak verirler
Toplumsal huzurun ve gerçek demokrasinin anahtarı aslında çok basit bir ilkede saklı. Eğer bu ilke en temel kanunumuz olsaydı:
Her olayda önce vicdan konuşurdu. Toplum, yanlışı sadece suç olduğu için değil, haksızlık olduğu için reddederdi.
Yargı daha cesur olurdu. Kanunların ruhuna “insanlık” ve “hakkaniyet” katılır, herkese eşit mesafede durulurdu.
Gelecek güvence altına alınırdı. Refah ve huzur şahıslara değil, sarsılmaz bir adalet bilincine dayanırdı.
Adalet, aklı hür ve vicdanı hür insanların omuzlarında yükselir. Kendi iç mahkememizde beraat edemeyeceğimiz hiçbir kararı hayata geçirmeyecek.
Bu sadece bir kanun maddesi değil, aslında bir toplumsal sözleşme ve zihniyet devrimi. Eğer “Vicdanlı Ol, Adil Ol” ilkesi anayasanın çatısı olursa, bu durum hayatın her alanına bir domino etkisi gibi yayılır.
1. Ekonomik Adalet: Fırsatçılığın Sonu
Anayasal bir “vicdan” ilkesi, serbest piyasayı “başıboş piyasa” olmaktan çıkarır.
Stokçuluk ve Kara Borsa: Bir satıcı malını saklarken sadece yasayı değil, anayasal bir ödev olan vicdanı çiğnediğini bilir. Devlet, “fahiş fiyat” denetimini sadece rakamlarla değil, “toplumun refahına ihanet” kapsamında çok daha ağır yaptırımlarla yönetir.
Alın Teri: İşveren işçisine maaş verirken “en az ne kadar veririm” diye değil, “vicdanen hak edilen nedir” diye bakmaya başlar.
2. Yönetimde Liyakat ve Mazlumun Sesi
“Vicdanlı Ol” ilkesi, yönetici koltuğuna oturacak kişiler için bir ahlaki filtre haline gelir.
Mazlumların Korunması: Ülke yönetiminde alınan her karar (vergi düzenlemeleri, sosyal yardımlar vb.), toplumun en alt kesimini nasıl etkilediği süzgecinden geçer. Halkı küstüren, dar gelirliyi ezen kararlar “anayasaya aykırılık” teşkil eder hale gelir.
Hizmet Aşkı: Siyaset bir güç devşirme alanı değil, topluma adil hizmet etme yarışı olur. Çünkü vicdanı hür olmayan birinin o makamlarda barınamayacağı bir şeffaflık düzeni kurulur.
3. Sosyal Huzur ve “Gönül Birliği”
Toplumda adalet duygusu zedelendiğinde insanlar birbirine düşman olur. Ancak adalet saraylarda değil de zihinlerde başladığında:
Komşuluk ve Dayanışma: İnsanlar arasındaki hukuki ihtilaflar mahkemeye gitmeden “vicdan ve adalet” temelinde uzlaşıyla çözülür.
Gelecek Kaygısının Bitmesi: Gençler, “torpilim yoksa işe giremem” korkusu yerine, “adil bir düzende emeğimin karşılığını alırım” güvenine sahip olur.
Bu Vizyonu Şöyle Formüle Edebiliriz:
“Vicdan, yasaların kalbidir; adalet ise o kalbin atışıdır. Kalbi durmuş bir hukuk sistemi, toplumu sadece çürütür.”
Bu Değişimin Üç Sac Ayağı:
Eğitim: Çocuklara anaokulundan itibaren matematik kadar “vicdan muhasebesi” öğretilir.
Yargı: Hakimler sadece kitaba değil, verilen kararın toplumun vicdanında açtığı yaraya da bakar.
Temsil: Meclis, halkın sadece oyunu değil, vicdanını da temsil eden bir yapıya kavuşur.
Bu sistemde artık “tek adamın iki dudağı” değil, 85 milyonun ortak vicdanı konuşur. Ülke, refahı sadece cebinde değil, huzurlu uykusunda bulur.
TOPLUMSAL VİCDAN VE ADALET MANİFESTOSU
“Adalet, sadece binaların cephesinde bir yazı değil; her insanın göğüs kafesindeki en yüksek mahkemedir.”
Bugün, sadece yasalarla değil, vicdanla yönetilen bir gelecek için söz veriyoruz. Bizim için “Vicdanlı Ol, Adil Ol” ilkesi, tüm kanunların anası, tüm makamların üstündeki mutlak kuraldır.
1. Devletin Kalbi Vicdan Olacak
Devletin görevi sadece yönetmek değil, yaşatmaktır. Halkını küstüren, mazlumunu ezen, vatandaşına sırtını dönen hiçbir karar meşru değildir. Ülke yönetiminde en büyük güç; bir kişinin iki dudağı değil, milletin ortak vicdanı ve hür aklıdır.
2. Piyasa Değil, İnsan Odaklı Ekonomi
Fırsatçılık, stokçuluk ve fahiş fiyat artışları sadece bir ticaret hatası değil, toplumsal vicdana ihanettir. Rızkı daraltan, halkın ekmeğiyle oynayan her el, anayasal bir suç işlemiş sayılacaktır. Refah; bir azınlığın lüksü değil, her bir bireyin hakkı olacaktır.
3. Adalet Saraylarda Değil, Zihinlerde Başlayacak
Hakim ve savcılar kararlarını verirken sadece tozlu dosyalara değil, o kararın toplumun kalbinde açacağı yaraya bakacaktır. “Güçlünün haklı olduğu” değil, “haklının güçlü olduğu” bir düzen; ancak vicdanı hür yargı mensuplarıyla mümkündür.
4. Liyakat ve Mazlumun Hakkı
Makamlar iltimasın değil, ehliyetin ve vicdanın yeri olacaktır. Mazlumların sesi, en yüksek kürsülerde yankılanacak; hiçbir vatandaş kendini kimsesiz, çaresiz ve adaletsiz hissetmeyecektir.
5. Gelecek Nesillere Mirasımız
Biz çocuklarımıza sadece binalar ve yollar değil; haksızlık karşısında susmayan, eğilmeyen ve her daim “Adil miyim?” diye kendine soran bir karakter miras bırakacağız.
SONUÇ OLARAK:
Vicdanın sustuğu yerde zulüm konuşur. Biz, zulmü susturmaya; vicdanı ve adaleti bu toprakların değişmez kaderi yapmaya kararlıyız.
İmza: Hür fikirli, adil yürekli her bir vatandaş.