Güler Buğday’dan Lale Karabıyık’a Veda: “Canım Kızlarımdan Lale’yi de Kaybettik… Olmadı Lalem, Olmadı”

Parti Meclisi Eski Üyesi Güler Buğday’dan Duygusal Veda: “Bir Anne Gibi Yanında Oldum”
Geçmiş dönem Parti Meclisi üyelerinden Güler Buğday, geçirdiği ani rahatsızlık sonucu hayatını kaybeden eski milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık için duygusal bir veda mesajı paylaştı.
“Canım kızlarımdan Lale Karabıyık’ı da kaybettik. Olmadı Lalem, olmadı…” sözleriyle başlayan mesajda Buğday, Karabıyık ile yıllara dayanan dostluklarını ve birlikte verdikleri siyasi mücadeleleri içtenlikle anlattı.
“Kendisini Tanıdığımda 5 Yaşındaydı”
Güler Buğday, Lale Karabıyık’ı çok küçük yaşlardan itibaren tanıdığını ifade ederek, onunla olan bağlarının bir siyaset ilişkisinin çok ötesinde olduğunu şu sözlerle anlattı:
“Kendisini tanıdığımda beş yaşındaydı. Aile dostum olan, sevip saydığım bir ailenin tek kızıydı. Hayata, eğitime ve başarıya tutkuyla bağlıydı. Çok çalışkandı, devlette de çok saygın görevlerde bulundu.”
“Bir Sonraki Seçimlerde Anne- Abla Duyarlılığıyla Yanında Oldum”
Lale Karabıyık’ın ilk milletvekili adaylığında 6. sıradan seçilemediğini hatırlatan Buğday, onun yılmadan bir sonraki seçimlerde yeniden aday olduğunu belirtti. Karabıyık’ın destek istediğini söyleyen Buğday, duygusal bağlarını da vurguladı:
“Bana geldi, destek olmamı istedi. Ben de ona bir anne, bir abla duyarlılığıyla elimden geleni yaptım. Seçildiği sabah ilk işi gelip bana teşekkür etmek oldu. O sabahki gözlerinin içi hâlâ gözümün önünde…”
“Olmadı Lalem… Gidişin Erken Oldu”
Sözlerinin sonunda Güler Buğday, Karabıyık’ın zamansız vedasından duyduğu derin üzüntüyü dile getirerek, onu şu sözlerle uğurladı:
“Olmadı Lalem… Gidişin erken oldu. Yüreğimizde bıraktığın iz asla silinmeyecek. Işıklar içinde uyu canım kızım.”
Prof. Dr. Lale Karabıyık, CHP Bursa Milletvekili olarak görev yapmış, akademisyen kimliğiyle tanınan, halkın eğitim hakkı, kadın hakları ve sosyal politikalar konularında yoğun çalışmalar yürütmüş bir siyasetçiydi. Ani kaybı hem parti çevresinde hem kamuoyunda derin üzüntüyle karşılandı.
Güler Buğday’ın kaleme aldığı o yazı;






