ALLAH ÖMÜR VERİRSE 1 FABRİKA DAHA AÇACAĞIM..!!

*** Başkanım siz insanlara ,çiftçiye hakkını veriyorsunuz ama herkes sizin düşündüğünüz gibi düşünmüyor?Diğerleri böyle yapmıyor. Bir de o vuruyor çiftçiye,çiftçi inim inim inletiyor.
38-39 YILDIR HİÇ SIKINTI YAŞAMADIK..!!
—- 1993’ten bu tarafa 32 yıl yapıyor ondan önce de 6-7 yıl var 38- 39 yıldır ben kooperatif başkanıyım Allah’a şükür herhangi bir kazayla vesaire ile karşılaşmadım.Arıza oldu, bir şeyler oldu ama öyle patlama çatlama kazalar olmadı, Allah’ımıza şükürler olsun. Hakkını veriyoruz bizim zararımıza da olsa çiftçimize verdiğimiz sözü tutmaya hakkını vermeye çalışıyoruz. Uluslararası “Yağmur Ormanları İttifakı (Rainforest Alliance) tarafından da 4 yıldır düzenli olarak denetlendiklerini ve doğaya saygılı üretimler gerçekleştiriyoruz.
*** Yine birçok soruda Türk tarımının daha iyi bir seviyeye ulaşması ile ilgili sizin değerli yorumlarınızı ,çözüm önerilerinizi sormuşlar başkanım?
YASA ÇIKIYOR AMA UYAN,UYGULAYAN YOK..!!
—- Ama bu anlamda sesimizi duyuramıyoruz .Türkiye’yi yöneten kesim esnaf kesimi, bürokratlar ,esnaf ve sanayici tarımla ilgili temsilcilerimiz yok. Bursa’da bir Orhan Sarıbal CHP milletvekili var başka kimse yok. Bakın 2011 yılında neden 2011 diyorum çünkü 2011’de Avrupa Birliği uyum yasalarını çıkartma durumumuz vardı o yasalardan bir tanesi de Hal yasası dediğimiz o yasa çıktı. O yasa diyor ki ; “Her kim Çiftçi nereye ne ekmişse Hal Müdürlüğü’ne bildirecek”.Mesela 5 dönüm domates ekti ,10 dönüm patates ekti bunu Hal Müdürlüğü’ne bildirecek ve hasat sonunda da Hal Müdürlüğü’ne ne aldığını bildirecek. Bu ne olacak? Türkiye genelinde etüt yapılacak hangi ürün hangi yörede daha verimliyse daha kaliteli ise oralarda havzalar oluşturulacak. Mesela işte orada domates olmuyorsa oraya domates ektirmeyecek.
ŞİFRE OLSA KİMİN ÜRETTİĞİ BELLİ OLACAK..!!
Mesela Polatlı’ya domates ektirmeyecek ekerse bir işe yaramaz ama orada soğan olur mesela Buğday olur. Bu ne oldu böylelikle her çiftçinin her üreticinin şifresi olacak bu yetkiyi de yine Sanayi Müdürlüğü’ne verdiler maç kuyruğu gibi 17 ilçe Merkez ilçeler dahil vatandaş şifre almaya gitti.Maç kuyruğu gibi sırada insanlar,bir siyasetçinin biri bırakın dedi bırakıldı, hala daha bırakıldı gitti.Bu çiftçinin yaptığı yanlışlıkları örtüyor. Halbuki şifresi olsa ki bunun iki örneği var. Birazdan nerede söylediğimi de söyleyeceğim.Mesela İnegöl Kurşunlu’da Çilek yetiştirilir.Çok da ilaç yapılır. Vatandaş getiriyor o ürünü hale oradan alıyor kabzımal götürüyor. Satıyor bu ürünleri. Analiz etmişler bu ürünleri ilaç kalıntısı çıkmış ceza yazıyorlar getirene kimin ürettiği onları belli değil ki halbuki şifresi olsa kimin ürettiği belli olacak.
CEZAYI YAZARSAN ÇİFTÇİYE BİR DAHA YAPMAZ..!!
Seminerdeyiz Antalya’da Danimarkalı Bir uzman kooperatifçi oradan buradan konuşurken dedim ki sizin memleketinizde bir kooperatif üyesi, kooperatifine hileli mal verirse ne gibi cezai müeyyide uygularsınız diye sordum. Adam durdu, durdu gülümsedi. Ben bu işin içerisinde 30 yıldır varım böyle bir şeye rastlamadım.Fakat dedi öyle bir şey olduğunda o ürün Japonya’ya dahi gitse geri getirilir ve o ürünlerin kendisine intikal ettirileceğini bilir.Ama dürüst insanlar dedik dürüstlükle ilgisi yokki. Cezayı yazarsan sen bir daha yapar mı çiftçi yapmaz. Sokak sütçüleri var ya süt satan kadının biri süt almış parasını vermiş demiş kardeş ben bunu çocuğa içireceğim sütüm yok ona içireceğim diyor ne kadar su ekleyeyim diyor. Abla gerekmez diyor ben yeteri kadar koydum diyor.
HEDEFİNE ULAŞMAN İÇİN DUALARIMIZ SENİNLE DEĞERLİ BAŞKANIMIZ..!!
Şimdi ondan sonra ne oldu? Geçen sene hatırlarsanız Karacabey’de çok üretici traktörlerle yollara düştü.Yollara düşünce oy kaybı olacak diye hükümet de tabii bu konuya dikkat etmeye çalıştı.Firmaların içerisinde en küçük benim ama gittiğimde en çok da ben konuşuyorum. Çünkü ben bunu yaşıyorum, öbürü diğerleri vesaire yaşamıyorlar. Oradan buradan bahsederken 2011’de çıktı uygulandı mı uygulanmadı. Hükümet geçen sene bakanlık kanalı ile ürün planlanması projesine başladı. Tarım İl Müdürlüğü Uludağ Üniversitesi Ziraat Mühendisleri Odası toplantıdayız, gittik. Kimisi demokrasiden bahsediyor, kimisi ceza olmamasından bahsediyor.Duramadım çıktım bakın bugüne kadar dinle imanla bir yere gelemedik dedim. Geldik mi? Bugün değer yargıları değişti dün günah olan şeyler bugün mübah oldu. Bu fıkraları anlattım kimisine devlet şu kadar destek verdi bu kadar para yatırdı falan anlattı size bir fıkra anlatayım dedim.
EN PAHALI GIDA ÜRÜNLERİ BİZDE..!!!
Hasta ameliyata girmiş 4,5 saat sürüyor operasyon.Operatör çıkıyor kan ter içerisinde ,tabii hasta yakınları meraklılar koşa koşa hocanın başına geliyorlar,hocam nasıl oldu hastamız nasıl? diye sorular gelince. diyor ki; Çok başarılı ameliyat geçirdik ama maalesef hastayı kaybettik. Tarımı kaybettik maalesef Avrupa birliği içerisinde en fazla Gıda ürünleri fiyatları bizde yüksek. İran’da salça 600 dolar ,biz de 1100 dolar tonu.Diyor ki adam orada salça kaçak geliyor. Şimdi biz de yine 2 sene kota koydular satılmasın diye salçaya dondurulmuş gıdaya falan satılmadı satılmayınca müşteri de başka yere gitti.Bir de bizim üretimde maliyetler pahalı oldu, açın interneti 1100 dolar diyecek İran’da 600 dolar. Üreticiler kaçak geliyor diyor olmaz diyor Vali ben Van’da Valilik yaptım önlemini aldım kaçak geçemez diyor.Oradaki adam da ben 4 konteyner aldım diyor. Yine biri çıkıyor geçen sene 50.000 ton domates işledim diyor bu sene bir ton domates işlemeyeceğim diyor yani böyle durumlarda var.3.70’e taahhüt edildi hem de sözleşmeli tarım il müdürlüğünden tasdikli ama 2 liraya domates fiyatı indi 3. 70 nerede, 2 lira nerede. Ben 3 liradan aldım domatesi. Anadolu’da 1 liraydı alan yoktu geçen sene.
***Ahmet Başkanım Tabii röportajımız bayağı uzadı son olarak bizim sormayı unuttuğumuz sizin eklemek istediklerinizi de alarak tamamlayalım isterseniz?
TARIM REFORMU YAPMADAN DİĞER SANAYİİ REFORMLARININ YAPILMASININ ANLAMI YOK..!!
—-Şimdi tarımın ayakta kalabilmesi için hangi ülke olursa olsun tarım reformu yapmadan diğer Sanayi reformlarını yapmasının anlamı yoktur. Türkiye bunun zararlarını çok gördü. Türkiye’de tarımın ayakta kalabilmesi için
1- Ürün planlaması,
2- Fiyat istikrarı,
3- Tarım Sanayi
Bu üçü olmadan olmaz. Mesela işte karpuz 1 liraya alan yoktu.Sanayisi olsa bunu pekmez yap çok da güzel pekmezi olur. Karpuzdan yapın karpuz pekmezini tadın karpuz olduğunu anlamazsınız, bazı köyler bunu yapıyorlar, yapmaya başladılar. Patates mesela istikrarını korumaya başladı .O büyük fabrikalar olmasa hepten rezil olurdu tarlada kalırdı. Bilhassa bunu Afyon Emirdağ Sanayi Bölgesi açtı oraya. Hatta Türkiye’de ilk üçe girecek fabrika kuruldu oraya.Patates fabrikanın bir tarafından yıkanmış giriyor öbür taraftan paketlenmiş kızartılmış çıkıyor. Mutlaka bu şekilde tarım sanayisinin kollarının ülkemizde gelişmesi lazım. Türkiye’de Ziraat Mühendisliği hiçbir işe yaramıyor.
YENİŞEHİR ÇİFTÇİNİN KULLANDIĞI İLACI TAKİP EDİYOR,İNEGÖL ETMİYOR..!!
Ziraat teşkilatları’nın Kontrolleri yok, kullanılan ilacı dahi Yenişehir adet haline getirmiş çiftçinin kullandığı ilacı yerinde takip ediyor, İnegöl bunu yapmıyor. Böyle Bir Şey Olmaz olamaz olmamalı. Ya da görevinin ne olduğunu üstü bilmiyor. üstü mesela buradaki Ziraat mühendisinin neler yapacağını bilmiyor Böyle bir şey olur mu.Yöneticiler geliyor bakıyor yapmışım mı ilgilenmişiz mi diye inceliyorlar hepsini yapmışız belgelemişiz ama bakıyorsun orada diyor ki buradan işte gelen üründe ilaç kalıntısı var. Nereden olur akılları ermiyor topraktan gelmez diyor. İlacı atmamışsın diyor, Sonuçta ilacı kesiyorsun bir sene havadan gelmez yerden gelmez nereden geliyor? Onu onlar düşünemiyor tabii ama biz düşünüyoruz.
ÇİFTÇİ DAHA FAZLA BİLİNÇLENMELİ..!!
Şimdi biz biber ekmişiz biber bu mevsimde Eylül ayında toplanır,adam şimdi de yeni fasulye ekmiş biber ilaçlanmaz bundan sonra kalıntı kalmasın diye ama adam tarlanın yanına fasulye ekmiş, fasulyeyi ilaçlıyor, ilaçlarken rüzgar yana doğru o tarafa getiriyor.Geçerken ,dönerken rüzgarın vasıtasıyla biberlere geliyor bilmiyor ki öyle bir bilinci yok ki söylenmemiş. Nereden bu kalıntılar geliyor bilmiyor. 200 ton toz biberini Almanya’ya göndermişlerdi ama Almanya geri gönderdi neden bunun diyor içerisinde bir şey var nereden gelir diye düşünüyorlar aklı yetmiyor düşünemiyorlar. Balıkesir’e, Karacabey’e, M.Kemalpaşa’ya giderken ters yollar vardır. Terk edilmiş yollar asfalttır oraları.O asfaltın üzerine biberi seriyor kurutuyorlar.Sonra asfalt kusuyor bulaşıyor biberlere ama Alman bunu düşünemiyor, asfaltın kusup da buna kalıntı bırakacağını düşünemiyor.Asfalt kusunca tabii bunların kalıntıları biberlere geçmiş oluyor. Hala mesela Türkiye’de biber kurutma Tesisleri yok. Kemalpaşa’yı bilir misiniz Orada Ovaazatlı Köyü var.Orası eskiden belediyelikti.
MUSTAFA BOZBEY ORADA ÜRETİLEN DAMLAMA ,YAĞMURLAMA BORULARINI ÇİFTÇİYE HİBE ETTİ.YİNE MAZOT DESTEĞİ DE SAĞLADI..!!
Daha önceden orada Doğru Yol Partisi kazanıyordu Anap kazanmıştı sonraları derken AK Parti devreye girmek istiyor yarışıyorlar bir tane Akhisarlı vatandaş vardı annesini görmeden geceyi geçirmeyen biriydi ama çok zengin. Diyor ki size kurutma Tesisi kuracağım. O tarafta işte Domates biberi kurutuyorlar o gündeme geldi AK Partiler de biz yapacağız dediler hakikaten. Ak Parti kazandı oraya 8-10 sene önce 3 milyon para verdiler 1 milyon 600 bin lirası makine ,1 milyon 400 bin lirası saha düzenlemesi ile ilgili sonra ne oldu. Büyükşehir Belediyesi yasası çıktı belediyeye geçti özel idarenindi o zaman Büyükşehir’e geçti. Büyükşehir işletemedi işleteceğim dedi 2 milyon zarar etti. Sonra bu seçimde parti değişince Mustafa Bozbey çok güzel bir şey yaptı oraya Damlama ,Yağmurlama borularının fabrikasını kurdu.Herkese dağıttı, hibe etti.Geldi bütün ilçelere bunları dağıttı böyle olunca Çiftçiler de CHP’yi sevmeye başladı. Böyle hibeler olunca güzellikler olunca tabii çiftçi de zor durumda böylelikle işte aralarında Mustafa Bozbey başkanada güzel bir yakınlık doğmaya başladı.
TÜRK HALKINA SELAMLARIMI GÖNDERİYORUM..!!
Son olarak 50. yılımızda bizlere böylesine güzel bir fırsat tanıdığınız için Elif Hanım’a, Nevzat Bey’e Köyümüze kadar kooperatifimize kadar gelmenizden dolayı teşekkür etmek istiyorum. Son olarak başta Kulaca Mahallesi’nde yaşayan insanlarımıza, çevre köylerde mahallelerde ,illerde, ilçelerde bizlerle çalışan tüm dostlarımıza, arkadaşlarımıza İnegöl’de ,Bursa’da yaşayan herkese, yurt genelinde yaşayan 86 milyon Türk insanına İnegöl ilçesi Kulaca Mahallesi Kulaca Salça Kooperatifi’nden sevgilerimi ,selamlarımı gönderiyorum ,esenlikler diliyorum.Diyerek sözlerini tamamladı.
SÖZ VERDİĞİ FABRİKAYI AÇMASI İÇİN AHMET BAŞKANA UZUN ÖMÜRLER DİLİYORUZ..!!
Hem 1974’deki kooperatifin ilk kuruluşunda sonrasında Bursa’daki işlerinden dolayı emekliliği ne kadar ayrı kaldığı Kooperatifin 1993 kongresinde kimi üyelerin satılsın, kimi üyelerin kapatılsın dediği, borçlarından dolayı kimsenin elini taşın altına koyamadığı günlerde yine 1974 ruhunu 1993 yılında da tekrardan yaşatan borçlarından dolayı kapatılsın denilen günlerden 32 yıl sonra kaliteli üretimiyle Türkiye’de rakipsiz 1 numaralı pozisyona geçiren ve çeyrek asırdır da ihracat yapma başarısı gerçekleştiren Kulaca Salça Kooperatifi’nin değerli başkanı en başta da söylemiş olduğumuz gibi bilgi birikimi ile kendini bizlere hayran bırakan Ahmet Uğur Başkanımıza öncelikle Allah’tan uzun ömürler diliyoruz. Çünkü kendisinin de söylediği gibi Allah bana bir on yıl daha ömür verirse bir fabrika daha kuracağım sözünü hayata geçirmesi için ve orada onlarca insanın istihdam edilmesi için ekmeğini kazanması için değerli başkanımıza bizler de Allah’tan uzun ömürler bir değil birkaç fabrikayı daha bu uzun ömründe hayata geçirmesini Türkiye ekonomisine sunmasını,insanlara iş kapısı yaratmasını diliyor kendisine dualarımızı gönderiyoruz.