“Kuzey Doğu Suriye’deki Sorunun Çözülmesi Bölgenin Güvenliği İçin Hayati Öneme Sahip”
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan Bekin, Ortadoğu’daki artan şiddet sarmalını ve bölgedeki jeopolitik gelişmeleri değerlendirdi. Avrupa Birliği Uyum Komisyonu üyeliği görevini de sürdüren Bekin, Ortadoğu’nun geleceği ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Bekin, özellikle ABD ve İsrail’in bölgedeki stratejik işbirliklerine dikkat çekerek, bu işbirliklerinin bölgedeki istikrarsızlığı derinleştirdiğini vurguladı.
ABD ve İsrail’in Hegemonik Planları Bölgeyi Daha da İstikrarsızlaştırıyor
Bekin, Ortadoğu’daki şiddetin arttığı, yönetsel dengelerin hızla sarsıldığı ve büyük bir değişim sürecinin yaşandığı günümüzde, ABD ve İsrail’in stratejik işbirliğinin bölgeye ciddi zararlar verdiğini belirtti. Bekin, özellikle Siyonist İsrail’in, bölgede kendi “beka stratejisini” güçlendirme adına dayatmacı bir hegemonik güç olarak hareket ettiğini ve bölgedeki istikrarsızlığa zemin hazırladığını ifade etti. Bekin, bu gelişmelerin dünya genelindeki dengeler üzerinde uzun vadeli olumsuz etkiler yaratacağını düşündüğünü belirtti.
İsrail’in “Beka Stratejisi” ve Suriye’ye Yönelik Tehditler
Doğan Bekin, Siyonist İsrail’in 1980’lerde hazırladığı “İsrail İçin Strateji” raporunu hatırlatarak, raporda Irak ve Suriye’nin bölünmesinin temel hedef olarak belirlendiğini söyledi. Bekin, Siyonist İsrail’in şu anda Kuzey Doğu Suriye’de SDG (Suriye Demokratik Güçleri) üzerinden bölünmüş bir Suriye planı geliştirdiğini, bunun da Suriye’deki iç çatışmaları yeniden tetikleyeceğini belirtti. Bekin, bu durumun Türkiye’yi de içine çekebilecek bir tehlike barındırdığını vurguladı.
Kuzey Doğu Suriye’deki Planların Arkasında İsrail ve ABD Var
Bekin, Siyonist İsrail’in, Kuzey Doğu Suriye’yi kendi stratejik hedeflerine uygun şekilde şekillendirme çabasında olduğunu belirtti. İsrail’in, YPG, PYD ve PKK unsurları ile sıkı bir işbirliği içinde olduğunu ve bu unsurlar üzerinden bölgedeki nüfus yapısını değiştirmeyi amaçladığını söyledi. Bekin, bu planın, Suriye’nin kuzeyindeki stratejik boşluklardan yararlanarak Suriye’nin güçsüzleştirilmesi ve İsrail’in nüfus alanının genişletilmesi amacı taşıdığını dile getirdi.
Davut Koridoru Tehdidi ve Türkiye’nin Alacağı Pozisyon
Bekin, İsrail’in, ABD desteğiyle Kuzey Doğu Suriye’de başarılı olabilirse, “Davut Koridoru” adı verilen stratejik koridoru devreye sokarak Suriye’nin önemli bölgelerinde nüfus sahibi olmayı hedefleyeceğini belirtti. Bu durumun, sadece Suriye için değil, tüm Ortadoğu için ciddi güvenlik tehditleri oluşturduğunu ifade eden Bekin, Türkiye’nin bu konuda alacağı pozisyonun son derece önemli olduğunu söyledi.
ABD’nin Türkiye’nin Çıkarlarına Karşı Güdümlü Politikaları
Doğan Bekin, ABD’nin son dönemdeki politikalarını eleştirerek, özellikle ABD Ankara Büyükelçisi Tom Barrack’ın açıklamalarına dikkat çekti. Bekin, Barrack’ın açıklamalarının, Türkiye’nin çıkarlarından çok ABD ve İsrail’in çıkarlarını gözettiğini ve Türkiye’nin ulusal güvenliği ile uyumlu olmayan bir yaklaşımı benimsediğini ifade etti. Bu tür açıklamaların, bölgedeki dengeleri olumsuz yönde etkileyebileceğini belirten Bekin, Türkiye’nin dış politika stratejilerinin bu durumu dikkate alarak şekillendirilmesi gerektiğini söyledi.
Barışçıl Çözüm Önerisi
Bekin, tüm bu gelişmelere karşı, Kuzey Doğu Suriye’deki sorunun barışçıl yollarla çözülmesinin, bölgenin güvenliği ve istikrarı için kritik öneme sahip olduğunu vurguladı. Aklıselim bir yaklaşım ve diplomatik çözüm yollarının benimsenmesinin, bölgenin geleceği için en doğru strateji olacağına dikkat çekti. Bekin, bu bağlamda Türkiye’nin de, bölgedeki barış ve istikrarı sağlamak adına daha aktif ve sağduyulu bir politika izlemesi gerektiğini belirtti.
Sonuç olarak, Doğan Bekin, Ortadoğu’nun yeniden şekillendiği ve küresel güçlerin bölgedeki etkilerinin arttığı bir dönemde, Türkiye’nin dış politikasının dikkatli ve stratejik bir şekilde yönetilmesi gerektiğini söyledi. Bekin, Suriye ve Kuzey Doğu Suriye’deki sorunların çözülmesinin, sadece Türkiye için değil, tüm bölge için önemli bir güvenlik meselesi olduğunu ifade etti.
