Zeki Baştürk Yazdı: “Evler Büyüdükçe Yürek Küçülürmüş…”
Eskiden mütevazı evlerde büyürdük. O evlerde sıcaklık vardı, muhabbet vardı, üç kuşak aynı sofrada, aynı çaydan yudum alırdık. Komşu, komşunun derdini bilirdi. Ekmeği, tuzu, sevinci paylaşırdık. Şimdi ise apartmanlar yükseldi, duvarlar kalınlaştı, kapılar kilit üstüne kilit, ama içerdekilerin kalbi daraldı, yalnızlaştı.
Bugün emekli, kendi evinde yabancı gibi yaşıyor. Bir ömür çalışmış, didinmiş, alın terini bu toprağa akıtmış insanlar; şimdi torununa harçlık verememenin utancını yaşıyor. Elektrik faturasına göz gezdirirken yutkunuyor, markette poşete değil, etiketlere bakıyor.
Bir yanda devasa binalar, ışıklı tabelalar, lüks araçlar… Diğer yanda ayın sonunu getirmeye çalışan milyonlar… Bu sadece gelir farkı değil, vicdan farkıdır! Çünkü adalet sadece eşitlik değil, insana değer vermektir.
Biz emekliler artık lütuf değil, hakkımız olanı istiyoruz. Büyük evler değil, büyük yürekler özlüyoruz. Komşunun kapısını çalabildiği, bir çayın buharında sohbetin ısındığı günlere dönmek istiyoruz.
Zeki Baştürk diyor ki:
Evler küçülsün, ama yürekler büyüsün!
Çünkü bu memleketi ayakta tutan betonlar değil, bu milletin yüreğidir.
Şimdi o yüreği yeniden büyütmenin, yeniden insan olmanın, paylaşmanın zamanıdır.