BU ATAMA HAKSIZLIK OLDUĞU İÇİN “HOŞGELDİNİZ, KUTLARIM…” DİYEMEM.

Uzun süredir boşta olan CHP Bursa Gençlik Kolları Başkanı Av.Elif Nur Yamak olmuş!!!!

Kendisini tanımam bilmem ve asla bir düşmanlığım, kişiliğine lafım, sözüm yoktur.

Enteresan olan; Av. Elif Nur Yamak’ın baro panelinde bile profili adeta kilitli, avukat olmasına karşın adresi, telefonu ve e-mail adresi bile gizli tutulmuş yani bilinmez olmasıdır!!!!

Sevgili Dostlar, Yoldaşlar ve Canlar, ben bu haksızlık karşısında susarsam veya beklentisi olanlar, yada sorumlu yerde olup arkadan konuşanlar gibi sessiz kalırsam ömrünü sol/sosyal demokrasiye adamış Güler Buğday’a ihanet ermiş olurum.

Samimiyetime inanın bu güne kadar gençlerin hak ettikleri yerde olmalarını, karar mekanizmalarında yer almalarını canı gönülden savundum.

Onlara yapılan haksızlıklarda da yüreklice yazarak, haksızlıkları kınayıp sahip çıktım.

Hatta benden yardım istemiş gençlerin bazılarına gece gündüz demeden saatlerce bilgi verdim, çalıştırdım, katkı yaptım yani karşılıksız ve beklentisiz emek verdim…

Hangi konumda olursa olsunlar başarmaları için destek oldum, hiçbir koşulda öne çıkmadım, onur kırmadım, başarılarından bir anne veya abla duyarlılığı ile mutlu oldum.

Bunları neden yazdığımı dün gece şok yaşatan bir atamaya karşı yapacağım eleştirileri doğru anlamanız için kısaca anlatmak zorundaydım.

Dün gece Watsaptan birkaç değerli dosttan bir resim ve bir atama bilgisi geldi.

İnanın önce şaka yapılıyor sandım ve ciddiye almadım ancak doğru olduğu bilgisi yetkili bir ağızdan anlatılınca inanın alerji döktüm!!!!

Gerçek olduğuna inanmam zordu çünkü:

“Cumhuriyet Çınarı” olarak nitelenen partime, “Emek en yüce değerdir” diye kendimizi tanımladığımız partime ve “Hak, Hukuk Adalet” diye günlerce yürüyen partimin yetkililerinin yapmaması gereken bir atamanın gerçek olduğunu öğrendim.

Şimdi soranlar olacaktır “ataması yapılan Elif Nur Yamak’ın başı türbanlı diye mi bu tepkiniz?” diye…

Keşke o kadar basit ve sıradan olsaydı!!!!

Ben bugüne dek Güler Buğday olarak yaşam boyu gerçekleri yazdım ve savundum.

Hiçbir zaman oportünizme, popülizme itibar etmeden ve herkesin beni sevmesi içinde “suya tirit” yazılar yazmadan kötü olmayı göze alarak yazmış, anlatmış ve tavır koymuş bir insanım.

Şimdi hem örgütümüzün emektarlarına hemde paraşütle indirilen bu Hanım Kızımıza soracağım.

Sol/sosyal demokrat olması için ömrümüzü verdiğimiz partimin gerçekten saygın ve çileli emekçileri; ülkemizin içine düşürüldüğü karanlıktan ve dayatılan faşizmden kurtulmamız için elimi taşın altına koyup yazanlardan biriyim.

Ülke yangın yerine dönmüş, halklar çaresiz ve çok zor durumda bu kötü gidişe “DUR” demek gerektiği için çok içimize sinmese de sağcı, hatta tutucu ve geçmişte canımızı yakmış insanlarla birlikte olduğumuz “Millet İttifakını “destekliyoruz.

Ancak kimse bu mecburiyeti sağa ve haksızlıklara koşulsuz uymak zorundayız gibi düşünmesin.

Bu birliktelikler bizleri Tek Adam anlayışına, “Ben yaptım oldu..” mecburiyetine ve haksız dayatmalara sessiz kalmaya zorlayamaz.

Soruyorum şimdi herkese:

Bu partinin onurlu, namuslu ve saygın bir geçmişi var…

Yıllarını bu uğurda tüketmiş, yeri gelmiş ekmek parasını partisine harcamış ve hiçbir beklenti içinde olmadan ömür tüketmiş üyeleri ve baş tacı edilecek bir örgütü var.

Hangi hakla ve yetki ile 3 ay önce üye olan bir hanım kızı Bursa gibi, tarihi, sol mücadelesi ve kültürü olan; emeğin partisi CHP’nin Bursa Gençlik Kolları Başkanı olarak atadınız?

Kime sordunuz? Kimlere danıştınız? Bu hakkı, daha doğrusu bu haksızlık ve hadsizliği nasıl yaptınız????

Ve bunu yaparken yıllardır mücadele etmiş; soğukta, sıcakta alın teri dökmüş, cebindeki iki kuruşu partisi için harcamış gençlere ve onların ailelerine karşı bu haksızlığı yaparken hiç vicdanlarınız sızlamadı mı?????

CHP örgütü, Partiyi Yönetenleri, Temsil Edenleri veya bu makamlara gelmek için her türlü fedakârlığı yapanlara soruyorum.

Bu partide emek vermiş, koşturmuş, çile çekmiş, başarılı olmuş veya hata yaptığı için ihraç ettiğiniz kızlarımız, kadınlarımız kırılsalar da CHP’ye ve sol/sosyal demokrasiye ihanet etmemişlerdir.

Bu konumda olan kız erkek, yaşlı genç insanlara verilmeyen ilgi ve itibar hangi hakla kimsenin tanımadığı amacını bilmediğiüç aylık bir partili olan Hanım Kıza verilmiştir?

Mesleği avukat olan, mesleğinin gereği hak aramak, adaletli olmak görevi olan bu Hanım Kızımız hiç emek vermeden, hiç ter dökmeden, hiç çile çekmeden hakkı olanların tepesine inmeyi nasıl içine sindirdi ve bu görevi kabul etti gerçekten merak ediyorum.

Sevgili Dostlar, yoldaşlar ve Canlar, bana namuslu ve vicdanlı tüm örgüt dostlarım “Abla sen bu partinin tarihi gibisin” derler.

Doğrudur.

13 yaşında öğrenci derneklerinde başlayan mücadelemi bugün 75 yaşında bir insan olarak onurla, gururla, hak yemeden, ön kesmeden, asla partime ihanet etmeden ama soldan vazgeçmeden sürdürüyorum.

Yine rahmetli olan solun efsane isimlerinden Ahmet İsvan “Sen solun vicdanısın” derken, hepimizin saygı duyduğu ve özlediği gazeteci yazar ve CHP’nin saygın İl Başkanı Yılmaz Akkılıç bana” Sen solun namususun” der ve bazı dost gazetecilere bana sahip çıkmalarını öğütlerdi.

İşte bu misyonumla ben kimsenin içine sinmeyen ve asla kabul edilmesi mümkün olmayan bu haksızlığı yazmak zorunda kaldım.

Çünkü bu atama kim olursa olsun haksız ve yersiz, adaletsiz, şık ve doğru olmayan ve asla CHP’ye yakışmayan bir durumdur.

Bursa’daki gençlik örgütlerinin hepsi birden görevden alındığında da yazmış ve bu tavrı kınamıştım.

Üstelik birçoğu gerçekten bu göreve layık, emek vermiş, alın teri dökmüş, partinin geçmişini bilen, geleceğine yön verecek olan nitelikte gençlerken bu atama asla içe sinmemiştir.

Temennim avukat olan bu hanım kızımızın duyarlı davranıp bu haksızlığa alet olmaması ve görevi kimden aldıysa iade etmesidir.

Sevgili Dostlar, Yoldaşlar Canlar, halkları ve örgütümüzü temsil konumunda olanların bu haksızlık ve yersizliğe sessiz kalmamalarını diliyorum.

Ayrıca aday adayı olan, yada bu kararda olanların genel merkezle ters düşmemek ve nezaketli görünmek için bu haksızlığı kabul etmiş şahsın resimlerini koyarak kutlama yapmalarını kınıyor ve “Oturun oturduğunuz yerde, sizin bizleri temsil hakkınız olamaz” diyorum.

Gelelim Hanım Kızın başının türbanlı olmasına…

Mecliste türban bahanesi ile tuzak bir anayasa teklif oylanacakken bu garip atama ve seçimi anlamlı ve yakışıksız bulsam da tek sorun olarak görmüyorum.

Bu tercih benim için inandırıcı olmadığı için daha fazla konuyu kaşımayacak ve lüzumsuz laf etmeyeceğim.

SON SÖZ:

Herkes yakıştığı ve hak ettiği yerde değer bulmalıdır.

Kimse aslı dururken taklitlerine bakıp oy ve destek vermez.

Hiç kimse boşuna uğraşmasın böyle helalleşeme de kucaklaşmada olmaz…

Ve de bu garip ve haksız durum karşısında en baştan en sona, en geniş kesimdeki partililer aklını başına alsın!!!!

Atatürk’ün kurduğu, laik cumhuriyeti, devrimleri ile çağdaş, düşünen, dogmalardan uzak analiz yapabilen, sorgulayan ve hiçbir güce veya inanca göre karar vermeyen özgür bireyler CHP’de yetkili olabilirler.

Benim daha fazla bu konuda sözüm yoktur.

Çünkü haksızlık yapmak, kalp kırmak, kimseyi de hedef yapmak istemiyorum.

Bu konuyu yazarken yine birçok beklentisi olan, solda görünüp susan veya “bana ne, bana mı kaldı hesap sormak?” diyenlere ders olsun hatta örnek olsun istiyorum.

Özellikle bu sağa hoş görünme, sola kapanmaya suskun kalanların başarı getirmeyeceğini anlatmak, uyarmak ve engele olabilmek için elimi taşın bir kez daha koydum.

Biliyorum bu yazımı çok kimse okuyacak ama küçük hesaplardan veya beklentilerden dolayı bana hak verecekler ama kınayamayacak, eleştirmeyecek ver suskun kalacaklar bu konuda yanılmak istiyorum.

Ancak bu sefer küçük kurnazlık yapan ve görmezden gelenleri vicdanı olanların karar defterine yazacağız.

Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.