TOPARLANIN YENİDEN BAŞLIYORUZ

Saye YILMAZ

Saye YILMAZ

  • 23 Aralık 2025

Bursa Vatan Medya Gurubu Köşe Yazarı Saye Yılmaz makalesinde;

Aşağıdan yukarıya doğru kırılan bir hayat sesi vardır. Büyük felaketlerde değil; sessiz, gündelik anlarda duyulur bu ses. Alarm çalar, ama insan kalkamaz. Bir mesaj gelir, ama cevap yazılmaz. Gün akar, ama zihin yerinde sayar. Hayatın ritmi dağılmıştır; insan kendi hayatında donmuş gibidir.

Psikoloji bu hâli romantize etmez. Bilişsel Davranışçı Kuram, bunu “öğrenilmiş çaresizlik” diye adlandırır: Kişi artık yapabileceği şeyleri bile yapamaz hale gelir, çünkü beyin otomatik olarak “başaramam” sinyalini verir. Mesele güçsüzlük değil; tekrar tekrar bastırılmış denemelerin, zihinde bir refleks haline gelmesidir.

Ama döngü sanıldığı gibi kırılmaz. Büyük mucizelerle, radikal kopuşlarla, dramatik vedalarla değil.

Döngü şöyle kırılır:
Küçük bir adım + minik bir başarı = artan öz-yeterlik + yeni bir başlangıç.

Yeniden başlamak dev bir hamle değildir. Uyanıp verdiğin tek bir küçük karardır. Bugünü “ilerleme günü” ilan etmek kadar basit. Beş dakika yürümek, bir sayfa okumak, bir çekmeceyi boşaltmak… Şunu unutmayın; “Beyin başarıyı boyutuyla değil, gerçekleşip gerçekleşmediğiyle kaydeder.” (Atomik Alışkanlıklar kitabını mutlaka okuyun.)

Bu yüzden önce alanını düzenlersin. Seni geçmişte tutan eşyaları, alışkanlıkları, artık sana ait olmayan kimlikleri ayıklarsın. Temiz bir alan, gerçekten de temiz bir zihin yaratır. Sonra rutine dönersin; hafif, ulaşılabilir hedeflerle. Her şeyi bir gecede değiştirmeye çalışma. Her gün, küçücük bir adım yeter.

Geçmişi olduğu gibi kabul etmek zor ama özgürleştiricidir. Olan oldu. Değiştirilemez. Ama geçmişe tutunmak bugünü ipotek altına almaktır. Kendini affetmek, unutmak değildir; yükü sırtından indirmektir.

Bugüne odaklan. Geçmişe ya da henüz gelmeyene harcanan enerji, bugünün potansiyelinden çalar. Anda kalmak bir slogan değil, zihinsel bir disiplindir. Nefesin burada, bedenin burada, kararın burada.

Ve insan… İnsanlarla iyileşir. Kendini küçültenlerle değil; sana kendini hatırlatanlarla. İnanmanı, denemeni, tekrar ayağa kalkmanı mümkün kılanlarla.

Her an hayata yeniden başlatmak, bir kararın kadar yakındır.

İnsan aslında dış dünyayı kontrol edemediği için değil, zihnini kontrol edemediği için acı çeker. Modern psikolojinin — mindfulness’tan bilişsel terapilere kadar — pek çok ayağı buradan beslenir. Güç dayatmaz. Kör inanç istemez. Şunu söyler: “Bak. Fark et. Dene.”

Bu yaklaşımın hâlâ bu kadar güncel olmasının nedeni de budur. Kılıçla değil, farkındalıkla ilerler. Buyrukla değil, deneyimle. Ve belki de bu yüzden hala rahatsız edicidir.

Çünkü fark eden insan, artık kolay yönetilemez.

Ve şimdi finali açık konuşarak yapalım.

Bu dünyada kadınlar hayata yeniden başlamayı en çok öğrenmek zorunda bırakılanlardır. Susturulan, bekletilen, küçültülen, “sabret” denilerek ertelenen kadınlar…
Ayşeler Ayhanlar gelir geçer. İsimleri değişir, suretleri değişir. Kalıpları aynı kalır. Ama insanlar her seferinde küllerinden kalkar.

Bu yazı bir rica değil, bir duruştur:
Artık yeniden başlamak zorunda değilsin; yeniden seçiyorsun.
Kendini, sınırlarını, sesini.
Kimseyi ikna etmek için değil, kendi hayatını yazmak için.

Ve evet:
Kimse geçmişe dönüp tamamen yeni bir başlangıç yapamaz.
Ama herkes, bulunduğu yerden başlayıp bambaşka bir son yazabilir.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ