Zirvede Haber

Yargı AYM’nin vesayeti altında değildir

Yargı AYM’nin vesayeti altında değildir

Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında yaşanan “Yetki” tartışması sürüyor. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yüksek yargıda yetki tartışmalarının bir devlet ve rejim krizi olmadığını vurgulayarak sert eleştirilerde bulundu. Bahçeli, “Bize göre Yargıtay 3. Ceza Dairesi görevini eksiksiz yapmıştır.” diyen Bahçeli; yeni, sivil, kapsayıcı anayasa kazandırmanın herkesin görevi ve gündemi olduğunun da altını çizdi. Öte yandan Bahçeli, İsrail ordusunun masum insanları katlettiğini belirterek “Türkiye Cumhuriyeti’nin kimseye eyvallahı yoktur.” diyerek sessiz kalmayacaklarını dile getirdi.

Bahçeli: Yargı AYM'nin vesayeti altında değildir

Bahçeli’nin gündeminde 31 Mart yerel seçimleri, yüksek yargıda yetki tartışması ve İsrail’in Gazze’ye saldırıları vardı.

Netanyahu’nun savaş suçlarından Lahey’de yargılanması gerektiğini dile getiren Bahçeli, İsrail’in tazminata mahkum edilmesi gerektiğini kaydetti.

Bahçeli’nin açıklamaları şöyle:

“BOŞ ZAMANLARINDA İSTANBUL’A UĞRAYAN BELEDİYE BAŞKANINI EVİNE GÖNDERECEĞİZ”

– 31 Mart seçimlerine hazırlık sürecini dolu dolu geçireceğiz. Hiçbir şeyi şansa bırakmayacağız. Ara sıra keyfi yeterse boş zamanlarında İstanbul’a uğrayan belediye başkanını evine göndereceğiz. Yerel yönetimler aracılığıyla devletin kasasını, milletin kesesini gasp edin, Türkiye Cumhuriyeti’ne kafa tutan çürümüşler, demokratik bedeli en ağır şekilde ödeyecekler. Biz dedik mi yaparız. yaptık mı arkasında dururuz. Katile katil, kahramana kahraman demeyi sürdüreceğiz. Güçlü yasama, kararlı yürütme, uyumlu belediye diyoruz. Yerelde iktidar, ülkede istikrar iradesindeyiz. MHP ve Cumhur İttifakı varsa elbette umut vardır, huzur vardır.

“GAZZELİ BEBEKLERİN HAKLARINA TAM MANASIYLA NE ZAMAN SAHİP ÇIKILACAK?”

– 7 Ekim’den bugüne kadar Filistin halkının kanı akmaktadır. Mazlumların feryadı dünyada yankılanmaktadır. İsrail saldırıları hiçbir kural tanımadan devam etmektedir. İsrail çatışma bölgesinde sıkışmış, cinayet planlarını güncellemek zorunda kalmıştır. İsrail askeri unsurları bebek, çocuk ,yaşlı ve kadın demeden masum insanları katletmektedir. Sivil yerleşim sahaları bombalanmaktadır. Gazze’nin en büyük hastanesi olan Şifa Hastanesi’nin vurulması, İsrail’in savaş suçları siciline yenisini eklemiştir. İsrail aciz ahlaksız ve korkak olduğunu bir kez daha belgelemiştir. Filistinliler zorla yuvalarından çıkarılmak istenmektedir. Buna rağmen Biden’ın açıklamaları bize  göre sahte bir iyi niyet temennisidir. Esas olan çatışmalara ara verilmesi değil, kalıcı ateşkesin sağlanmasıdır. 11 Kasım 2023 günü Suudi Arabistan’ın başkentinde İİT ve Arap Birliği, Gazze’yi görüşmek üzere toplandı. Teklif ve düşünceleri saygı görüp öne çıkan sayın cumhurbaşkanımız kadar sağlam ve samimi duruş sergileyen hiç kimse olmamıştır. Peki Gazzeli bebeklerin haklarına tam manasıyla ne zaman sahip çıkılacak?

Korkak bin defa, kahraman ise bir defa ölür. Türkiye’nin hiç kimseye eyvallahı yoktur. Zulme sessiz kalmak aynı zamanda ortak olmak demektir. Herkes sussa da biz susmayacağız. Siyonizme sonuna kadar tepki göstereceğiz. Netanyahu ve yönetimi, savaş suçlarından yargılanmalıdır. Bağımsız Filistin devleti tanınmalıdır.

Avrupa Birliği Komisyonunun Türkiye raporunu yırtıp atıyor ya da kağıttan uçak yapıp kendilerine aynen iade ediyoruz.

AYM-YARGITAY TARTIŞMASI: AYM, ADALET VE HUKUK DÜZENİNİN SAFRASI VE SANCISIDIR

– Her alan ve sahada bir uzlaşma masası tezahür etmelidir. Hep birlikte Türkiye’yiz, hepimiz Türk milletiyiz. Doğru olan adalette, hukukta uzlaşmaktır. Bize göre uzlaşmanın adresi, büyük Türk milletinin kutlu varlığıdır. Bizim altından kalkamayacağımız hiçbir sorun yoktur. Sürekli yok sayarak ihmalin pençesine düşerek ulaşacağımız hiçbir yer yoktur. Hukuk adalete yönelmiş toplumsal hayatın denge ve düzenidir. Hukuksuz devleti adaletsiz hukuk olmaz, olamaz. Asıl olan adalettir ve hukuk esas itibarıyla adaletin vasıtasıdır. AYM ve Yargıtay arasındaki anlaşmazlık bir defa hukuk devleti ve güvenliği açısından hiç arzu etmediğimiz bir durumdur. Öncelikle yüksek yargı organları arasında görüş ayrılıkları içtihat zenginliğini takiye edecektir. Pozitif tartışmalar, yapıcı eleştiriler, milletin hakkını ve devletin egemenlik çıkarlarını gözeten yaklaşımlar hukukun üstünlüğünü güçlendirecektir. Fakat son yaşanan cepheleşmeye ve suç duyurusuna kadar varan süreç bir devlet veya rejim krizi değil, böyle görmek isteyen partilerin kuruntusudur. Kriz ayini yapanlar avuçlarını yalayacak, hevesleri kursaklarında kalacak. AYM adalet ve hukuk düzeninin safrası ve sancısıdır. Bu kaçınılmaz gerçeği kabul etmeden son gelişmeleri kavramak batıldır. AYM’nin anayasa hükümlerini işlevsiz hale getirmesi vakayı adliyeden sayılamayacak bir sapma ve sürüklenme halidir. Can Atalay ile ilgili hak ihlali kararı açıklanmıştır. Bu kapsamdaki bireysel başvurunun 3 ay gibi kısa sürede soruşturulması, ister istemez aynı hassasiyet ve özenin halkın demokrasi partisinin kapatılması davasında neden göstermediğini akıllara getirmiştir. Yargıya saygı mecburidir, bu kararın gereği Meclis’te derhal yapılmalı, konu kapatılmalıdır. Yargıtay ile AYM’yi karşı karşıya getiren konu, dokunulmazlığın iki istisnasından biridir. AYM ile Yargıtay arasında hiyerarşik bir ilişki yoktur. Bireysel başvuru kapsamında AYM’nin görevi bir temel hakkın ihlal edilip edilmediğini ve ihlal varsa nasıl ortadan kaldırılacağının belirlemesiyle sınırlıdır. Gazi meclis AYM’nin vesayeti altında değildir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Meclis’te oturma eylemi yapan güruhun AYM’nin yasamayı etkisiz hale getirme girişimini görmezden gelmesi küstahlıktır, hadsizliktir, seviyesizliktir. Oturanlara sesleniyorum, siz oturmaya devam edin, Türk milleti size Osmanlı şamarını vura vura 31 Mart’ta kaldırmasını bilecektir. AYM yetki alanını genişleterek TBMM ve diğer yüksek yargıya parmak sağlamaktadır. AYM ile Yargıtay özelinde süre gelen sıcak tartışmanın son ihlal kararına özgü olmadığı açıktır. Böyle giderse bu mahkeme, Fethullah Gülen ile Murat Karayılan’a da hak ihlali kararı verecektir. Yargıtay görevini eksizsiz yapmıştır.

AYM Başkanının dilinin altında eveleyip gevelediği asıl maksadı, asıl düşüncesi nelerden ibarettir? AYM Başkanının haddini çok açık bir şekilde aştığını düşünüyoruz. Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil’e git. Mahkeme başkanı objektifliğini kaybetmiş, milli birlik ve kardeşliğe cephe almıştır. Karşımıza 2 seçenek çıkıyor: AYM ya kapatılmalı, ya da yeniden yapılandırılmalıdır.

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ