Yüzde 48 Zam Bursa’yı Ayağa Kaldırdı! “Liyakat Yerine Yoldan Geçeni Müdür Yaparsan Olacaklardan Ne Beklersin!”

Et ve Süt Kurumu, et fiyatlarına yüzde 48 zam yaptığını duyurdu. Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü Osman Uzun; “Bizim fiyatlar çok düşüktü, piyasanın yüzde 66 daha altında bir fiyatımız vardı. Bu nedenle çok uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu nedenle biz fiyatı artırdık ama yine de piyasaya göre yüzde 15 daha düşük bir fiyat var. Karkas etin fiyatı 80 lira olmuş bizim 56 liradan kıyma satmamız zaten mümkün değildi” dedi. Bu açıklamaya ise Bursa’dan çok sert bir ses yükseldi. Memleket Partisi, Gelişim ve Demokrasi Partisi, Demokratik Sol Parti, Genç Parti, Doğru Parti, Türkiye Değişim Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi , Cihan Partisi, Anadolu Birlik ve Liberal Demokrat Parti İl Başkanlarının tüzel kişiliklerini bir kenara bırakarak Bursa ve Bursalıların kazanımlarını korumak için bir araya geldikleri “Bursa İçin İşbirliği Paltformu” ortak bir açıklama yaptı.

Ortak bildiride; “10 partinin ortak bir amaçla oluşturmuş olduğu ve ortak kazanımlar adına yapmış olduğumuz çalışmalar; Bursamızda oldukça güzel bir periyotta ilerliyor. Bugün sabah saatlerinde ulusal basına eski ismi ile ETBA Kurumu’ndan sadece siyasi partileri değil vatandaşlarımızında sabır sınırlarını oldukça zorlayan bir açıklama yapıldı. Devletin; vatandaşın piyasa şartlarına göre çok daha uygun fiyata yiyebilsin diye kurmuş olduğu kırmızı-beyaz et, süt ve balık ürünlerini alabildiği kurum tarihinde rekor düzeyinde olabilecek bir zam yaptı. Kurumun başındaki isim ise bunu “Çok uzun kuyruklar oluşuyordu bu yüzden zam yaptık” diyerek beyinlerimizi yakan bir açıklamayla özetledi! 20 yıllık iktidarlarında liyakat yerine emir kulu olan şahısları makamlara atayan iktidar o kurumların bir çoğununda bu yönetim anlayışı ile zarar etmelerine neden oldu. Bu kadar yüksek oranda zam yapılması, ekonomik buhranda entübe olan vatandaşımızın aş sofrasında yüzünü güldürebileceği, yaklaşmakta olan tek ay olan  Ramazan’nın da maneviyatına zarar vermez mi? Şu bir gerçek ki; ülkemizde hayvan üretiminin maliyeti her geçen gün giderek artmaktadır. 20 yılın yanlış tarım politikaları nedeniyle topraklarımızı kaderine terk ettik. Artık 20 yıl öncesine göre ekilebilir dikilebilir alanlarımız yüzde 40 daha küçüldü. Anlaşılan o ki; hayvan üretimimizi de kaderine terk etmişiz. Tarımı ve hayvancılığı ayağa kaldırmanın tek yolu 3 yıllık sıkı ve kırmızı çizgileri olan üretim çiftliklerini mikro düzeyde tekrar dizayn etmektir. Mikro ölçekli imkanları olan çiftçi ile “sözleşmeli” anlaşmayla sosyal güvencesinin tamamının devletin karşılayacağı yeni bir sisteme geçilerek kaderine terk edilen toprağı tekrar yeşertmek mümkün. Konuyla ilgili ayrıntıları devlet kurumlarıyla paylaşmaya her zaman hazırız.” dedi.