Kızıldeniz Üzerinde Duruşun Adı: Erdoğan’ın Gazze Tavrı

  • 14 Ekim 2025
Kızıldeniz Üzerinde Duruşun Adı: Erdoğan’ın Gazze Tavrı

Köşe Yazısı | Ali Yazır – Bursa Vatan Medya Grubu

Dünya gündeminin en sıcak başlığı olan Gazze’deki ateşkes anlaşması, sadece bir diplomatik gelişme değil, aynı zamanda siyasi liderlik testi haline gelmiş durumda. Bu testte ise Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, belki de son yılların en çarpıcı diplomatik tavrını sergiledi.

Mısır’da düzenlenen ve Gazze’nin kaderini belirleyecek önemdeki toplantıya, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun katılacağı haberini aldığı an, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağını Mısır’a indirmeyip Kızıldeniz üzerinde 25 dakika tur atarak geri dönmesi, sadece bir siyasi rest değil, Türk milletinin vicdanını ve onurunu temsil eden bir tavırdır.

REKLAM ALANI

Bu tavır, şahsen beni derinden etkiledi. İsrail’in savaş suçları, sivil katliamları ve insanlık dışı uygulamaları ortadayken, böyle bir zirvede Netanyahu’nun yer almasını kabul etmemek, vicdan sahibi her liderin göstereceği bir duruş olmalıydı. Erdoğan, bunu açıkça ortaya koydu.

Netanyahu’nun katılımını fiilen engelleyen bu adım, Gazze halkına yönelik bir umut ışığı oldu. ABD Eski Başkanı Trump her ne kadar bu süreçte Nobel ödülü almasa da önemli rol oynadı. Ancak, mesele kimin rol oynadığı değil; mesele kimin insanlık için masaya ne koyduğu.

Bu adım sonucunda aç ve perişan Gazze halkı için umut doğdu. En azından anneler, çocuklar için ölüm bir süreliğine duracak, birkaç sıcak lokma geçebilecek boğazlarından.

Sonuç olarak; Gazze’de akan kanın durması, sadece diplomatik başarı değil, insanlık adına kazanılmış bir zaferdir. Bu duruş, tarih sayfalarında hak ettiği yeri mutlaka alacaktır.

Gazze’de ateşkes anlaşmasının yapılması dünyada gündemin ana maddesi. Mısır’daki Gazze toplantısına Netenyahu’nun katılacağı yönünde haber aldığında uçağını Mısır’a indirmeyerek toplantıya katılmayacağını ifade eden ve 25 dakika Kızıl deniz üzerinde uçağı ile tur atan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın koyduğu bu tepki şahsen beni gururlandırdı. Netanyahu’nun toplantıya katılmasını engellemesi çok önemliydi. ABD başkanı Trump’ın Nobel ödülü almasa da baş rolü oynadığı bu girişimde sonuç alındı. Aç perişan durumdaki Gazze halkının boğazlarından artık sıcak lokmalar geçebilecek, en azından, anneler, çocuklar şimdilik ölmeyecek. Katil soykırımcı İsrail bunu ne kadar süre devam ettirir bunu da zaman gösterecek. Türk askerininde Gazze’de gözlemci olarak bulunması çok önemli. Gazze savunmasında tarih yazan Kassam Tugaylarının silah bırakması, tünellerin yok edilmesi başlıkları ise Yahudi oyunun bir parçası ve zaman kazanma olarak yorumlayanlarda var. İnşallah Filistin özgürlüğüne kavuşur.

Ülkemizin bu barışta önemli bir rol oynaması barışın bu coğrafyada Türkiyesiz olamayacağını tüm dünyaya gösterdi.

Son yıllardaki insanımızdaki sosyolojik değişim her alanda kendini göstermeye devam ediyor. Özellikle son 20-25 yıl halkımızdan büyük talep gören İmam Hatip orta ve lise bölümleri son beş yıldır talepte inişe geçtiğini, yayınlanan rakamlardan görüyoruz.

2020-2021 eğitim öğretim yılında toplam 3427 İmam Hatip Ortaokulu ve buralarda 714.297 öğrenci, 1472 adet Anadolu imam hatip Lisesi’nde ise 575.000 öğrenci eğitim öğretim görüyordu.
Son beş yılda Anadolu İmam Hatip Liseleri’nden 171.000, imam hatip ortaokullarından ise 25.000 öğrenci ayrılmış. Beş yıl önce sayısı 3427 olan okul sayısına 242 tane daha ilave edilerek sayısı 3669 olmuş. Ama okul sayısı artmasına rağmen öğrenci sayısı 196.000 azaldığı görülmekte. Yani Anadolu İmam Hatip liselerinde kayıtlı öğrencilerin yaklaşık %30’u eğitim öğretimi bıraktı.
Öğrenci azalışın özellikle lise de ciddi bir sayı ile gerçekleşmesi, halkımızın bu okullardan ümidini mi? kesti sorusunu akıllara getirdi. Ya da beklentilere cevap veremez hale mi geldi. Burada siyasi iktidarın inancı öne çıkaran kadrolarındaki gayri İslami davranışlarının etkili olduğu da göz ardı edilmemeli.

Yine son beş yılda özel ilkokullarda ise öğrenci sayısı 270.000 iken 350.000’e, ortaokullarda 312.000’den 356.000 öğrenci sayısına yükseldiği görülmektedir. Özel liselerde ise durum farklı. 5 yıl önce 409.000 olan öğrenci sayısı 364.000’e geriledi.

Bu rakamlar nasıl okunmalı bilemiyorum. Özel lisede okullara giden öğrenci sayıları, Anadolu İmam Hatip liselerindeki gibi sayıları azalmakta. İlk ve orta okullardaki artışın ise devlet okullarındaki düzenin ve başarının, ekonomisi yüksek aileleri tatmin edemediğini ortaya çıkarıyor. Devlet okulları kendini yenilemek zorunda. Bu gidiş iyi değil.

Diyanet işleri başkanlığında yatırımlar devam ediyor!

Diyanet işleri Başkanlığının diyanet TV adında bir kanal var. Bu kanal genelde toplumun dini inanç yapısına uygun yayınlar yapmakta, insanımızın kafasına takılan sorulara cevap vermekte önemli bir görev yapar. Tabii ki diyanetin televizyon kanalı olmalı ve ciddi anlamda aktif de olmalı. İnsanımız dinini diyanetini bu kurumun doğru bilgilerinden faydalanabilmeli.

Ancak bu kurum için yapılan harcamalar sosyal medyada gündeme düştü ve dikkat çekici! Diyanet TV son üç yılda televizyon yayın altyapısının güçlendirilmesi amacıyla ihaleler düzenliyor. En son sekiz Eylül 2025’te ihale düzenledi. Teratek Elektronik Sistemleri Şirketi tek başına girdiği ihaleyi 41.450.000 TL bedelle kazandı.

Diyanet TV Stüdyolarıı’na yeni teçhizatlar kurulacak, ihale anlaşmasına göre teçhizatın kablolamamasıyla, satın alınan yazılımların kurulumu da yüklenici şirket tarafından yapılacak. Diyanet TV personeline yeni sistemin tam fonksiyonlari ile ilgili eğitimler de verilecek.

Diyanet TV’nin yayın kalitesini güçlendirme adı altında yapılan harcamaların son yıllarda rakamları aşağıdaki gibidir.
2023 yılında 13.500.000 Türk Lirası,
2024 yılında 42.500.000 Türk Lirası,
2025’te ise 41.500.000 Türk Lirası yani toplamda 97 milyon Türk Lirası harcadı. Kafalara takılan soru şu bu paralarla acaba kaç Televizyon kanalı kurulabilirdi?
Umarım bu ihalede de doğmamış yetimin hakkı yenmemiş olsun.

Ali YAZIR

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ