HAK, HUKUK, ADALET YERİNİ BULSUN DİYE MÜCADELE EDEN AVUKATLARIN GÜNÜNÜ KUTLAMAK İSTİYORUM AMA…

Adaletin yok edildiği, haksızlıkların tavan yaptığı, insani değerlerin yerle bir edildiği, vicdanların kararıp, görgüsüzlük ve israfın herkesi utandırdığı ortamda bu kutlamanın bir anlamı olur mu bilmiyorum.

Halkımız açlığa mahkûm, deprem bölgelerinde bu kadar zaman geçtiği halde yaşatılanlar, rezillikler artık utancımız olarak rutinleşti ve normalleştiriliyor.

Ne yazık ki duyarlılığına güvendiğimiz siyasilerde seçim telaşı ile “Beni Görün….” yarışına girdiler.

Ülkenin her yerinde halklar artık Pazar artıklarıyla yaşamayı kadermiş hatta olağanmış gibi kabul ettiler.

Yani yokluk, açlık, haksızlık ve kimsesizlik insanların yaşamına kast ederken birçok alanda gözümüze sokulan inanılmaz görüntüler sinir katsayılarımızı tavan yaptırdı.

En son ve en can acıtan lanet okutan örnek:

Tek Adam, AKP ve MHP’li milletvekillerine kaçak sarayında iftar yemeği verdi.

Kaçak Saray’da kurulan sofrada menünün inanılmaz zenginliği ve seçilenlerin fiyatlarıyla görgüsüzlüğün, haksızlığın, vicdansızlığın ve haramın normalleştiğini bir kez daha bizlere kanıtlamıştır.

Kimse unutmasın ki, o sofrada sunulan ve yenilenler halkların helal parasıyla sağlanıyor.

Yıllardır soyan ama doymayı bilmeyenlerin menüsüne bir bakalım:

İftar tabağında petek bal, kaymak, Medine hurması, yeşil ve siyah sele zeytin, beyaz peynir, eski kaşar peyniri, tulum peyniri, domates, salatalık ve pastırma yer almış.

İkram edilen diğer yiyecekler şöyle:

Peynirli su böreği, zeytinyağlı kuru dolma, kereviz salatası, mevsim meyveleri, Anadolu aşı çorbası, narenciye soslu bahçe yeşillikleri salata, mantar soslu dana fileto, köz sebze ve safranlı pilav, çilek soslu trileçe.

Misafirler iftarı çay ve kahve ikramı ile tamamlamışlar.

Kimse benim tavrımı kabalık ve saygısızlık olarak görmesin ama ben sadece bu görgüsüzlüğe ve haksızlığa, “YUH… YUH… YUH… bu soygun düzeninin hesabı mutlaka sorulmalı” diyorum.

Bu haksızlığı yapanlar hesap vermeli ve bu hak yiyen vicdansızları bir tek namuslu avukat savunmamalı.

Ben işte o zaman o yürekli, onurlu ve gerçek avukatların gününü canı gönülden kutlarım.

Birde Tek Adam faşizmine direnen ve haksız hukuksuz siyasi tutuklu olanları, hak aradıkları için dövülen, işkenceye uğratılan gençleri ve onurlu insanları savunan avukatların günlerini kutlarım.

Ayrıca bu mesleği sadece para ve güç kazanma amaçlı ilkesiz ve etik olmayan savunuları reddeden, tecavüzcüleri ve kadınları katledenleri, mafyanın kara kutusu ve uyuşturucu baronlarını savunmayı reddeden avukatların günlerini kutlarım.

Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, Tek Adam faşizmi artık dur durak bilmiyor.

Yasa, kural tanımıyor.

Halk desteğini kaybettikçe saldırganlaşıyor. Doyumsuzluklarına gem vuramıyor.

Deprem bölgesinde hala insanlar ve çocuklar yağan yağmurda, meydana gelen sellerde ve özensiz enkaz kaldırılırken meydana gelen ortamlarda bir kez daha ölümle yüzleşiyorlar.

Çocuklar yalınayak derme çatma çadırlarda farelerin hücumuna uğruyorlar ve bu ülkenin seçilmişleri saraylarda bu lüks ve şatafatla iftar yapıyorlar.

Ben helal etmiyor ve mutlaka hesap vermeliler diyorum.

Merak ediyorum acaba yiğit ve yürekli avukatlar bu haksızlığı ihbar edip dava açabilirler mi????

Bu kadar haksılık ve hukuksuzluk yaşanırken, siyasi partilere vekil olmak için servet harcayanlar da canımızı sıkıyor ve yakıyor…

Adaylar, her gün farklı kıyafetleriyle, kadın erkek botokslu, dolgulu, gerdirilmiş yüzleriyle poz veren ve bu masraflara binlerce lira ayıranlar acaba farkına varıp bu çelişkilere ses çıkaracaklar mı???

Benim yine canım çok sıkıldı.

Aday olanların bu nedenle basın açıklamalarında çoğunlukla kağıttan okudukları parlak sözlerine, inanmadan bu güne dek akıllarına gelmeyen sözlerle birer kahramanmış gibi ifade ettikleri savunularına kimse kusura bakmasın önem vermiyorum!!!!

DOSTLAR, YOLDAŞLAR VE CANLAR, İSYANIM VAR:

Bu kadar ikiyüzlü olunmasına ve bir aydır sosyal medyayı sürekli anlamsız gösterileri ile meşgul etmelerine itirazım var.

Tek Adam faşizmine, ceberrutluğuna ve gericiliğine ama illa da soygun düzenine velhasıl bu kadar haksızlık ve hukuksuzluğa hala taraftar olunmasını da şaşkınlıkla ve utançla gözlüyorum!!!!

Halkların ve çocuklarımızın haklarını yiyen tüm görgüsüzlere ve onlara itibar edip destek veren asalaklara son perdeden isyanım var…

Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.