Zirvede Haber

İznik gölü: mavi bayraklı plaj mı? Fosseptik çukuru mu?

İznik gölü: mavi bayraklı plaj mı? Fosseptik çukuru mu?

İznik Gölü alarm veriyor klişesi artık can sıkıyor ve bıktırıyor.

Bölge fazla yağış aldığında İznik Gölü sınırları zorlayıp ve zeytinliklere doğru yürüdüğünde “ İznik Gölü yükseldi kıyı şeridindeki yerleşim bölgelerine ve ekili alanlara zarar verdi” diye başlık atılır.

Yağış az olduğunda buharlaşma, sulama ve kıyıdaki sanayi tesislerine su alınmasından kaynaklanan nedenlerle göl geri çekildiğinde “ İznik gölü 5 metre kurudu kayıklar karada batağa saplandı “ haberi manşetten verilir.

Cargill denilen sessiz katilin gölün dibine işlenmiş mısırdan artanları, edinilmiş bir belge ile göle zarar vermeyen masum atıklar olarak pompalaması ara sıra gündeme gelir “ İznik Gölünde balıkların, göl içindeki canlı organizmaların ve bitkilerin soyu kuruyor” üzerinde tezler yazılır.

Bunlar Bursa’da ve İznik Göl’ü çevresinde yaşayan her faninin duyduğu, okuduğu ya da izlediği gerçeklerdir. Öte yandan tarihin ve doğanın zenginliklerini hiç esirgemediği İznik ilçe merkezinde her yıl bölgeye büyük değer katan bir şeyler bulunur.

Bazen kazılarda karşımıza çıkar, bazen sular çekildiğinde bazilika olarak zuhur eder, bazen de sahilinde muhteşem mavi bayraklı plaj olur.

İnsanlık tarihi ve inanç dünyası açısından dünya mirasından öte bir dünya turizm mabedi olması gereken İznik, bölge halkından gerekli destek ve saygıyı görüyor mu diye sorarsanız hayır derim.

Kıyılarında arıtması olmayan yüzlerce tesisisin olduğu ve aslında mirasını yiyen insanların ihanet ettiği bir cevherdir İznik gölü… Narlıca’ya yolum düştüğünde sahilinde gördüklerime inanamadım. Pisliği ilke edinen kirli vicdanlı insanların bıraktığı piknik artıkları her yerde olduğu gibi İznik Gölünün Narlıca kıyılarında da vardı. Üzülmemek elde değil ama bizim toplumsal cehalet kimliğimizin kartviziti olan bu pisliklere parklarda, caddelerde, dağlarda, denizlerde rastlamak olası bir şeydi. Âmâ Narlıca Köyü’nün bütün pis su atık ve lağımının açık bir şekilde İznik Göl’ü sahiline bağlanmasına akıl sır erdiremedim.

İznik gölünün bir yakada “Mavi Bayraklı plaj” bir yakada “ Fosseptik Çukuru” muamelesi görmesi akıl alacak, insanlık ahlakına, kent bilincine sığacak bir şey değildi.

İznik Belediye Başkanına hesap sorar gibi sordum ama aldığım cevap bana sormaz olaydın dedirtti.

Önce “ Narlıca’daki arıtma çökertme olmadan yapılan göle deşarj olayına ben de üzülüyorum” dedi… Eeee dedim…“Bu işlerin programı ve uygulaması BUSKİ tarafından yapılıyor. Ayrıca Narlıca’nın Orhangazi’ye bağlı olduğunu biliyorsunuzdur.”  dedi. Vallahi bilmiyordum. Kendiişlerini doğru düzgün yapamayan Orhangazi’nin, zaten Narlıca’ ya ne hayrı olacaktı ki?

Ayrıca hemen yakınında Sölöz diye tarihi bir belde belediyesi vardı. Bir yetmedi çok lazımmış gibi Aşağı, Yukarı diye iki Sölöz Belde Belediyesi yapıldı. Sonra da iki belde de lağvedilip ve şaka gibi mahalleye dönüştürülüp Orhangazi’ye bağlandı. Ve bölge kaderine terk edildi.

İznik Gölü’nün kuzey batı kanadının kötü yazgısı da bu şekilde başladı.

Orhangazi Belediye Başkanı’nın Narlıca’daki çevre faciasından haberi bile yoktur. Haberi olsa gereğini neden yapmadın sorusuna verecek cevabı yoktur. Makamlar ve yaşamlar geçicidir ama İznik tarih boyunca vardı ve tarih sonuna kadar devem edecek… İznik Gölünü, İznik’in tarihi zenginliklerini korumak zor değil, sevin yeter!

Haber: Osman Gürçay

ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ