CHP BURSA MİLLETVEKİLİ ORHAN SARIBAL, “SOĞANDA ÜRETİCİ İLE MARKET ARASINDAKİ FİYAT FARKI YÜZDE 220”

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında kuru soğandaki üretici ve market fiyatları arasındaki uçurumu gündeme taşıdı. Sarıbal, tarlada çuvallanmış halde 6-8 liraya satılan soğanın market raflarında 25 liraya kadar yükseldiğini belirterek, “Kuru soğan halde 16 liraya, pazarda 23 liraya, markette ise 25 liraya satılırken; üretici ve market fiyatları arasındaki fark yüzde 220’yi buldu. Üretici zarar ediyor, vatandaş ise soğan alamıyor” dedi. Yüksek enflasyonun emekçilerin cebini boşaltırken, sermayeye kaynak aktardığını ifade eden Sarıbal, “Türkiye’de yıllardır bir kaynak transferi yaşanıyor: Yoksuldan zengine, emekçiden saraylıya… Bu sistem halkı kuru simide, bir bardak çaya muhtaç bırakıyor” diyerek mevcut ekonomi politikalarını eleştirdi.
“PLANLI ÜRETİM VAR AMA ÜRETİCİ HALA YALNIZ”
Kuru soğanın planlı üretim kapsamına alındığını hatırlatan Sarıbal, buna rağmen üretim-tüketim dengesinin sağlanamadığını söyledi. Üreticilerin hala pazarlama zorlukları yaşadığını belirten Sarıbal, üretim kararlarının bir önceki yılın fiyatlarına göre alındığını, bu nedenle yıllar arasında büyük dalgalanmalar yaşandığını aktardı.
İHRACAT YOK DENECEK KADAR AZ!
Kuru soğan üretiminin 2024’te 2 milyon 632 bin ton olarak gerçekleştiğini kaydeden Sarıbal, “Ankara, yaklaşık 990 bin tonla üretimde ilk sırada yer aldı. Türkiye kuru soğan üretiminin yüzde 31’ini karşılayan Ankara’yı Amasya ve Çorum izledi. Kuru soğan üretiminin yarısını Ankara ve Amasya illeri karşıladı. Ankara ve Amasya illerinde kışlık soğan üretimi yapılırken, Adana ve Hatay illerinde ise daha çok yazlık soğan üretiliyor. Yazlık turfanda soğanlar kurutma yapılmadan pazara sunuluyor. 2024’te ihracat yüzde 27 azalarak sadece 95 bin ton olarak gerçekleşti. 2025’in ilk üç ayında ise ihracat yok denecek kadar az, sadece 2 bin ton. Bu düşüşün temel nedenlerinden biri Mısır’ın Avrupa pazarına yaptığı ucuz ihracat ve Türkiye’ye yapılan ithalat” dedi, Mısır ve Özbekistan’dan yapılan yaklaşık 8 bin tonluk ithalatın, Çukurova Bölgesi’nde maliyeti 15 lira olan soğanın tarlada 6-7 liraya düşmesine neden olduğunu vurguladı. Milletvekili Orhan Sarıbal, üreticilerin pazarlık güçlerinin zayıf olduğunu ve ürünleri üzerinde söz sahibi olamadıklarını belirtti. Üretici birliklerine finansal destek verilmesini, bu birliklerin bir müdahale kurumu gibi çalıştırılması gerektiğini vurgulayan Sarıbal, Tarım Kredi Kooperatifleri ve belediyelerin üreticiden soğan alarak sosyal yardım kapsamında halka dağıtmasını önerdi.
ÇİFTÇİNİN 1 YILI ŞİMDİDEN KAYIP
AKP iktidarının ithalata dayalı politikalarının üreticiyi toprağından ettiğini vurgulayan Sarıbal, 2021 yılından bu yana hayvan varlığında 6,6 milyon başlık bir azalma yaşandığını, ithalata aktarılan milyarlarca dolara rağmen kırmızı et fiyatlarındaki artışın durdurulamadığını söyledi. AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Et ve Süt Kurumu’na damızlık hayvan ithalatı yetkisi vererek ithalatın kapsamını genişletmesine de tepki gösteren Sarıbal, “2024 yılında 423 bin baş canlı hayvan ve 81 bin ton kırmızı et ithal edildi. Bu ithalat için devlet kasasından toplamda 1 milyar 235 milyon dolar (yaklaşık 39 milyar TL) harcandı. Ancak yurttaşın sofrasına ne ucuz et girdi, ne de fiyatlar durdu. 2010’dan bu yana toplamda 10,3 milyon baş canlı hayvan ve 419 bin ton kırmızı et ithal edilerek 12 milyar dolar ödendi. Üreticiye bir darbe de mısırdan geldi. Çiftçi, hasat hazırlığındayken, Erdoğan’ın imzasıyla 1 milyon ton mısır sıfır gümrükle ithal edilecek. Çiftçi ekerken yalnızdı, sulamada yalnızdı, mazotta ve gübrede yalnızdı. Şimdi de karşısına ithalatla çıkarılan bu karar, üreticiyi doğrudan hedef alıyor. Bu adım, üreticiyi tarımdan koparmaya, ithalat lobisinin çıkarlarını öncelemeye yönelik bilinçli bir tercih. İthalata bağımlı hale getirilen tarım sektörünün bankacılık sektörüne olan borcu da her geçen gün büyüyor. Mart 2025 itibariyle tarım sektörünün bankalara olan borcu 34,2 milyar lira artarak 970,1 milyar liraya ulaştı. Çiftçi, bir yandan artan maliyetlerle, diğer yandan don ve kuraklığın yarattığı kayıplarla boğuşuyor. Önümüzdeki bir yıl için umut yerine borç ve belirsizlik var” diye konuştu.