“Biz Yaşarken Başka Canlıları Yok Etmeyelim”

Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarı Hayrettin Bulut’tan çevre ve yaşam çağrısı
Hayrettin Bulut’tan Yaz Mevsiminde Hem Sağlık Hem Doğa İçin Hassasiyet Çağrısı
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte sahil bölgeleri milyonlarca insanı ağırlarken, Bursa Vatan Medya Grubu köşe yazarı Hayrettin Bulut, deniz kullanımı ve çevre sorumluluğu üzerine önemli uyarılarda bulundu.
“Yaşarken, eğlenirken korumazsak, bir gün mutlaka ararız. Kaybetmeden doğanın kıymetini bilelim.” diyen Bulut, yazısında bireysel sağlıktan deniz canlılarının korunmasına kadar çok sayıda başlığa dikkat çekti.
REKLAM ALANI
Cilt Kanseri Riski, Yanlış Denize Giriş Saatleri ve Alkol Kullanımı
Hayrettin Bulut, özellikle saat 11.00 ile 16.00 arasında güneşe doğrudan maruz kalmanın cilt kanseri riskini artırdığına işaret etti. Bilimsel verilere dayandırdığı analizinde, resif dostu güneş koruyucu kullanımı konusunda uyarılarda bulundu.
Bulut ayrıca, yemekten hemen sonra denize girmenin ve alkollü deniz aktivitelerinin hayati risk taşıdığını vurguladı. AFAD verilerine göre boğulma vakalarının %40’ının yeterli yüzme bilgisi olmayan bireylerden kaynaklandığını, alkolün de ciddi kazalara neden olduğunu hatırlattı.
“Denize Giriyoruz Ama Onu Katlediyoruz”
Köşe yazısında özellikle deniz ekosisteminin karşı karşıya olduğu tehditlere dikkat çeken Hayrettin Bulut, her yıl 8 milyon ton plastik atığın okyanuslara karıştığını belirterek, bu atıkların çoğunun sigara izmariti, plastik şişe ve poşetlerden oluştuğunu ifade etti.
“Bir plastik şişe 450 yılda doğadan yok olurken, deniz canlıları onu besin sanarak yutuyor ve ölüyor. Biz denizin misafiriyiz, sahibi değiliz.”
Güneş Kremleri ve Kimyasal Tehlike
Güneş koruyucuların içeriğinde bulunan oksibenzon ve oktinoksat gibi maddelerin, mercan resiflerinde beyazlama ve DNA hasarına neden olduğunu belirten Bulut, Environmental Health Perspectives dergisinde yayımlanan araştırmalara atıfta bulunarak, “Denize girmeden önce çevre dostu ürünleri tercih etmeliyiz” çağrısında bulundu.
Deniz Canlılarına Müdahale Ekosistemi Bozuyor
Deniz yıldızları, midyeler, deniz kestaneleri gibi canlıların doğal ortamlarından alınmasının, sadece etik değil, ekolojik açıdan da yıkıcı olduğunu dile getiren Bulut, şunları kaydetti:
“Bu canlıların yeri sahil çantamızda değil, denizin dibidir. Her müdahale deniz dengesine zarar verir.”
Toplumsal Duyarlılık: “Denizi Paylaşıyoruz, Saygı Gösterelim”
Toplumun ortak kullanım alanları olan sahillerde yüksek sesli müzik, çevreyi kirletme ve özel alan ihlali gibi davranışlara da değinen Bulut, özellikle çocukların sahil alanlarında sürekli gözlem altında tutulması gerektiğini ifade etti.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre yaz aylarında boğulma sonucu hayatını kaybeden çocukların oranının yüksek olduğunu hatırlatan Bulut, ebeveynleri can yeleği kullanımı ve gözetim sorumluluğu konusunda uyardı.
Son Söz: Doğayla Barışık Yaşam, Geleceğe Saygıdır
“Deniz, doğa, canlılık; bizim eğlencemiz uğruna feda edilemez. Tüketmeden, yok etmeden yaşamayı öğrenmeliyiz. Sahip çıkmazsak çocuklarımıza temiz bir dünya değil, pişmanlık bırakırız.”
Yazar Hakkında:
Hayrettin Bulut, Bursa Vatan Medya Grubu’nda çevre, toplum sağlığı ve etik yaşam konularında köşe yazıları kaleme almaktadır.
İşte o yazı… Biz yaşarken başka canlıları yok etmeyelim
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte sahil bölgeleri, deniz turizmi ve serinleme amacıyla milyonlarca insanı ağırlamaktadır.
Ancak bu dönemde denize girerken dikkat edilmesi gereken bazı önemli hususlar, hem bireysel sağlık hem de çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük önem taşımaktadır. Bilimsel çalışmalar, doğru alışkanlıkların kazandırılmasıyla deniz kazalarının ve ekosistem tahribatının önemli ölçüde azaltılabileceğini ortaya koymaktadır.
Öncelikle bireysel sağlık açısından, güneş ışınlarının zararlı etkilerine karşı önlem almak gerekir. Özellikle yaz aylarında güneşin en dik geldiği saatler olan 11.00 ile 16.00 arasında doğrudan güneşe maruz kalmak, cilt sağlığı açısından risklidir. Dünya Sağlık Örgütü, uzun süreli UV ışınına maruz kalmanın cilt kanseri riskini artırdığını belirtmekte; Amerikan Dermatoloji Derneği ise düzenli güneş koruyucu kullanmanın melanom riskini %50’ye kadar azaltabileceğini ifade etmektedir. Bu nedenle denize girmeden önce mümkünse “resif dostu” özellikte güneş kremi kullanılması tavsiye edilmektedir.
Denize giriş zamanı da sağlık açısından kritik öneme sahiptir. Yemekten hemen sonra denize girmek, vücutta sindirim sırasında meydana gelen kan dolaşımı değişiklikleri nedeniyle kramp riskini artırır. Bu durum bilinç kaybı ve boğulma gibi hayati tehlikelere yol açabilir.
Türkiye’de Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) verilerine göre, yılında yaşanan boğulma vakalarının %40’ı yeterli yüzme bilgisi olmayan bireylerden kaynaklanmıştır. Ayrıca alkol aldıktan sonra denize girmek de reflekslerin zayıflaması ve bilinç düzeyinin düşmesi nedeniyle ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi suyla ilgili kazaların yaklaşık dörtte birinin alkol tüketimiyle bağlantılı olduğunu raporlamaktadır.
Bireysel güvenliğin yanı sıra çevreye duyarlılık da yaz aylarında denize giren herkesin taşıması gereken bir sorumluluktur. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), her yıl dünya okyanuslarına yaklaşık 8 milyon ton plastik atığın karıştığını bildirmektedir. Bunların büyük bir kısmını plastik şişeler, poşetler ve sigara izmaritleri oluşturmaktadır. Bu atıklar deniz canlılarının yaşamını tehdit ettiği gibi, doğada çözünmeleri yüzlerce yıl sürebilmektedir. Örneğin bir plastik şişe ortalama 450 yılda doğadan tamamen yok olurken, deniz canlıları bu atıkları besin sanarak yutmakta ve çoğu zaman hayatlarını kaybetmektedir.
Ayrıca kullanılan güneş kremlerinin içeriği de deniz ekosistemi üzerinde doğrudan etkilidir. Oksibenzon ve oktinoksat gibi bazı kimyasal filtreler, mercan resiflerinde ağarma ve ölüme neden olmaktadır. Environmental Health Perspectives dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre, bu maddelerin deniz suyuna karışması, mercanların DNA’sına zarar vererek çoğalmalarını engellemektedir. Bu nedenle denizle temas etmeden önce çevre dostu güneş koruyucu ürünlerin tercih edilmesi önemlidir.
Deniz canlılarının yaşam alanlarına saygı göstermek de çevresel sorumluluğun bir parçasıdır. Deniz yıldızları, midyeler ve deniz kestaneleri gibi canlılar sadece estetik varlıklar değil, aynı zamanda deniz ekosisteminin dengesi açısından önemli görevler üstlenmektedir. Bu canlıların yerlerinden alınması ya da zarar verilmesi, mikrosistemlerde dengesizliklere yol açabilmektedir.
Toplumsal düzeyde ise ortak kullanım alanı olan plajlarda, çevreye ve diğer bireylere karşı saygılı davranmak gerekmektedir. Aşırı yüksek sesli müzik, çevreyi kirletmek ya da özel alan ihlali gibi davranışlar hem sosyal uyumu bozar hem de kamu düzenine zarar verir. Özellikle çocukların deniz kenarında sürekli gözlem altında tutulması hayati önem taşır. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’de yaz aylarında boğulma sonucu hayatını kaybeden çocukların oranı oldukça yüksektir. Bu nedenle çocuklara can yeleği gibi güvenlik ekipmanları sağlanmalı ve tek başlarına denize girmelerine izin verilmemelidir.
Sonuç olarak, yaz aylarında denize girerken alınacak önlemler yalnızca bireysel sağlık açısından değil, toplumsal bilinç ve çevresel sürdürülebilirlik açısından da büyük önem taşımaktadır. Sağlıklı bir tatil deneyimi ve temiz bir deniz için her bireyin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi şarttır. Unutulmamalıdır ki, deniz bize ait değil; biz denize misafiriz.
Yaşarken, eğlenirken korumasak birgün mutlak ararız, kaybetmeden doganın kıymatını bilelelim.
Hayrettin Bulut