Zirvede Haber

“DENİZ HEP 25 YAŞINDA” BİZLER 3 FİDANIMIZI BİR AĞACIN ALTINDA DA ANARIZ…

“DENİZ HEP 25 YAŞINDA” BİZLER 3 FİDANIMIZI BİR AĞACIN ALTINDA DA ANARIZ…

Geçmiş dönem CHP Parti Meclis Üyesi Güler Buğday; 3 Fidan’a olan özlemini kaleme aldı.

Buğday; “Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan insanlığın kalbine gömüldüler.
25 yaşında idam edilen Deniz Gezmiş’in aslında bugün doğum günü sayılır.
Türk devrimci hareketin simgelerinden biri olan Deniz 1968 yılında Amerikan 6. Filosunu protesto edip 1971 yılında da 4 Amerikan askerini kaçıran Deniz Gezmiş ve arkadaşları Sivas’ın Şarkışla ilçesinde yakalanmışlardı.
Yakalanmasının ardından idam edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 sabahı Ankara Merkez Kapalı Cezaevinde idam edilmişti.
Tüm gönüllere 3 fidanın acısı düşmüştü.
Deniz’in son sözleri şunlardı:
“Yaşasın tam bağımsız Türkiye!
Yaşasın Marksizm Leninizmin yüce ideolojisi!
Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi!
Kahrolsun emperyalizm!
Yaşasın işçiler, köylüler!”
Bugün bizler toprak yerine gönüllere düşen sadece 3 yiğidi anmıyor, onlara ve inançlarına, onurlu mücadelelilerine, örnek olan davranışlarına olan ihtiyacımızı haykırıyoruz…
Rahat uyuyun desem de bugünleri gören, esaretimizi ve tek adam cuntasına teslim olduğumuzu gören yiğitlerimiz rahat uyuyamıyorlardır.
Onun için onlara verebileceğimiz tek huzur; pes etmediğimizi, teslim olmayacağımızı, korkmayacağımızı ve susmayacağımızı hep birlikte haykırmak olacaktır.
Işıkları bol yıldızlar yoldaşları olsun. Hepimizin çocukları ölümsüzsünüz.
ÜÇ FİDANLAR ANILIRKEN SÖZLERİ VAZGEÇİLMEZ İLKEMİZ OLDU
“Vatan, onu parseI parseI satanIarın değiI; uğrunda darağacına gidenIerin vatanıdır!
Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık!”
Hüseyin, Yusuf, Deniz, 3 fidanımız, onurumuz, gururumuz ve bizlerin gönlünde ölümsüzleşen Devrim Şehitlerimiz sözleriniz bizlerin vazgeçilmezi oldu.
İnanın bu sefer emperyalistlere, işbirlikçilerine, tek adam diktasına, ülkeyi soyan, talan eden yamyamlara izin vermeyeceğiz.
Kadını yok sayan bağnazlara, çocuklara tecavüz edenlere, geleceklerini yok edenlere bu iğrençliklere susan çarpık düzene müsaade etmeyeceğiz.
İnsanları bölen, parçalayan, ötekileştiren faşistlere, ülkemizi dünyaya rezil eden, yalnızlaştıran diktatörlere bir daha onay verilmeyecek.
Halkımızın inançlarını istismar eden, dini inancını kullanarak beyinlerini yıkayıp Mankurtlaştıran tüm yobazlara haddini bildireceğiz.
Sizlerin mücadelesi yolumuzu aydınlatan ışığımız olacak.
Tıpkı şairin sözleri gibi.
“Onlar ışık oldu devrim yoluna
Tek vücut, tek ses şimdi yoldaşlarda
Bir ölür, bin gelir Deniz’lerimiz
Coşkun akar devrim türkülerimiz”
Onlar bizlerin vazgeçilmezidir.
Ben biliyor ve emin olarak diyebiliyorum ki; Deniz Gezmiş ve arkadaşları hepimizin evladıdır ve hepimize direnme, dayanma gücü veren, verdiği onurlu mücadele ile örnek olan hatta ölümsüz olan yiğitlerimizdir.
Bu ülkede saltanat sürmek için ülkeyi karanlığa gömen ve halkını bölen, acımasızca acı çektiren ve her gün bizlere hakaret edenlere sesleniyorum:
Beyler, bir kere kıydınız bu gençlere bir kez daha onların ideallerini yok ederek bu ülkeyi karanlığa ve kulluğa, tek adam diktasına götürecek dayatmalara onay vererek kıymayın!
Onların ve tüm devrim şehitlerinin kemiklerini sızlatmayın.
Hepimizin oğlu Denizimize ve arkadaşlarına söz vermek istiyorum:
Merak etmeyin, bu halkın refahı, bağımsızlığı, özgürlüğü ve kardeşçe birlikte yaşamak için kendini feda eden yiğitlerimiz.
Emanetinizi kim ne yaparsa yapsın koruyacağız.
Özgürlük ve bağımsızlık bayrağı, biz annelerin elinde; bizler yere düşmeden o bayrak yere düşmez.
Rahat uyuyun…
Özgürlük bayrağınız yere düşmeyecek.”
Anılar güzel, anlamlı, saygın ve değerli ise unutulmaz. Bu sabah Facebook anımsattı:
Bir grup dostla Doğu Anadolu’ya yaptığımız ziyarette 5-6 Mayısta Diyarbakır’daydık.
Sabahları çok erken kalkan ben ve Toprak Adam, koşulları düşündük ve karar verdik;
Üç fidanımızı, tüm içtenliğimizle ve duyarlılığımızla kaldığımız yerin bahçesindeki bir ağacın altında anlatıp, onlar için saygı duruşu yaparak anacaktık.
Zaten bir akşam önce Hıdırellez için hepimiz en içten ve samimi duygularla isteklerimizi yazıp gülfidanlarının altına koymuştuk.
Özel isteklerimizin yanında hepimizin bir ortak isteği daha vardı ama bugüne kadar ne yazık ki hala yerine gelmedi.
Ortak sorunumuz ne yazık ki hala ülkeyede bela olmaya devam ediyor!!!!
Sabah çok erkenden kalkıp bir ağacın altında ben ve Toprak Adamın yaptığı konuşmalarla Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ları, yani devrimci yiğit evlatlarımızı özlemle ve şükranla andık.
Hep birlikte gülfidanlarının altından gece bıraktığımız isteklerimizi alıp Diyarbakır’ın meşhur on gözlü köprüsüne götürüp Dicle’nin coşkulu sularına bıraktık.
Bir tek şeyden emindik:
Özel isteklerimizin dışında hepimizin ortak isteği, ilk önce BARIŞTI.
Ülkede kardeşlik, huzur, hakça paylaşım ve insanca, özgürce hak ve hukuk kuralları içinde ve laik cumhuriyetimize sahip çıkarak eşit yurttaşlar olarak yaşamak hepimizin ortak arzusuydu.
Bu gün bu isteklerimiz artık hava kadar, su kadar yaşamsal bir konumda çünkü ülkede egemen olan faşizm artık nefes almamıza bile imkân vermiyor.
Sevgiyle, saygıyla, eşit yurttaşlar olarak barış ve kardeşlik duyguları ile özgür bir yaşam ve hakça paylaşılan bir düzende yaşayalım ve yaşatalım.”  dedi.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ